Medimagazin logo

Hekim ücretleri her açıdan tartışıldı: Bıçak kemiğe dayandı

İstanbul Tabip Odası Ekim ayı Temsilciler Kurulu (TK) toplantısında hekim ücretleri tartışıldı
Hekim ücretleri her açıdan tartışıldı: Bıçak kemiğe dayandı
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Ekim ayı Temsilciler Kurulu (TK) toplantısı, 5 Ekim 2010 Salı günü saat 18.30-21.00 arasında İstanbul Tabip Odası (İTO) Sevinç Özgüner Toplantı Salonu nda temsilci seçimlerinin tamamlandığı birimlerde (Cerrahpaşa, İstanbul Tıp Fak., Yedikule Göğüs Hastalıkları, Bağcılar EAH, Üsküdar Devlet vb.) seçilen temsilcilerin katılımıyla gerçekleştirildi.

 

Toplantı İTO Başkanı Prof. Dr. Taner Gören’in açılış konuşmasıyla başladı. Daha sonra toplantı gündemi okundu. Hekime şiddet ile ilgili yapılacak toplantının görüşülmesi ek gündem olarak önerildi ve heyet tarafından kabul gördü. Eylül ayında İstanbul Tabip Odası’nın yaptığı etkinliklerden başlıklar sunuldu. Şu ana dek yapılan ve planlanan temsilci seçimleri/hastane toplantılarına ilişkin bilgiler katılımcılara aktarıldı, planlanan sürecin Ekim ayında sürdürüleceği, bir sonraki TK toplantısına dek temsilcilerin büyük çoğunluğunun yenilenmiş olacağı ve 2 Kasım tarihli toplantıda Temsilciler Kurulu Divanı’nın da yenileneceği bilgisi verildi.

 

Daha sonra Hekim Ücretleri ana gündem maddesine geçildi. Hekimlerin değişik pozisyonlarda farklı birimlerde çalışması nedeniyle değişik çalışma alanlarına yönelik bilgilendirmelerin yapılması, böylece öneri görüş ve tartışmaların zengin kılınması amacıyla bir toplantı akışının oluşturulduğu aktarıldı.

 

İlk olarak birinci basamak hekimlerinin ücret durumu gözden geçirildi; yıllar içinde alanda çalışan pratisyen hekimlerin ücretlerinin nasıl eridiği Pratisyen Hekim Komisyon Başkanı Dr. Sevinç Özgen tarafından oldukça doyurucu verilerle aktarıldı. Özellikle sağlık ocağında çalışan hekimlerin ortalama 1500 TL sabit maaş ve ortalama 1500 TL döner sermaye gelirleri olduğu, yine sadece kurum hekimliği yapanların 2000 TL’ye yakın ücret aldıkları vurgulandı.

 

Dr. Özcan Oğurlu ise kamu hastanelerinde çalışan hekimlerin çalışma koşulları ve aldıkları ücretlere ilişkin bir sunu yaptı. Aynı işi yapan hekimlerin farklı yerlerde çalışmalarından dolayı farklı ücretler aldıkları, sözgelimi eğitim araştırma hastanelerindeki uzman hekimlerin asistan hekimler kadar ücret aldığı (1800 TL maaş ve 1300 TL ortalama döner sermaye geliri) ancak aynı uzmanın başka bir hizmet hastanesinde döner sermaye gelirinin 4000 TL civarında olduğu vurgulandı. Özellikle başhekimlerin diğer hekimlere göre iki-üç kat daha fazla ücret aldıkları, bu durumun hekimlerin eşitsiz ücretlendirmelerine yönelik en çarpıcı örnek olduğu anlatıldı.

 

İTO Başkanı Prof. Dr. Taner Gören, üniversitelerde yarı zamanlı çalışan öğretim görevlilerinin yaklaşık 1300 TL sabit maaş alabildiklerini, tam zamanlı çalışan öğretim görevlileri içinse her branşın çok farklı ücretlendirildiği; ortalama 6000-10000 TL arasında ücret alabildikleri, asistan hekimlerin sabit maaş dışında yaklaşık 300 TL bir ek ücret aldıkları ancak Tam Gün Yasası’nın 2011 yılı başında uygulanmasıyla beraber muayenehane açmak isteyen hekimlerin sayısında bir artış olacağını düşündüklerini, ancak yasanın uygulanmasıyla ne tür olumsuzluklar yaşanacağı konusunda belirsizlikler olduğunu anlattı.

 

İTO YK Üyesi Dr. Hasan Oğan özel hastanelerde çalışan hekimlerin son yıllarda ücretlerinde yaklaşık % 30 erime olduğunu, iş güvencesinden yoksun olarak çalıştıklarını ve uzun aylar maaşlarını alamadıklarını belirtti. Özel alanda tam gün çalışan hekimlerin ortalama 8000 TL ücret aldıklarını anlattı.


İTO İşçi Sağlığı ve İşyeri Hekimliği Komisyonu Başkanı Dr. Mustafa Tamyürek ise işyeri hekimlerinin ciddi anlamda taşeronlaşan şirketlerde çalışmaya zorlandıklarını, mevcut çalışan hekimlerin TTB’nin belirlediği asgari ücret tarifesine göre daha az ücret aldıklarını, son yıllarda ekonomik kriz gerekçe gösterilerek uygulanan düşük ücret politikasından TTB’nin dahi etkilendiğini vurguladı. Halen tam gün işyeri hekimi olarak çalışan arkadaşların yaklaşık 7.500 TL aldıklarını, bu sayının 300 olduğu bilgisini paylaştı.

 

İTO YK Üyesi Dr. Lale Tırtıl, Adli Tıp Kurumu’nda çalışan hekimlerin ortalama 3.500 TL ücret aldıklarını ve bu ücretlerin Adli Tıp Kurumu Başkanı ve yöneticilerinin aldıkları 10000 TL ücret karşısında yaklaşık üç kata tekabül ettiğinin kolaylıkla anlaşılacağını söyledi.

 

Toplantıda getirilen öneriler ve görüşler şunlar oldu:
1.Başta hekim emeği ve ücretlendirmeler için sözün bittiği, sahaya inme dışında bir yolun kalmadığı,
2.Sabit ödenen ücretlerin mutlaka artırılması için ısrarcı olmak gerektiği,
3.Hep iddia edilen üst limitler bir yana hekimlerin alması gereken taban ücret ortaya konulup talep edilmeli,
4.Hekimlerin yaptıkları hizmetin daha çok sayısı baz alınırken hastasına ayıracağı zaman ve vereceği hizmetin niteliği sorgulanmamakta, bu duruma dikkat çekilmesi gerektiği,
5.Meslektaşları aleyhine politika üretmekten, uygulamaktan çekinmeyen Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın TTB’den ihraç edilmesi,
6.SUT ile yapılan düzenlemelerle yapılan temel ameliyatların performans kriterleri dışına itilmesine karşılık girişimlerde bulunulması,
7.Kayıt dışı çalışan hekimlere odanın müdahale etmesi.

Hekime Şiddet konulu 16 Ekim toplantısı için bilgi veren İTO YK Üyesi Dr. Hasan Oğan, son dönemlerde yürütülen ‘Hekime Şiddet’ çalışmaları hakkında ayrıntılı bilgi verdikten sonra bu soruna karşı etkin bir çalışma yürüttüklerini, herkesten katkı beklediklerini sözlerine ekledi.

Bir çok görüş ve önerinin önümüzdeki dönemlerde yaşama geçirilmesi, en önemlisi hekimlerin kazanımlarının her geçen gün kaybettikleri gerçeğine karşılık daha çok bir arada bir şeyler yapma eğilimi, Oda’nın bu isteklerin yaşam bulması için daha fazla gayret göstermesi gerektiği, bu toplantıların herkese güç verdiği ortak görüş olarak benimsendi.

İTO Başkanı Prof. Dr. Taner Gören’in yeni seçilen temsilcileri kutlayıp başarı dilemesiyle toplantı sona erdi. 

hekim
ücretleri
her
açıdan
tartışıldı:
bıçak
kemiğe
dayandı
Yorum (6)
İG.
Madde 5 "meslekdaşları aleyhine politika üretmekten çekinmeyeen..." Nalamıyorum sağlık bakanı hala ne diye TTB'de tutuluyor veya niye üye? kendileri her fırsatta TTB'nin siyaset yaptığını ifade ediyorken... Şimdi 2 durum var 1-Eğer TTB siyaset yapıyorsa sağlık bakanı'nın siyasetini mi izliyor? Aksi durumda bakan TTB ile yolları ayırlmalı idi. 2-TTB siyaset yaptığı "bakan'ın sözünde" mi? Her iki durum da bir açmaz... Birileri doğruyu söylemiyor...
0
Cevapla
B. E. E
Öncelikle aldığımız maaş şudur 1400. yok döner şu kadar dı bu kadar dı. yok asistanlar şu ek ödemeyi alıyoru geçin. Ev alacaksınız kredi verilirken dönerinize güvenerek kredi verecek banka sayısı çok az. Neden mi? işi sağlık olmayan bankalar bile biliyor ki hekimlere verilen döner cülus usülü bağışmış gibi verilmekte emeğinin karşılığı olduğu için değil. Yeni evli gün aşırı nöbet tutan bir asistan dr yim. Benimle aynı işi yapan aynı şehirde çalışan ve de yaklaşık olark aynı sayıda öğretim görevlisine sahip aynı sayıda vaka yapan (hemen hemen) başka döner sisteminde çalışan arkadaşım ile aynı döneri almıyorum. diğer mesleklere baktığımızda aylık 180 saat çalışan bayram seyranda izinli olan meslek gruplarıyla karşılaştırılda 450-490 saat arası çalışan biz asistan hekimler kuş kadar bir ücret almaktayız. örnek olarak 180 saat çalışan bir öğretmenin 3 katı mesaisi olan ben o barem üzerinden ücret alsam almam gereken miktar 4000 tl den fazla olmalıydı. ki bu rakamı ancak rüyamda görürüm. ILO sözleşmeleri, çalışma koşullarının zorluğu vb konulardan hiç bahsetmiyorum. Yada yoğun bakımdaki hastasından aldığı mikrobu çocuğuna bulaştırmış olamktan korkan meslektaşlarımdan hiçö bahsetmiyorum. hasta ve hasta yakınlarının şiddetine maruz kalmış olmaktan dem bile vurmadan sadece mesaiyede geçirdiği geceleyin ailemden uzak kaldığım dönemde hastaneden çıkmamam gereken anda ki emeğime verilen değeri görmem meslekten soğumama yetiyor. Cerrahi branş asistanıyım hocamı icaba çağırdığımda acil vaka için hocamın kendi aracıyla geldiğinde harcadığı yakıtın maliyetin hastadan alınan performansı karşılamadığını görmekteyim. Sayın Re cep Akdağ ve diğer yetkililer hatırlşamalı ki hekimlik bir meslektir. Biz evimize ekmek çoluk çocuğumuza giyecek alabilmek velhasıl hayatımızı idame ettirmek için bu mesleği yapmaktayız. Ve çalışmamızın da bir karşılığı olmalı. Biz hekimler yemeyen içmeyen kanatlı yarı tanrısal varlıklar değiliz. Velhasıl hakkını talep eden emekçileriz.
0
Cevapla
doktor
doğuda bir ilçede pediatrist, performans puanı 37.000 (poliklinik sayımı varın siz hesaplayın), 1600 tl döner sermaye. 2500 tl kömür ücreti. çocuğuma mama alacak market bulamıyorum. mutluyum, mutlusun, mutlular.. külahıma anlatsın bakanım..boşa bakan, yürek yakan bakan.
0
Cevapla
songül özyurt
çok önemli bir noktaya parmak basılmış. malesef performans denen daha ne olduğu doğru dürüsr tanımlanmamış bir sistemde dr ücretlerini tartışıyoruz. ne kadar hasta okadar döner. ama malesef kalite değil kantiteye bakıyoruz. günde 70-80 bazen daha da fazla poliklinik hastası, bunun dışında servisi, yoğun bakım, acil servis, konsültasyon derken bu hekimden ne kadar doğru tanı beklenilebilir ki. üstelik sözlü şiddet cabası, bazen de fiziksel. ben bu mesleği severek seçtim ama şuan çok pişmanım, hadi işimizi yapıyoruz, ama ne maddi ne manevi hiçbir değerimiz ve saygınlığımız kalmadı. bazılarına meslektaş demeye bile utanıyorum
0
Cevapla
ö.c.
Asistanlığımı yeni bitirmiş ve doğuda mecburi hizmete yeni başlamış bir hekimim. Asistanlıktaki maaşım 1500, son bir yıldır dönerini yatırmayan ve yatırdığı maksimum döner 500 lira olan bir tıp fakültesinden mezun oldum. şuan bulunduğum hastanede 3. biyokimyacıyım, ortalaması 2500-3000 olan bir hastane ve 150 yataklı olduğu için ortalama 3' e bölünecek. yani elime geçecek para 2500-3000 arası. Yukarıdaki ortalamaların neye göre hesaplandığını gerçekten merak ediyorum. Ve bazı arkadaşlar daha iyi ortalaması olan bir yere gönderilirken biz niye 3. kişi olup ortalaması kötü olan biryere gönderilip cezalandırılıyorum. Bu nasıl bir adalet.
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir