Türk Tabipleri Birliğinin ardından Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği (TJOD) de muayenehanelerin yeni şartlarını düzenleyen yönetmelik hakkında dava açtı.
Sağlık Bakanlığının 03 Ağustos 2010 tarihli “Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelik’te Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” ile ilgili yürütmeyi durdurma istemli dava açan Dernek, özellikle kadın-doğum muayenehaneleri ile ilgili yapılan düzenlemelerin daha da ağır koşullar içerdiğini öne sürdü. Serbest çalışma hakkını en yaygın olarak kullanan hekim grubu olarak işaret edilen kadın-doğum uzmanlarının muayenehanelerinin kapatılmaya zorlandığı ifade edildi.
Muayenehane değişikliklerinin yapılması için bir yıl süre tanındığını anımsatan Dernek Başkanı Prof. Dr. İsmail Mete İtil, “Fakat bu değişiklikler, muayenehane açılmasını son derece zorlaştıran şartlar içermektedir. Sadece kamuda değil, tüm hekimlerin muayenehanede çalışmaları önlenmek isteniyor. Bakan da bunu açık olarak ifade ediyor: ‘Muayenehaneleri kapatmak istiyoruz’ diyor. Genelgenin muayenehane düzenlenmesiyle bir ilgisi yok, çünkü hepsinin kapatılması hedefleniyor” diye konuştu.
“Sistem dışına kaçma olanağı yok”
İtil, liberal sistemlerde her meslek sahibinin mesleğini serbestçe yapma hakkına sahip olduğuna işaret ederek, şöyle konuştu:
“Serbest çalışan hekim istenmiyor. Hekim de her meslek sahibi gibi seçim yapabilmeli. Hem muayenehanelerin sistemde son derece azaldığı söyleniyor hem de azalsa bile tümünün kapanması isteniyor. Hekime sistem dışına kaçma olanağı tanınmıyor. Madem sistem bu kadar iyi, avantajlı, herkes performans yapıyor, o zaman muayenehaneler neden kapatılmak isteniyor? Fakat bu liberal sistemde hukuken mümkün değil. Tam Gün Yasası zaten hayata geçti. Kamudakiler tam gün çalışmaya başladı. Bununla ilgili bir sorun yok. Tam gün üniversitede çalıştığı halde, gerçi çalışma saatleri de mahkemelik, saat 17’den sonra hekimlerin serbest çalışma hakkı elinden alınmaya çalışılıyor. Tamamen özel çalışan hekimler de muayenehanelerini kapatmaya ve özel hastanede çalışmaya zorlanıyor. Bu, alenen yapılıyor. Hekim özel hastanede çalışmaya mecbur mu? Belki muayenehanesinde çalışmak istiyor. Fakat buna izin vermiyor. Çünkü hekimin patron olduğu tek yer muayenehanesi.”
“Gücümüz hukukun gücüyle sınırlı”
Hukuksal olarak tüm derneklerin uygulamaya karşı koyduğunu belirten İtil, “Bu durum nereye kadar sürer bunu bilemiyoruz. Kamuda çalışan hekimler arasında son düzenlemelerle, ihbar sistemleriyle, takiplerle zaten işini kötüye kullanan varsa bile artık yok.
Hukuksal durumun nasıl olduğunu Anayasa Mahkemesi önümüzdeki günlerde zaten açıklayacak. Ondan sonra neler olacak? Bizim gücümüz hukukun gücüyle sınırlı. Bunun dışında yapılabilecek bir şey yok.
Kadın-doğumcular arasında muayenehanesini kapatan da var, ama en fazla muayenehanesi açık olan grup, kadın-doğum grubudur. Muayenehane talebi olan hasta da çok fazla. Bunu da görmek lazım. Her hasta hastaneye gitmeye mecbur değil. Bunların hakkını almamak gerekiyor. Anayasa Mahkemesinin gerekçeli kararının ardından aklı selimde buluşmak gerekiyor. Sürekli saldırarak, hukuku zorlayarak nereye kadar gidilir bilemiyorum. Hekimler artık her gün yeni bir şey bekler hale geldiler” diye konuştu.
Rutin denetimler yapılıyor
İtil, Bakanlık yetkililerinin, hemen her muayenehaneye gittiği gibi kendi muayenehanesine de geldiğini ifade ederek “Yapılması gerekenlerle ilgili bir genelge bırakıldı. Ama bunlar zaten yapılan denetimler. Fakat hekimlerin üzerinde bir baskı olduğu gerçek. Morali düzgün hekim pek göremezsiniz. Bir meslek grubunun üzerine bu kadar mı gidilir, anlamak mümkün değil” dedi.
Başhekim odasında imza veriliyor
Ankara Sağlık Kuruluşları Derneği Başkanı Uzm. Dr. Raif Kaya da, devlet hastanelerinde muayenehanesi olan hekimlere alenen baskı uygulandığını ve söz konusu hekimlerin mesai saatlerine ilişkin imzalarını bizzat başhekim odasında verdiğini öne sürdü. Kaya şunları kaydetti:
“Bakanlık yetkilileri denetim amacıyla gelmedi. Yalnız şöyle bir şey var; devlet hastanesinde çalışıp da muayenehanesi olan hekimlere dair ayrıcalıklı bir uygulama olduğunu duyuyorum. Muayenehanesi olan hekimlerin mesai saatleri için hazırlanan imza föylerini başhekimin odasında imzaladıkları söyleniyor. Bakanlığın emriyle imza föyleri başhekimliğin odasına alınmış. Zaten sayıları son derece azalmış olan muayenehane hekimlerine böylesine olumsuz bir muamele var.
Sağlık Bakanlığının kamu özel ortaklığı diye bir projesi var ve bununla Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın diğer ayağı hayata geçecek. Devlet hastanelerinin, özel bir hastanenin yardımcı birlikteliğiyle büyük şirketlerce yapılması öngörülüyor. Sağlıkta artık büyük organizasyonlara doğru gidiliyor. Tıp merkezleri, muayenehanelerin yeri olmayacak. Fakat biliniyor ki, yasal olarak muayenehaneleri kapatmanın da yolu yok. O nedenle değişik yollar deniyorlar.”