MEDİMAGAZİN - Hekimlerin sahne aldığı tek platform olan DRx’in altıncısı, Recordati İlaç sponsorluğunda 17 Aralık günü Uludağ Üniversitesi Prof. Dr. M. Mete Cengiz Kültür Merkezi P. Kur. Yb. İlker Çelikcan Salonu Görükle Kampüsü’nde izleyicisiyle buluştu.
DRx’e ev sahipliği yapan Bursa Uludağ Üniversitesi’nin Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz konuşmasında, DRx benzeri etkinliklerin hem şehir için hem de ülke için ciddi kazanımlar sağladığını söyledi.
Tıp fakültelerinin önlük giyme törenlerinde “hekim” kavramına vurgu yaptığını ifade eden Prof. Dr. Kılavuz, hekimin Arapça’da hüküm, hakim ve hikmet kavramlarıyla aynı kökten geldiğini ifade etti. Prof. Dr. Kılavuz, hekimlerin bilgi sahibi, bu bilgi temeline dayalı davranış gösteren adil ve hikmetli kimseler olduğunu söyledi.
“Tıp fakültelerinden ara sıra hekim çıkar ama büyük ölçüde de sanatkâr çıkar” sözlerini anımsatan ve musikide önemli hekim sanatkârların bulunduğunu söyleyen Prof. Dr. Kılavuz sahnede, Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Melih Ak keman ile eşlik ettiği “Bir Kızıl Goncaya Benzer Dudağın” şarkısını seslendirdi.
“Bir mecburi hizmet kurası”
Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi olarak DRx’e ev sahipliği yapmaktan mutluluk duyduklarını ifade eden Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ekrem Kaya açılış konuşmasında Kahramanmaraş Elbistan’da bir aile sağlığı merkezindeki mecburi hizmet yıllarını anlattı.
Meslek hayatından kesitler paylaşan Prof. Dr. Ekrem Kaya, öğrencilik, asistanlık ve mecburi hizmet yıllarından unutamadığı anıları DRx izleyicisiyle paylaştı.
“Yurt dışından gelen meslektaşlarımız hekimlik dışında neler yapabileceğimizi görüyorlar”
Prof. Dr. İsmet Yavaşcaoğlu, DRx sahnesinde yaptığı “Bana Her Gün Bayram” başlıklı konuşmasında hekimlik dışında balıkçılıkla uğraştığını ve doğa ile iç içe bir yaşam sürdüğünü söyledi.
Hekimlerin farklı kimliklerine bir perspektif daha sunan Prof. Dr. Yavaşcaoğlu, “Ben doktor kimliğim dışında, bir baba olmam dışında önce bir balıkçıyım.” ifadelerini kullandı.
Konuşmasında Uludağ Üniversitesi'ne olan sevgisini paylaşan Prof. Dr. Yavaşcaoğlu, üniversiteye dışarıdan eğitim için gelen öğrencilerle anılarını şöyle anlattı:
“Övmek için değil, robotik ürolojinin en iyilerin bir tanesi Türkiye'de. Bizim laparoskopi eğitimimizi tüm Türkiye biliyor. 150’den fazla fellow geldi. Yurt dışından 3 aylığına her şeyi bırakıp, bavullarını alıp geliyorlar. Laparoskopi öğrenmeye çalışıyorlar. Gittiklerinde unutamadıkları şeyler; beraber yaptığımız yemekler, beraber gittiğimiz bana ait çiftlik. Tavuk kesiyoruz, koyunlarımızı besliyoruz, değişik bir ortam. Yani hekimlik dışında neler yapabileceğimizi görüyorlar ve çok hoşlarına gidiyor. Misafirperverliğiniz çok etkiliyor onları.”
“Yaşamlarımızın temel amacı mutlu olmakmış”
Konuşmasına Sokrates’in “Yaşamlarımızın temel amacı mutlu olmakmış” sözleri ile başlayan Prof. Dr. Vahide Savcı, “Ne kadar doğru değil mi? Aslında bugün de hemen hepimiz aldığımız kararlarda, attığımız adımlarda ve yaptığımız seçimlerde hep mutluluğu yakalamaya çalışıyoruz ya da daha mutlu olmaya çalışıyoruz.
Aslında mutluluk yaşamlarımızın bu kadar merkezinde, odağında iken bizi kendiliğinden o ruh haline taşıyacak başka çok önemli bir durumu göz ardı ediyoruz. Neden mi bahsediyorum? Dengede olmaktan.” ifadeleri ile doğru solunum yapmayı öğrenmesi ile stres yönetimi nasıl öğrendiğini anlatan Prof. Dr. Savcı, DRx sahnesinde nefes egzersizlerini tüm seyirci ile birlikte yaptı.
“Bir dokun bin ah işit kâsei fağfurdan”
Prof. Dr. Derya Balbay, DRX sahnesinde olmaktan mutluluk duyduğunu ve en son 40 yıl önce gördüğü meslektaşlarına denk geldiğini ifade ederek hekimlerle beraber olmanın sevincini yaşadığını söyledi.
Kendisine ‘Sizde çok hikaye vardır hocam’ dendiği zaman aklına “Bir dokun bin ah işit kâsei fağfurdan” sözünün geldiğini ifade eden Prof. Dr. Balbay, DRx sahnesinde yıllara sığdıramadığı hikayelerini paylaştı.
“Hekimliğin çok zor bir meslek”
40 yılı aşkın yıldır hekimlik yaptığını ancak böyle bir konuşma ilk kez yaptığını ifade eden Prof. Dr. Kerim Güler, hekimliğin çok zor bir meslek olduğunu ve stresli bir yaşamları olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Güler, “Doktor Beyin Çeyiz Sandığından” isimli konuşmasında hasta-hekim hikayelerini izleyici ile paylaştı.
DRx’de anlatılan hikayelere vurgu yaparak hekimliğin zor bir zanaat olduğuna işaret eden Prof. Dr. Güler, hekimlikte ustalığın ve her zaman çok dikkatli olmanın şart olduğunu ifade etti.
Konuşmasında belli dönemlerde viral olan bazı videolardan ve film sahnelerinden kesitler izleten Prof. Dr. Güler, bu videolar üzerinden konuşmasını sürdürdü.
Prof. Dr. Güler, konuşmasını Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün “Beni Türk hekimlerine emanet edin” sözleriyle bitirdi.
“Bir dermatoloğun sadece deriye dokunması yetmez; yüreğine dokunması gerekir”
DRx sahnesinde yaptığı konuşmada Prof. Dr. Emel Bülbül Başkan, Türkiye Klinikleri ailesine ve Uludağ Tıp’a teşekkür etti.
1990 yılında çiçeği burnunda bir tıp öğrencisi olarak girdiği kampüste şimdi DRx konuşmacısı olarak yer almanın çok ayrıcalıklı bir anı olduğuna vurgu yaptı.
Dermatoloji asistanlığı döneminde yaşadığı bir olayı paylaşan Prof. Dr. Başkan, deri hastalıkları nedeniyle damgalanan ve etiketlenen hastalarla karşılaştığını bu hastalardan çok etkilenerek mesleğine duygusal anlamda bağlandığını anlattı.
Prof. Dr. Başkan hastalara olan bakışını ve kendi bakış açısında hasta-doktor ilişkisini şu sözlerle ifade etti:
“Hasta bize geliyor, ameliyat ediyoruz ve gidiyor bizde öyle değil. Hasta size bir kere gelir aranızda gizli bir anlaşma olur. Evlilik gibi o hasta sizinle ömür boyu yol alır.
Bir hasta ile çıktığınız yolculuğun başında hastada ilk tanı konulduğunda korku, öfke, şaşkınlık bulunur. Zaman içerisinde doktor doktor gezerken, yalan yanlış tedavilere başvururken yaşanan bütün o sorunlar ve sonunda tedaviyle birlikte “Acaba bana iyi gelecek mi, yan etki yapacak mı?” soruları içerisinde bir yolculuk yaparken ben hekim olarak aslında onun yol arkadaşı onun mentoru olduğunu düşünüyorum. Bunu yapabildiğim hastada da zaten başarıya ulaştığıma inanıyorum.
Kendi başarı öyküsünde de bir araba olarak düşünüyorum. Bu başarının direksiyonda ben varım ama benim yanımda anlayışlı bir eş, anne, baba ve beni hoş gören çevre dostlarım var. Eğer onlar olmasaydı bu arabayı bu kadar güzel kullanmazdım.
Dolayısıyla sizlere genç arkadaşlarıma şunu söylemek isterim, eğer bir hastanın sorunu deride ise inanın sadece o kadar yüzeysel değildir. Sorun çok daha derindedir ve bunu halletmek, bunu çözmek için bir dermatoloğun sadece deriye dokunması yetmez; yüreğine, kalbine dokunması gerekir.”
Tıptan mitolojiye
DRx sahnesine 41 yılını sığdıran Prof. Dr. Selçuk Kırlı, “Tıp Yolunda Bir Serüven” isimli konuşmasında tıp fakültesi tercih yıllarında hissettiklerini anlattı.
Tıp mesleğini gerçekten çok sevdiğini ve bütün hayatını verdiğini ifade eden Prof. Dr. Kırlı, “Bir daha doğsam gene hekim olurum. Bunun hiç tartışması yok. Ama bu belli bir süre sonra kafama oturmuş bir şeydi, içimde kaynayan bir sürü şey vardı. Bunun bir kısmı siyasi bir kısmı tarihti, bir kısmı Türk diliydi. Psikiyatri öyle bir branş ki antropoloji den tutun, psikolojiden devam edin. Tarihten mitolojiye her şeyi mesleki uygulamanızda kullanabilirsiniz.” sözleriyle Yunan, Orta Asya, İslam mitolojilerini konu alan pek çok kitap kaleme aldığını söyledi.
Üyelerini Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Dr. Merve Dede, Dr. Sedef Deniz Cevheroğlu, Dr. Emre Karaağaç ve Dr. Hüseyin Ucar oluşturduğu Grup MeSH, DRx’de müzik performansı ile izleyicilere keyifli anlar yaşattı.
DRx'in beşincisi Adana'da gerçekleşmişti
Aşağıda yer alan videodan 25 Kasım'da Adana Çukurova Üniversitesi'nde gerçekleşen bir önceki DRx'i izleyebilirsiniz:
Recordati İlaç
Recordati ilaç, merkezi İtalya’da olan ve 1926 yılında kurulan, başlıca Avrupa ülkeleri ve Türkiye’de operasyonları bulunan uluslararası bir ilaç grubudur.
Dünyada toplam 150 ülkede ürünleri satılan Recordati, üretim ve satış-pazarlama faaliyetlerinin yanı sıra araştırma-geliştirme faaliyetleri de yürütmektedir ve araştırma-geliştirme yatırımlarını ağırlıklı olarak kardiyovasküler ve üroloji alanlarında ve nadir hastalıkların tedavisine yönelik olarak yapmaktadır.
Recordati, Türkiye ilaç pazarına 2008 yılında Türk ilaç firması Yeni İlaç’ı satın alarak girmiştir. 2011 yılında bir diğer Türk ilaç firması Dr. F. Frik’i satın alarak Türkiye’deki varlığını güçlendiren Recordati İlaç, Türk ilaç pazarına giriş yaptığı 2008 yılından bu yana büyümesini devam ettirmektedir.
Recordati İlaç bugün toplamda yaklaşık 640 çalışan ve 74 formda 42 ayrı ürün ile Türkiye ilaç pazarında faaliyet göstermektedir.