Ülkemizde bilimsel çalışma yapmak teşvik edileceğine değişik mevzuat uygulamalarıyla adeta zorlaştırılmaktadır. Daha önce Tıp Fakültesi Etik Kurulu adı altında hizmet veren etik kurulu, bütün araştırmacılara etik onay vermekteydi. Haliyle zaman içinde gelişmeler olmuştur. Daha sonra Tıp Fakültelerinde tıp ve diğer yakın branşlarda yapılacak araştırmaları değerlendirecek üç etik kurulu kuruldu:
1- İlaç Araştırmaları Etik Kurulu.
2-Klinik ve Laboratuar Araştırmaları Etik Kurulu ve
3- Hayvan Araştırmaları Etik Kurulu.
Şüphesiz güncellemeler ve değişiklikler gerekir. Ancak, yeni düzenlemeler rayına oturuncaya kadar eski etik kurulların geçerli olması gerekir idi. Ayrıca, etik kurulların sadece Sağlık Bakanlığının belirlenmesiyle de değil aynı zamanda üniversitelerin ve ilgili fakültelerin de bünyesinde çalışacak Etik Kurullarının olması gerekir. Nitekim tıp dergilerinden birçok yabancı yazarın etik kurul izinlerini kendi enstitülerinin veya hastanelerinin etik kurullarından aldığını öğreniyoruz. Sınırlı sayıda kurulan etik kurullar aşırı iş yükünden dolayı geç karar verebilirler. Bu da çalışmanın güncelliğini kaybetmesine, hatta bazen iptaline kadar giden sorunlara yol açabilir. Etik Kurulların sayıca yeterli olmaları gerekir.
23.12 2008 tarihinde Sağlık Bakanlığınca hazırlanan yönetmelik resmi gazetede yayımlandı. 13.11.2009 tarihinde ise Sağlık Bakanlığımızca belirlenen sınırlı sayıda yeni etik kurullar faaliyete geçti. Sağlık Bakanlığından, eski etik kurulların iptal edildiğine ilişkin bir yazı geldi. Ancak daha önce eski kurullardan alınan izinlere dayanılarak yapılan çalışmalarda sorunlar oldu, bu nedenle çalışmalarda neredeyse bir yıla yakın aksamalar oldu. Bu sorunlar bitecek dedik, ancak Türk Tabipler Birliğinin başvurusu üzerine kabul edilen yönetmeliği Danıştay 13.11.2009 tarihinde iptal etti. Etik kurullar yine iptal edildi ve araştırmacılar yine sıkıntıya girdi. Yine tezler ve projeler aksadı. 11.03.2010 tarihinde bakanlık yine bir yönetmelik yayımladı. Bu arada Sağlık Bakanlığının, Danıştayın 13.11.2009 tarihli iptal kararına itirazı sonucu Danıştay İdari Davalar Dairesi 15.07.2010 tarihinde, yasal düzenlemeler yapılması gerektiğini belirten bir karar aldı. Sonuç olarak 01.10.2010 tarihinden itibaren de Bakanlık başvuruları kabul etmemeye başladı. Artık ne kadar süreceği belirsiz yine bir ara dönem başladı.
Eski etik kurullarda tam bir yasal düzenleme yapılıncaya kadar faaliyetlerine devam etmiş olsalardı, tüm bu sıkıntılarla karşılaşmazdık. Tabipler birliği de keşke araştırmacıları düşünerek bu çıkmazın uzamasına yol açmasaydı. Bakanlıktan beklentimiz ilgili yasanın bir an önce çıkarılmasıdır. Bu ciddi konuda akademik camianın ve üniversitelerin sessiz kalması ise anlaşılır bir şey değildir.
Eğer üniversitelerimiz biz ülkemizin bilim üreten kuruluşlarıyız, anayasamız bize bazı haklar vermiştir. Sağlık bakanlığının kararını saygıyla karşılıyoruz, ama bizim etik kurullarda sağlık bakanlığının etik kurullarının yanında göreve devam edecek, aksi halde tezler, projeler ve SCI dergilerine girecek yayınlarda azalma olur deselerdi, YÖK de zannedersem bu konuda gerekli önlemleri almış olurdu. Sonuçta bu olumsuzluklar olmazdı.
Ayrıca etik kurul için gerekli formaliteler o kadar artmış ki etik kurula başvurmak deveye hendek atlatmak gibi oldu. Bakanlıkla olan yazışmalar zaman kaybına yol açabilir. Hatta bakanlığın iş yükünü de artırır. Halbuki fakülte bünyesindeki bir etik kurul gerektiğinde araştırmacıyı toplantısına davet edip sözlü olarak da gerektiğinde ayrıntılı bilgiler alabilir.
Doç.Dr.Hasan EKİM
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi ABD