MEDİMAGAZİN - Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Çocuk Hematoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ünsal Özgen, Akademik Akıl Köşe Yazıları platformunda "Niçin Nitelikli Hekimler Yetiştiremiyoruz?" başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Prof. Dr. Özgen yazısında şu ifadelere yer verdi:
"Herhangi bir konuda kusur veya eksiklik gündeme geldiğinde, konu ile ilgili olan her kişi veya kurumda korunma refleksini tetikler. Herkes kendi üzerine düşeni yaptığını düşünür, iddia eder. Bu yaklaşım sorunların tespitini ve düzeltilmesini zorlaştırır. İlgililerin öz eleştiri yapmaları, kendi eksikliklerini bulmaları veya en azından kabul etmeleri düzeltmenin ilk adımıdır.
Bir sinema filminin gişe hasılatını çok sayıda faktör belirler. Yapımcı, yönetmen, senarist, oyuncular, filmin çekildiği mekanlar, teknik ekipman, filme ayırılan bütçe, tanıtım gibi unsurların tamamı film kalitesinde rol oynar. Film setindeki çaycı da dahil olmak üzere filmin akıbetinde her unsurun farklı oranlarda katkısı olur.
Tıp eğitimi filminin de çok sayıda bileşeni mevcuttur. Yapımcısı devletin başıdır. Senaristleri Yüksek Öğretim Kurumu ve Sağlık Bakanlığı, yönetmenleri yerel idareciler (rektörler ve dekanlar), oyuncuları ise öğretim üyeleridir. Filmin çekildiği mekanlar tıp fakültesi derslikleri, laboratuvarları ve hastaneleridir. Öğrenciler ise ne yazık ki figüran konumundadır. Filmin bütçesi ise Maliye Bakanlığı tarafından belirlenmektedir.
Şüphesiz ki adı geçen her unsur film kalitesini etkiler, ancak senaryo ve oyuncular en etkili olanlarıdır. Şayet senaryo seyircinin ilgisini çekmiyor ise ne kadar iyi oynanırsa oynansın gişe hasılatı düşük olacaktır. Benzer şekilde, iyi bir senaryo kötü oyuncular tarafından icra edildiğinde de beklenen hasılat olmayacaktır.
Ülkemizde “tıp eğitimi” isimli filmin güncel senaryosu ne yazık ki henüz tam olarak yazılmamıştır. Ulusal Çekirdek Eğitim Programı 2020 yılında güncellenmiştir. Ancak sadece filmin bir sahnesini temsil etmektedir ve henüz sahaya yansıması sınırlıdır. Ortada ana senaryo veya prensipler olmadığı için her fakülte kendince uygun gördüğü bir modeli esas olarak kendi senaryosunu oluşturmaya çalışmaktadır. Bu yerel senaryoların çoğu kopyalama veya uyarlama şeklindedir. Bazı fakültelerimizde özgün senaryo arayışları ve uygulamaları da mevcuttur. Sonuç olarak, kağıt üzerinde bile olsa her fakültenin bir eğitim senaryosu vardır."
Yazının tamamı için tıklayınız.