İSTANBUL-Medipol Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sabahattin Aydın, hekimlerin bir kısmını saat 17.00’den sonra serbest bırakıp bir kısmını bırakmayarak onları huzursuz eden, hakkaniyet duygusunu zedeleyen tam gün uygulamasında değişiklik yapılması gerektiğini söyledi. Aydın, MEDİMAGAZİN'e yaptığı açıklamada “Şimdiye kadar uygulanan ve Sağlıkta Dönüşüm Programı’yla hiç uyum sağlamayan bu tabloya mutlaka rötuş yapılması gerekiyor.” dedi.
Sağlık Bakanlığı eski bürokratlarından olan Rektör Sabahattin Aydın, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun yenilik yapmak amacıyla farklı kesimlerle görüştüğü Tam Gün Yasası’nı değerlendirdi.
Tam gün uygulamasında kafaların çok karıştığını belirten Aydın, bir önceki Sağlık Bakanı Recep Akdağ döneminde, 1970’li yıllardaki kanuna benzer şekilde hekimlerin kendi müesseselerinde sadece çalışmalarını öngören bir düzenleme yapıldığını ancak, Anayasa Mahkemesinin bunun bazı maddelerini iptal etmesiyle tartışmalı bir durum ortaya çıktığını kaydetti. Aydın, şöyle devam etti:
“Bence doğru olmamakla birlikte Anayasa Mahkemesi kararı şöyle yorumlandı: ‘Üniversitedeki öğretim üyelerine kurum dışında çalışmak serbest, Sağlık Bakanlığı hastanelerinde çalışan hekimlere kurum dışında çalışmak yasak.’ Ama ben şahsen, Anayasa Mahkemesinin gerekçeli kararına göre böyle bir ayrım olmaması gerektiğini düşünüyorum. Daha sonra kanun hükmünde kararname ile bir düzenleme daha yapıldı. Bu düzenleme, önemle ifade ediyorum ki yanlış bir düzenlemedir. ‘Git muayenehane aç, iki sene ücretsiz izin verelim. Eğer başarısız olursan kadro garantisi veriyoruz, geri dönersin’ gibi aslında muayenehane açmayı teşvik eden, açmayanları tahrik eden, muayenehane açmayıp müessesinde çalışmaya devam edenleri rahatsız ve huzursuz eden, saat 17.00’den sonra özel sektörde çalışıp, aynı zamanda kurumunda kalanları da verimsiz hale getiren bir yapı çıktı ortaya.”
“Sağlık politikalarıyla alakası yok”
Prof. Dr. Sabahattin Aydın, bunun Türkiye’deki sağlık politikalarıyla alakası olmadığını söyledi. Bunun yanlış bir karar olduğunu ve her halükarda değişir diye beklediğini aktaran Aydın, “Kaldı ki bunun değişmesine fırsat kalmadan Anayasa Mahkemesi bir karar daha aldı. Düzenlemedeki muayenehane açmayı teşvik eden, 17.00’den sonra serbest çalışanların kurumlarında iş yapmalarını engelleyen kısımları iptal etti. Dolayısıyla tam günü iptal etmedi, tam günü delen maddeleri iptal etti. Anayasa Mahkemesi, yasa koyucuya yeniden düzenleme yapması için altı ay süre verdi. Gerekçeli karar yayınlandı, bu süre başladı. Bu sürede yeniden Meclis’in bir düzenleme yapması bekleniyor.” diye konuştu.
“Düzeltilmesi gerekiyor”
Sabahattin Aydın, şu an fiili olarak İstanbul’da üniversitelerde Tam Gün Yasası’nın uygulanmadığını, altı aylık süre bitmediği için tam bir kaos yaşandığını ifade etti. Üniversite öğretim üyelerinin kimisinin ücretsiz izinde olduğunu, kimisinin saat 17.00’den sonra çalıştığı gerekçesiyle vaka bakmadığını, bir kısım hekimin de bunu bir fırsat bilip istismar ettiğini dile getiren Aydın, şunları söyledi:
“Şimdiye kadar uygulanan Sağlıkta Dönüşüm Programıyla hiç uyum sağlamayan bu tabloya mutlaka rötuş yapılması gerekiyor. Bu nasıl yapılır, büyüklerimizin bileceği iş. Benim gözlemime dayanarak söyleyeceğim şudur; ortada bir eşitsizlik, dengesizlik var. Hekimlerin bir kısmını serbest bırakıp bir kısmını bırakmayarak onları huzursuz eden, hakkaniyet duygusunu zedeleyen bir tablo var ortada. Bunun en kısa sürede düzeltilmesi gerekir.”
“Yeni düzenleme fark yaratmamalı”
Prof. Dr. Sabahattin Aydın, tam gün uygulamasıyla ilgili yapılacak düzenlemelerde dikkat edilmesi gereken hususları sıraladı.
İlk olarak üniversite ve devlet hastanesindeki hekimler arasında farklılık yaratacak, hakkaniyet duygusunu zedeleyici bir düzenleme yapılmaması gerektiğini belirten Aydın, bir tarafa getirilen uygulamanın diğer taraf için de geçerli olması gerektiğine işaret etti.
İkinci olarak, üniversite hekimleri düşünülerek yapılan kısıtlayıcı tedbirlerin bütün öğretim üyelerini kapsadığını ve komplikasyonlara yol açtığını dile getiren Aydın, bunun da göz önünde bulundurulması gerektiğini söyledi. Aydın, “Üniversitede kanunla kısmi statü kaldırıldı, tüm öğretim üyeleri için kaldırılmış oldu. Böyle bir şey bilinçli yapılıyorsa bir şey diyemem. Ama bunun doğurduğu sorunlar olduğuna inanıyorum.” dedi.
Prof. Dr. Aydın, üçüncü olarak da gelecekte Türkiye’de esnek çalışma yönteminin uygulanabileceğini kaydetti. Sağlık sistemlerinin güçlendikçe hekimlerin birden fazla yerde çalışmasına izin vermek istemeyeceğini anlatan Aydın, şunları dile getirdi:
“Bu, hekimlerin daha fazla çalışmasına, daha fazla kazanmasına engel olmak anlamına gelmiyor. Ben sadece, geçimini sağlayabilmek için birden fazla kurumda çalışmak zorunda kalmasından bahsediyorum. Ama güçlenen sağlık sistemleri, hekimleri az sayıda müessesede sorumlu hale getirmeye çalışırlar. Türkiye sağlık sistemi bu derece güçlüyse, doğal olarak böyle bir yola istemesek de girilecektir. Eğer gücü yoksa, hekimleri sistemde tutabilmek için kapıları aralayıp, sistemde var gibi gösterip, onların geçimini başka yerden sağlamasına göz yumacaktır ki geçmişte yapılan budur. O da sağlık sisteminin gücüyle paralel bir olay.
Yetişmiş insan gücünde, özellikle akademik camiada, üniversitelerde esnek çalışma modelleri dünyada teşvik edilen bir model. Bunun sebebi de maksimum verim alabilmek. Bu, bir kurumda saat 17.00’ye kadar öğretim üyelerini atıl durumda tutup, 17.00’den sonra muayenehanede hasta bakacağı anlamına gelmiyor. O kişinin çok kıymetli olan vaktini en uygun yerlerde kullanmak adına esnek çalışmadan bahsediyorum. Böyle bir çalışma, kadroya bağlı olmaksızın yapılan bir şey. Yani tersten bakarsak, sözleşmeye dayalı esnek çalışma kendine güvenen kurumların başvurduğu bir yöntemdir. Gelecekte muhtemeldir ki Türkiye’de böyle bir yöntemin önü açılabilir.”
Prof.Dr.Sabahattin Aydın'ın Tam Gün Yasasıyla ilgili SD Platform Dergisinde (Sdplatform.com) yazdığı köşe yazısı:
Tam Gün Yasasının iptali: Bir hukuk ironisi
Adalet Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin (650 KHK) bazı maddelerinin Anayasa Mahkemesi tarafından 18 Temmuz 2012 günü iptal edildiği açıklandı. İptal edilen maddeler arasında tıp doktorlarının çalışma şekillerini de düzenleyen hükümler bulunuyordu. Bu yüzden bu iptal kararı basında “Tam Gün Yasasının iptali” şekilde yer aldı. Peki, durum gerçekten böyle mi? Tablonun bütününü görmeden karar vermek zor görünüyor.
Bilindiği gibi Anayasa Mahkemesi tam gün çalışmayı düzenleyen 5947 Sayılı kanunun bazı kısımlarını iptal edince bir kargaşa doğmuş ve farklı görüşler ortaya çıkmıştı. Özet olarak, Bakanlık hastanelerinde tam gün çalışmanın kanunen zorunlu olduğu, üniversite hastanelerinde ise durumun tartışmalı olduğu fikri hakim oldu. Halbuki Anayasa Mahkemesi karar gerekçesinde açıkça 1219 sayılı kanunun kamuda çalışan hekimlerin mesleklerini serbest olarak yürütmelerine dair bir izin içermediğini, kamuda çalışan hekimlerin mesleklerini serbest olarak yürütmelerine olanak tanıyan düzenlemenin 2368 sayılı Yasanın 4. maddesinde yer aldığını, ancak bu Yasanın da 5947 sayılı Yasanın 19. maddesinin (a) bendi ile yürürlükten kaldırıldığını ifade etmiştir. Zira hekimlerin serbest çalışmasını düzenleyen 2368 sayılı kanun yürürlükten kaldırılmış ve iptali hususta Anayasa Mahkemesine başvuru dahi yapılmamıştır.
Yine 1219 sayılı Yasanın değiştirilen 12. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan ve Anayasa Mahkemesince de ikinci fıkradaki ibarenin iptaline rağmen iptal edilmeyen “Hekimler, diş tabipleri ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanlar, ikinci fıkranın her bir bendi kapsamında olmak kaydıyla birden fazla sağlık kurum ve kuruluşunda çalışabilir.” hükmü mevcut haliyle hekimlerin çalışma yerlerini sınırlamaya devam etmektedir.
Durum bu olmakla birlikte idari yargıdan çelişkili kararların çıkmış olması ve tartışmaların sonlandırılması düşüncesiyle olsa gerek Bakanlık 650 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye bugün için iptal edilen maddeleri eklemiştir. Eklenen maddelerdeki üniversite öğretim üyelerinin çalışma düzeni ve isterlerse ücretsiz izin verilmesi gibi garip hükümleri eleştirme hakkımız bir yana, tam gün çalışma konusunun tereddütlere yol açmayacak bir hale sokulmasına çalışıldığı görülüyor.
650 Sayılı KHK maddeleri ile ne yenilik getirilmişti ki, bugün Anayasa Mahkemesinin yetki kapsamında olmadığı gerekçesiyle iptal etmesiyle bu yenilikleri kaybediyoruz? Bakalım:
1-38’inci madde, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 28’inci maddesinde değişiklik yaparak, tüm memurlara ilişkin serbest çalışma yasağını doktorlar için tartışmasız hale sokacak biçimde ağırlaştırıyordu.
2-39’uncu madde, 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununa benzer bir hüküm ekleyerek askeri doktorların muayene açamayacağı konusuna açıklık getiriyordu.
3-40’ıncı madde ile 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 36’ncı maddesine bir fıkra ekleniyor ve öğretim elemanlarının 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 28’inci maddesi hükmüne tâbi kılarak diğer memurlar için var olan sınırlamalar konusunda tartışmaya son veriyordu.
4-Bu fıkra ayrıca öğretim üyelerinin yükseköğretim kurumlarında yalnızca eğitim ve araştırma faaliyetlerinde bulunmak ve döner sermaye faaliyetleri kapsamında gelir elde edilen hizmetlerde çalışmamak kaydıyla mesai saatleri dışında yükseköğretim kurumlarından başka yerlerde meslekî faaliyette bulunabileceği ve meslek veya sanatlarını serbest olarak icra edebileceği yönünde yeni bir durum yaratıyordu. Yani bir anlamada üniversite öğretim üyelerine mevcut sistem ve politikaların hilafına kontrolsüz bir muayene serbestisi getiriyordu.
5-40’ıncı madde ile ortaya çıkan bir başka husus da (Geçici Madde 59), yükseköğretim kurumları dışında meslekî faaliyette bulunmak ve meslek veya sanatlarını serbest olarak icra etmek isteyen öğretim üyelerine, iki yıla kadar ücretsiz izin verilebileceğiydi.
Sonuçta 650 Sayılı KHK ile kucağımızda bulduğumuz ve yukarıda 5 madde halinde özetlediğim hükümler kaldırılmış oldu. Neyse ki, karar 6 ay sonra yürürlüğe girecek. Öyle ise şu anda yeni bir durum söz konusu değil. Yasal düzenleme yapılamazsa altı ay sonra 650 Sayılı KHK çıkmadan önceki duruma dönülecektir.
Bu durumda memurların serbest meslek icrası yine mümkün olmayacak, bazı farklı idari yargı kararları da olsa öğretim üyeleri muayenehane açamayacak, kamu kurumlarında çalışanlar kamu kurumu dışında meslek icra edemeyecek ve en önemlisi öğretim üyeleri tam gün olarak çalışacak, mesai sonrası muayenehane izni ve ücretsiz izin kullanma hakkı ortadan kalkacaktır.
Görülüyor ki, Anayasa Mahkemesinin iptal kararı, hekimlerin tam gün çalışmasını iptal etmiş değil. Bence yeni bir kanuni düzenlemeye her şeyden önce serbest çalışmak isteyen öğretim üyelerinin ihtiyacı var. Bu ihtiyacın, üniversite hastanelerine sahip çıkmak ve bütün hekimleri bu kaotik durumdan kurtarmak için acil ve önemli olduğunu düşünüyorum.