Trabzon Böbrek Nakli ve Diyaliz Hastaları Derneği’nin Medikal Park Hastanelerinin sponsorluğunda organize ettiği, ‘Bir hayat da sen bağışla’ konulu panele büyük ilgi oldu.
12 yıldan beri diyaliz servisinde çalışan Dr. Ekim, kimlerin organ bağışı yapabileceğini, organ bağışının nerelere yapılabileceği konularının yanı sıra, beyin ölümü ile bitkisel hayat arasındaki fark konusunda da bilgilendirmede bulundu. Ekim, organ bağışının dini boyutu konusunda da hiçbir sakınca olmadığını bu konuda din adamlarının söylemlerine ilişkin de bilgilendirme yaptı.
Antalya Medikal Park Hastanesi Nefrologlarından Doç. Murat Tuncer de Türkiye’deki
böbrek yetmezliği rakamları ile böbrek nakli konusundaki son durum hakkında bilgi verdi. Tuncer, “Böbrek nakillerinin ve bağışların önünde en büyük engel olarak hekimlerin olduğunu iddia ederek “hiç bir hastaya öncelikle organ bulması için yönlendirme yapmıyorlar. Diyaliz makinesi bağlı bir yaşam sürmeleri hastaların beş yılda 500 bin dolar gibi bir rakama tekabul ederken bu organ nakli olunca 100 bin dolara iniyor. Hekimler hastalarına organ bulmaları için yardım etmiyor” dedi.
KTÜ Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi Böbrek Nakli Merkezi Koordinatörü Yrd.Doç. Dr. Serdar Türkyılmaz, böbrek hastalarının diğer hastalara göre daha şanslı olduklarını söyledi. Diyalizin ki tedavisi olduğunu ve bunların kötü tedaviler olmadığını söyleyen Türkyılmaz, “İnsanların ömrünü hemodiyalize göre üç kat daha artırmak istiyorsak böbrek takmalıyız. Böbrek bulmada canlı ve kadavra olmak üzere iki kaynağımız var. Medical Park’ın önceliği canlı olabilir. Önemli olan ölüp mezara gidecek olan organları yani kadavradan kullanımı daha çok artırabilmek. Ama candan verebilmek de mümkün. Eğer bir hastanın ileride böbrek yetmezliği gelişebileceği düşünülüyorsa ki, bu hasta kiloluysa, diyabet gelişebilir ya da metabolik sendroma bağlı kalp hastalıkları gelişebilir, böyle bir hastayı riske etmemek gerekiyor. Bir insanı iyileştirirken, diğerinin hasta olmamasını sağlamak gerekiyor” diye konuştu.
Taka