Irak, İran ve Suriye gibi komşu ülkelerle sağlık turizmini geliştirmeye çalıştıklarını kaydeden Saraç, “Bunun için alt yapının çok iyi olması gerekiyor. Hastanelerimizin fiziki şartlarını ve donanımlarını yeniledik. Ortadoğu’daki birçok ülkeye bürolar açtık.” dedi. Kurdukları yanık merkezine Türkiye’nin birçok yerinden hastaların başvurduğunu anlatan Saraç, Sağlık Bakanlığı’nın da Dicle Üniversitesi’ndeki yanık merkezini örnek gösterdiğini vurguladı.
Prof. Dr. Ayşegül Jale Saraç, yaptığı açıklamada rektörlük koltuğuna oturduktan sonra önemli çalışmalara imza attıklarını belirtti. Öğrenci sayısını 12 binden 22 bine çıkardıklarını hatırlatan Saraç, Dicle Üniversitesi’ni bilim ve sağlık alanında tercih edilen bir konuma getirmeye çalıştıklarını vurguladı.
1994’te yapımına başlanan Kalp Hastanesi’ni çürümeye yüz tuttuğu bir dönemde devraldıklarını anlatan Saraç, önce klinikleri ardından da cerrahi bölümleri tamamladıklarını, cihazların monte edilmesiyle birlikte yeni yılda hastanenin faaliyete geçeceğini kaydetti.
Acil Travmatoloji Hastanesi geliyor
Üniversite bünyesinde Acil Travmatoloji binası için çalışmaların sürdüğünü anlatan Saraç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunu özel bir bina olarak bölgeye hizmet verebilecek bir seviyeye getirdik. Ayrı bir hastane olarak yapılıyor. Sayın Başbakan’ın 400 milyon TL’lik bir himmeti oldu. Çok ciddi bir açık vardı bölgemizde. İnşallah önemli bir hizmet olacak. Geldiğimizde yoğun bakımlarda çok ciddi eksiklikler vardı. Bunu tamamladık. Çocuk hastanesine bir bina verdik ve hizmete açıldı. Üniversite olarak bölgede birçok araştırma yapıyoruz. Bölgeye has hastalıkları ortaya çıkarmaya çalışıyoruz.”
Öğrenci sayısını artırmanın yanı sıra eğitim kalitesini yükseltmek için büyük gayret sarf ettiklerini ifade eden Prof. Dr. Ayşegül Jale Saraç, bu amaçla altyapı ve üst yapısıyla ilgili çalışmaların devam ettiğini vurguladı.
Üniversite için Dicle Nehri’ne nazır 4 büyük yurt yapıldığını dile getiren Saraç, “Çok modern yurtlar yapılıyor. Eskiden araçlar öğrencileri merkeze bırakıyordu. Öğrenciler kendi imkanlarıyla fakültelerine gitmeye çalışıyorlardı. Dicle Üniversitesi’nin alanı çok geniş. Bu sebeple hem minibüs hem otobüs ring hatlarını oluşturduk. En büyük çalışmalardan biri de kongre merkezidir. 5 büyük salona sahip, teknolojik olarak son derece modern merkezin Türkiye’de örneğin yok.” dedi.