İstanbul Tabip Odası'ndan yapılan açıklamada, deprem sonrası sağlık kuruluşlarının 'hayati' tehlike taşıdığını belirtilerek, "Başta hastaneler olmak üzere sağlık kuruluşlarının depremdeki akıbetleri açıktır, büyük kısmı yapısal olarak tehlike altındadır" denildi
İstanbul Tabip Odası'ndan yapılan açıklamada, deprem sonrası sağlık kuruluşlarının ayakta kalmasının 'hayati' olduğu belirtilerek, 'Mevcut durumda başta hastaneler olmak üzere sağlık kuruluşlarının depremdeki akıbetleri açıktır, büyük kısmı yapısal olarak tehlike altındadır' denildi.
Marmara Depremi'nin 10. yılında İstanbul'daki sağlık kuruluşlarının durumuna ilişkin yapılan yazılı açıklamada, İstanbul Tabip Odası ile İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi'nin beklenen Marmara depremi çerçevesinde kentteki sağlık kuruluşlarının yapısal güvenliğine ilişkin ortak çalışma başlattıkları, bu amaçla, 21 Mayıs ve 14 Temmuz'daki toplantılarla çalışmanın çerçevesinin oluşturulmaya başlandığı belirtildi.
Özellikle sağlık kuruluşlarının acil evredeki işlevlerini yerine getirebilmeleri için yapısal güvenliklerinin 'hayati' olmasına karşın, bu alanda yürütülen çalışmaların yetersizliğinin açık olduğu vurgulanan açıklamada, hastanelerin olağan dışı durumlarda zarar görmesinin sosyal dengesizlik ve güvenlik kaybı yaratabileceği kaydedildi.
Açıklamada, Sağlık Bakanlığı istatistiklerine göre İstanbul'da 53'ü bakanlığa ait olmak üzere 201 kamu ve 132 özel hastane, 400 civarında da sağlık ocağı bulunduğu aktarılarak, üniversite ve diğer kurumların araştırmalarından sağlanan veriler ve bu konudaki açıklamaların, kentteki sağlık kuruluşu binalarından çok azının depreme dayanıklı olduğuna işaret ettiği bildirildi. Bu binalara yönelik olarak 1999 depreminden sonra yeterli güçlendirme çalışması yürütülmediği de belirtildi.
Ülke çapında 2005'te yapılan bir envanter çalışmasında, 80 bin kamu binasından 4 bininin depreme dayanıklılık analizinin yapıldığının ve bunların büyük bölümünün deprem yönetmeliğinin öngördüğü performans düzeyine ulaşamadığının belirtildiği aktarıldı. Açıklamada, 2002-2008 yılları arasında Sağlık Bakanlığına bağlı sağlık kurumların 265'inde deprem dayanıklılık analizi yapıldığı ve 30 hastanenin güçlendirildiği, bu süre zarfında güçlendirilen hastaneler arasında İstanbul'daki hastanelerin bulunmadığının görüldüğü kaydedildi.
Açıklamada, İl Özel İdaresi'ne bağlı olarak kurulan proje birimi verilerine göre, bu proje kapsamında 3 hastanede güçlendirme çalışması yapıldığı, bir kısmına da başlanmak üzere olduğunun bilindiği ifade edildi.
'Mevcut durumda başta hastaneler olmak üzere sağlık kuruluşlarının depremdeki akıbetleri açıktır' denilen açıklamada şunlar kaydedildi:
'Büyük kısmı yapısal olarak tehlike altındadır. İlgili kurumların geçen 10 yılda bütçelerinin ne kadarını sağlık kuruluşlarının güçlendirilmesine ayırdıkları, bu konuda nasıl bir planlama yapıldığı bilinmemektedir. Diğer yandan, kamu hastanelerinin yerleşimiyle ilgili hatalı eğilimlerin de ortaya çıktığı izlenmektedir. Kamuya ait bazı hastanelerin bulundukları yerden başka alanlara ve çoğunlukla şehrin çeperine taşınmak istenmesi, deprem sonrası bu alanlara nasıl ulaşılacağı sorusunu akla getirmektedir.'
Açıklamada, özel sağlık kuruluşlarının yapısal güvenliklerinin de önemli olduğu vurgulanarak, gerek ayakta tedavi hizmetleri veren özel sağlık kuruluşlarının gerekse de özel hastanelerin yapısal güvenliğinin, mevcut bina projelerinin uygun olup olmadığının gözden geçirilmesi gerektiği bildirildi.