Medimagazin logo

Tabip Odasından Sağlık Müdürlüğüne zor sorular!

İzmir Tabip Odası hem acil servislerde ‘deneyimsiz’ hekimlerin görevlendirilmesi hem de geçici görevlendirmelerdeki sorunlaa yönelik İzmir Sağlık Müdürlüğünün yanıtlaması için bazı soruları gündeme getirdi.
Tabip Odasından Sağlık Müdürlüğüne zor sorular!
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Acil servislerde deneyimsiz hekimler tarafından yapılan müdahelelerden kimin sorumlu olacağı ve geçici görevlendirmelerde adaletin sağlanıp sağlanamadığına yönelik soruları içeren yazıda şu tespitlere ve sorulara yer verildi:


Oda’mız Genel Sekreteri geçtiğimiz ay içinde önce Halk Sağlığı Müdürlüğü ve daha sonra İl Sağlık Müdürlüğü’nü ziyaret ederek özellikle birinci basamakta yaşanan sorunlar ve geçici görevlendirmelerle ilgili olarak görüş alışverişinde bulunmuştu.

Bu ziyaretlerimizde özellikle şunları vurgulamıştık:

Birinci basamakta Aile Hekimliği sistemine geçildikten sonra ciddi bir hekim açığı oluşmuştur. Hastane acil servisleri bu açıktan en çok etkilenen birimler olmuş ve bu, kendini özellikle nüfus hareketlerinin arttığı ve çalışanların izinlerini kullandıkları yaz aylarında daha da belirgin olarak göstermiştir.

Acil servislerde doğan açık, TSM’ler, 112’ler ve hastanelerde çalışan pratisyen hekimlerce kapatılmaya çalışılmıştır. Acil servis çalışması özellikli, sürekli eğitim ve deneyim gerektiren bir çalışmadır. Hatta son yıllarda Acil Tıp Uzmanlığı ihtisas alanı olmuştur. Bu, konunun önemini ifade etmektedir.

Yıllardır vurgulamamıza rağmen, acil servis çalışması konusunda deneyimsiz olan birçok hekim herhangi bir ön eğitimden geçirilmemiş ve sertifikalandırılmamışlardır. Meslektaşlarımız bu koşullar sağlanmadan adeta bir idari zor uygulanarak bu birimlerde görevlendirilmişlerdir.

Bu iki büyük tehlikeyi içermektedir; bunlardan birincisi bu alandaki deneyimi olmayan ya da yetersiz deneyimi olan hekimlerin başvuran hastaların tanısı ve tedavileri konusunda yapabilecekleri hatalardır. Bu son derecede doğal ve beklenen bir durumdur. Sonuçta hastanın zarar görme olasılığı vardır ve hiç istenilmeyen olumsuz durumlar her an yaşanabilir.

İkincisi  ise meslektaşlarımızın yaşadığı sıkıntılardır. Sonuçta hastanın zarar görmesi durumunda hem vicdani sorunlar hem de yasal yaptırımlar kapıda beklemektedir. Malpraktis özellikle gündemde olan bir konudur.

Bu ikisinin sonuçlarından bir diğeri de yaşanan sorunların hekime şiddet olarak dönmesidir. Ki bu neredeyse hergün yaşadığımız bir travmadır.

Özellikle periferde olmak üzere bir çok acil servisin insan gücü ve teknik donanımının yetersiz olduğu bir sır değildir. Bu da tehlikeyi arttıran önemli etkenlerdendir.

Bu konumda olan meslektaşlarımız bir yandan da performans sistemi ile çalıştırılmaya zorlanmakta ve “daha çok hasta bak, daha çok kazan gibi” ahlaki olmayan bir çalışma ortamına itilmektedir.  Sizlerin de bildiği gibi sağlıkta ve hele acil servislerde performans olmaz, olamaz. Bu durum büyük tehlikelere davetiye çıkarır. Birçok meslektaşımız sadece bu nedenle de acil servislerde çalışmaktan kaçınmaktadırlar ve bu tepkilerinde son derecede haklıdırlar.

Paylaştığımız bir diğer konu ise uygulanan geçici görevlerin açık, şeffaf ve adil olarak yapılması ve gönüllülüğün esas alınmasıdır. Ne yazık ki halen bu konuda bir adım atılmamıştır. Kimlerin hangi kıstaslara göre, kaç kere, nereye ve hangi sürelerde görevlendirildikleri kapalı bir kutudur.

Hasta ya da yakınlarının hastalıkları nedeniyle geçici göreve gönderilmemesi ve nöbet tutmaması gereken meslektaşlarımız vardır. Bu konuda özenli davranılacağı konusu da paylaştığımız önemli bir alandır.

Bu çerçevede sağlık alanında ilimizdeki en üst yetkili makam olan İl Sağlık Müdürlüğü’nden aşağıdaki sorularımıza yanıt bekliyoruz:


Aşağıda yer verdiğimiz sorularımızın Bilgi Edinme Hakkı Kanunu çerçevesinde yanıtlanmasını talep ederiz.
1.    İlimizdeki birinci basamak hekim dağılımı nasıldır? Bu dağılım gerçeklere uygun mudur?  Bazı kadrolar açıklandığı yer dışında mı kullanılmaktadır?
2.    Geçici görevlendirmelerde uygulanan kıstaslar nelerdir ve neye göre yapılmaktadır?   
3.    Gönüllülük ve şeffaflık ilkesi gözetilmekte midir? Kimlerinin nerelere ve kaç kere görevlendirildikleri meslektaşlarımızın bilgisi içinde midir? Geçici görev için meslektaşlarımızın onamı alınmakta mıdır?
4.    Acil servislerde görevlendirilen hekimlerin kaçının acil hekimlik sertifikası vardır, kaçı acil standart ileri yaşam desteği eğitimi almıştır? İzmir genelinde bu sayı kaçtır?
5.    Yıllardır ısrarla vurgulamamıza rağmen bu eğitimlerin yapılmadığını ya da yetersiz olarak yapıldığını biliyoruz. Önümüzdeki dönemde bu alandaki eğitimleri programınıza almayı düşünüyor musunuz?
6.      Acil servislerde bir sorun yaşandığında sorumluluğu kim üstlenecektir; atamayı yapanlar mı, hekimler mi? Hekimleri kimler ve neler koruyacaktır?
7.    Acil servislerde performans uygulanmasını doğru buluyor musunuz? Bulmuyorsanız bu konuda bir girişiminiz var mıdır?
8.    Geçici görevdeyken geçici göreve gönderilen meslektaşlarımız kimlerdir ve bu görevlendirmeler hukuki midir?
9.    Kendisi ya da bir yakının hastalığı nedeniyle belgeli olduğu halde geçici göreve gönderilen ya da nöbet tutturulan meslektaşlarımız var mıdır, varsa kimlerdir? (Hastalığa ilişkin bilgi ve şahıs gizli tutulacaktır.)
10.    Kadro sorunun çözülmesi ve sabit kadroların oluşturulması için bir girişiminiz var mıdır?
11.    Yukarıdaki sorularımıza vereceğiniz yanıtları web sayfanızda kamuoyu ile paylaşmayı düşünür müsünüz?

acil nöbeti
geçici görevlendirme
izmir tabip odası
Yorum (8)
beleşci toplum
BU SORULARA CEVAP VERMEZLER. VERSELER BİLE YALAN YAZACAKLAR.
0
Cevapla
postenflamatuar
İyi ama çok yetersiz bir adım atılmış. Acil servisleri kurumsal olarak sorgulayan bir derneğe ait adam akıllı ilk yazıyı burada görüyorum ve bu nedenle teşekkür ediyorum. Bence izmir tabip odası 1 adım daha ileri gitmeli ve acil hizmeti sunan tüm kamu hastanelerini mahkemeye vermelidir. Deneyimsiz, acil eğitimi almamış, adamakıllı seritikasyon programlarından geçmemiş hekimlerle verilen acil hizmetinin hasta haklarına, insan haklarına ve hakim haklarına aykırı noktaları tespit edilip bu maddeler üzerinden dava açılıp yürütmeyi durdurma kararı aldırmaya çalışmalıdır. Mümkünse türkiyedeki tüm tabip odaları ile irtibata geçilip her ilde ayrı ayrı veya tek dava açılmalıdır ki sağlık bakanlığının rezalet sistemi ayyuka çıksın. Acile tedavi olacağını zanneden vatandaş da nasıl hizmet aldığını mahkeme kararıyla öğrensin. En önemlisi hekimler malpraktis davalarından ve korkusundan kortulur. Dava sonuyçlanıncaya kadar mahkeme kararı ile poliklinikler kapatılıp her bölüm için 3 vardiya hizmet verecek şekilde acilde görevlendirmler yapılır. Kadroları bu hizmeti veremeyecek hastalerin acil poliklinikleri birleştirilip ortak acil hizmeti verilir. yada sert,f,kalı hekimler varsa onlara tutturulur tabiki sayı yeterli ise.
0
Cevapla
ismail sayar
asıl sorulması gerekeni unutmuşlar ,bu görevlendirmeden dolayı acilde nöbet tutan aile hekimlerinin başına mesleğininin icrası ile ilgili herhangi bir iş gelirse tüm hekimlerin yaptırmak zorunda olduğu zmss yi hastaneler yaptırmayı düşünüyorlar mı,yoksa aile hekimlerinin kendilerinin yaptırdığı zmss onları korur düşüncesindeler mi?eğer bu düşüncede iseler,aile hekimlerinin yaptırdığı zmss lerin acil için geçerli olmadığını biliyorlar mı?
0
Cevapla
Fatih
Yazılanların çoğundan ben de muzdaribim ama şu noktaya çok sinir oluyorum. O da şu ki, hekim demek zaten acil servis nöbeti tutabilecek kişi demek. "Yetersiz" kelimesi meslektaşlarımızı küçük düşürücü bir ifadedir ve katılmıyorum. Her hekim YETERLİDİR!... Bu arada sadece İzmir değil, Doğu'da da aynı sıkıntıyı yaşıyoruz. Tus sınavı öncesi bir sürü hekim arkadaş rapor alıp gitti. Olan bize oldu. Uzman doktorlara daha beteri olsun gerçi. Ancak aile hekimleri olayı gerçekten yanlış. Uzman meslektaşlar genel tebabet(nam-ı diyar itici kelime pratisyen ) doktorları küçümser ve asistanı gibi konuşursa, o arkadaşlar da istifa eder gider, uzmanlara da nöbet yazılır. Emziği alınmış bebe gibi mızmızlanmadan önce iğneyi kendimize batıralım. Kaç uzman arkadaş hastanedeki değerli genel tebabet hekimlerimize sahip çıktı?O yüzden uzman hekimlere tüm nöbetleri tutturmak lazım. Nöbetten çıkanı kazanda kaynatıp, ses çıkaranın kafasına kazanın kepçesiyle vurmak lazım. Aile hekimlerini bilmem ama tsm doktorları da nöbet tutmalı. Hekimliği unutur biz yetersisiz derler, mesleğimizi ele güne karşı küçük düşürürsünüz. Unutmadan, görevlendirilen arkadaşlar da aynı oranın hekimleri gibi performans ve döner sermayeden faydalanmalı. İdareciler de vicdanlı olmalı bu konuda. Ne Nemrut'lar geldi rezil olup gitti, unutulmamalı.
0
Cevapla
aaa
Bu bahsettiğiniz sertifikaları almak zorunlu mu? Hayır. Acildeki doktor almak istemiyor, zorla gönderemiyorsunuz, elinizde acil servise görevlendirecek doktor yok, aile hekimlerine nöbet yazmayın. Masa başından konuşmak, ahkam kesmek güzel. Siz olsaydınız bugünkü şartlarda ne yapardınız onu söyleyin. İyi güzel de bu hizmeti kim, hangi hekim verecek. Tüm hekimlerin bu sertifikayı almasını zorunlu hale getirmek, hatta bu sertifikayı almadan mezun etmemek çözüm olabilir.
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir