Sterilizasyon ve dezenfeksiyon konularındaki sorunlara ve eksikliklere yönelik güncel bilim ışığında çözüm aramak için düzenlenen DAS Kongresi'nin 7'ncisi, Antalya'da yapıldı.
Kongrede, ''Sterilizasyondaki yenilikler, dezenfeksiyon'', ''Yara bakımı'', 'Havalandırma sistemleri', ''Alet temizliği'', ''El hijyeni'', ''Hastanelerde DAS uygulamaları'', ''Ameliyathanelerde DAS uygulamaları'', ''Diş hekimliğinde DAS uygulamaları'', ''Atık ve su yönetimi'' gibi konular uzman kişiler tarafından ele alındı.
Kongre kapsamında düzenlenen basın toplantısında konuşan Prof. Dr. Günaydın, kongrenin ilk olarak 1999 yılında küçük çapta bir toplantı ile gerçekleştirildiğini, ancak ilerleyen yıllarda bilgi ve sektör eksikliği nedeniyle sürdürülemediğini aktardı.
Günaydın, 2005 yılında ilk kez Ulusal DAS Kongresi'ni düzenlediklerini ifade ederek, ''Derneğin bu faaliyetleri yapması ile birlikte bilgi açığının da ortaya çıkması sonucunda, hemen hemen Türkiye'nin her yerinden, toplantıların illerde yapılması şeklinde talepler aldık'' dedi.
Toplantılarda verilmesi gerekenleri paket bir hale dönüştürerek, şu ana kadar Türkiye'nin farklı illerinde 18 eğitim semineri yaptıklarını anlatan Günaydın, şöyle devam etti:
''Yaklaşık 4 binden fazla insana bu konuda eğitim vermiş olduk. Şu anda, katılımcıların, konuşmacıların ve Sağlık Bakanlığından gelen yetkililerin birlikte olmasıyla ciddi bir iletişim ortaya çıktı. Derneğin en önemli görevi, dezenfeksiyon ve sterilizasyon konularında farkındalık yaratmaktır. Şu anda Türkiye'de sterilizasyon ve dezenefeksiyon konularında bir farkındalık oluşturuldu. Dernek de bununla paralel olarak bir kılavuz çıkarttı. 4 yıldır sürdürülen çalışmaların ardından basınlan kılavuzla birçok şey kontrol altına alınacak ve düzenlenecek. Otorite de bu konuda destek verirse birtakım şeyler daha hızlı gelişecek.''
-''İDARECİLERİN BU KONUDA DAHA DUYARLI OLMASI GEREKLİ''-
Günaydın, hastanelerde bu konuda yetişmiş üst düzeyde çalışanlara ihtiyaçları olduğunu ifade ederek, ''Bununla ilgili de 3 yıldır Sağlık Bakanlığı ile birlikte yürüttüğümüz bir protokol dahilinde sertifika verdiğimiz bir program var'' dedi.
Yaklaşık 3 yıl içerisinde programdan, Türkiye genelinde 600 doktor ve hemşirenin sertifika aldığını vurgulayan Günaydın, şöyle devam etti:
''Bundan sonraki sağlık yapılanmasında hastanelerimizin mimari özelliklerinde yapısal düzenlemeye ve değişikliğe gitmemiz lazım. Aynı zamanda bu işlerin kayıp gibi görülmemesi gerekiyor. Özellikle idarecilerin bu konuda daha duyarlı olması gerekli. Hastane enfeksiyonu ortaya çıktığında hem kalitenin kaybolması, hem de mali giderlerin artması söz konusu. Artık hastane enfeksiyonları olduktan sonra tedavi etme şeklinde değil de hastane enfeksiyonunu önleme yönünde çalışmalara ağırlık verilmesini bekliyoruz. Otoritenin, tarafımızdan hazırlanan kılavuza uyulması konusunda, sağlık idarecilerini yönlendirmelerini bekliyoruz. Bu kılavuzu Türkiye genelinde bir tavsiye niteliğinde hastanelere ve sağlık merkezlerine önermesini bekliyoruz.''
-KONGRE BAŞKANI PROF. DR. ŞABAN ESEN-
Kongre Başkanı Prof. Dr. Şaban Esen de kongrenin sterilizasyon ve dezenfeksiyon konusunda Türkiye'de alınan önlemlerin bir parçası olduğunu belirterek, cihazların hastaya temas ettiği dönemde temiz olması gerektiğini vurguladı.
Kongreye 1500 civarında sağlık çalışanının katıldığını ifade eden Esen, şunları kaydetti:
''Ağırlıklı olarak hekim, hemşire, sterilizasyon ünitelerinde çalışanlar var. Dünya genelinde hastaneye yatmış hastaların yüzde 5 ile 20'si enfekte oluyor. Hastanenin kalitesine göre bu oranlar değişiyor. Enfeksiyonu önlediğimiz an, ülke ekonomisine çok ciddi katı sağlıyoruz. Dolayısıyla enfeksiyonları önlesek bu ülkeye daha fazla kazandıracağız ama yöneticilerimiz bunu kavramakta zorlanıyor.''
Esen, enfeksiyon konusunda ABD verilerine göre bir hastanın maliyetinin 20 bin dolar civarında olduğunu belirterek, ''Ancak Türkiye'de yapılan çalışmalar da enfeksiyonun türüne bağlı olarak, 1500 dolar ile 6 bin dolar civarında değişiyor'' dedi.
Türkiye'de hastanelerde çok ciddi yatak sorunları bulunduğuna değinen Esen, şöyle devam etti:
''Enfeksiyon gelişen hasta minimum 10 gün daha hastanede kalıyor. Dolayısıyla yatak işgali, hekimin ve hemşirenin harcadığı zamanı da düşündüğünüzde bu rakamlar çok daha yukarı çıkacak. Bu konuda el hijyeni çok önemli. Çünkü hastane enfeksiyonlarının yüzde 30 ile 40'nı sadece ellerimizi düzgün yıkayarak önleme şansına sahibiz. Biz hekimler ve hemşireler olarak en basit olarak el hijyenine dikkat etmek zorundayız. Bu konuda da çalışmalar yapmak zorundayız. Hasta ve hasta yakınlarının da doktora 'Ellerinizi temizleyip muayene edin' ifadesiyle, enfeksiyon bulaşmaması adına sağlık çalışanına bu ricada bulunması ve bunun farkında olduğunu bildirmesi önemli katkı sağlayacaktır.''