Medimagazin logo

Çok ses, tek yürek

Milliyet'ten Fikret Bila'nın yazısı
Çok ses, tek yürek
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Doktorlar Tıp Bayramı’ndan bir gün önce 13 Mart’ta büyük bir mitinge hazırlanıyorlar. Ankara’da buluşacaklar ve performans uygulamasını protesto edecekler.


Doktorlar seslerini duyurabilmek için medyatik bir yöntem de geliştirmişler. Miting şarkılı-türkülü olacak. Doktorlar seslendirdikleri “sözlerimi geri alamam” adlı şarkıya klip çekerek, medyanın da dikkatini çekmeye çalışmışlardı. Mitingde bu kliplerin yanı sıra Ezginin Günlüğü konseri de yer alacak. Anlaşılıyor ki, Ankara, şenlik gibi bir mitinge sahip olacak.

Asistanlık köleliğe döndü
Performans uygulamasının üniversite hastanelerinde de yaygınlaştırılmasına karşı ilk miting asistan doktorların öncülüğünde yapılmıştı. Asistanlar çalışma koşullarının ağırlığından; performans denetimiyle eğitimlerinin yetersiz kalacağından şikâyet etmişlerdi.


Hacettepe Tıp, Ankara Tıp ve Gazi Tıp fakültelerinin asistanları Hacettepe’de buluşmuş “müşteri değil hasta, işletme değil hastane”, “Sıradaki 100. hasta olmak ister misiniz?”, “Tüccar değil, hekimiz” pankartlarıyla, performans uygulamasını protesto etmişlerdi. Öğretim üyeleri de öğrencilerine destek vermişlerdi.


Hacettepe’den Prof. Dr. Murat Akova da, asistan doktorlara, “Sizler yemininize sadık kaldınız. Hastaya hizmeti, aldığınız ücretten, eşinizden, çocuğunuzdan, ailenizden öncelikli bildiniz. Bizler size iyi hekim olmayı öğretmekle mükellefiz, onun için bizim adımız öğretim üyesi. İşte bu yüzden hepimize dayatılmaya çalışılan performans ucubesine karşı haklı itirazınızı saygıyla karşılıyorum” diye seslenmişti.
Asistan doktorlar çalışma şartlarının köleliğe döndüğünden şikâyet etmiş, komik sayılacak bir ücretle 24 saat 7 gün çalıştıklarını vurgulamışlardı.

Hastalara mesaj
“Performans sistemi sağlığa zararlıdır” sloganıyla mitinge hazırlanan asistan doktorlar, miting öncesi hazırladıkları el ilanlarıyla hastalara şöyle seslendiler:
“Performans sistemi en çok sizleri vuracak! Neden biliyor musunuz? Çünkü; performans sistemi doktorlara bir hastaya en fazla 5 dakika ayır, daha kısa zamanda daha çok hasta bak, diyor. Sizler saatlerce bekledikten sonra belki biz sizin yüzünüze bile doğru dürüst bakamadan, olması gereken şekilde muayene edemeden, reçete verip göndermemiz bekleniyor. Ağır hastalarla uğraşmamız, makine gibi çalışmamız isteniyor. Oysa bizler, tüm hastalarımıza insana yakışır bir süre ayırmak istiyoruz. Hastalarla aramıza para ilişkisi girmesini istemiyoruz. Hastanelerimizin işletme, hastalarımızın müşteri olarak görülmesini istemiyoruz. İşte bu nedenlerle, sağlığınız için, geleceğiniz için, performans sistemine karşı bizlerin yanında olun.”

Para ilişkisi
İnsan sağlığını parayla ölçmek mümkün değil, kuşkusuz. Doktorla hasta arasına para girmemeli. Doktor da eğitiminin ve emeğinin karşılığını almalı. Ancak maalesef Türkiye sağlık konusunda bir sistem yerleştiremedi. Değişik hükümetler değişik sistemler denediler. Her değişiklik yeni sorunlar getirdi ve karmaşayı artırdı. Elbette hasta müşteri, hastane sıradan bir işletme olmamalı. Sağlık Bakanlığı ve üniversiteler karşı karşıya değil, yan yana çalışmalı; vatandaşın sağlığı ve bilim için “gerçekten tek yürek” olmalı.

çok
ses
tek
yürek
Yorum (12)
dr
Bu yazıyı haber olarak yayınlarmısınız. Vuvuzela ve eksik yürek Fikret Bila bugünkü köşesinde “çok ses, tek yürek” demiş. Bu yazı ile birilerinin istediklerine katılmak mümkün değil. Vuvuzelacı bir takım doktorlar son günlerde “görmedim duymadım bilmiyorum” deseler de hem toplum hem de gözleri ve vicdanları açık sağlık çalışanları, ne olup bittiğini gayet iyi biliyor. Hele bazı hocalarımız sanki asistanlarının bu zamana kadar etinden sütünden yeterince istifade etmedikleri yetmiyormuş gibi, şimdi asistanlarını miting meydanlarına, avcı hattına sürerek son kozlarını oynuyorlar. Toplumu da harakiri yapmakla tehdit ediyorlar. Beyler bu süreç artık geri dönüşü olmayan bir süreç. Vatandaşın sırtından geçinme zamanı geçti. Adam gibi hekimlik yapıp, adam gibi paramızı kazanacağız. Bu zaman kadar hastaneleri makyajlayıp kılıflayarak ticarethane görüntüsünün bilinmediğini düşünen hocalar yanılıyor. Sanki şimdi hastaneler ticarethane oluyormuş masalı o kadar sırıtıyor ki. Bu sazlı, sözlü, ezgili havalarda mitinglerin ne anlam ifade ettiğini tıp okumuş herkesin bildiğinden eminim. Bu çok sesli bir tarz olmayıp bir avuç kalmış romantik ve komik bir kesimin tarzı. Tabiplerin temsilcilerinin etkisiz ve toplum nazarında hekimleri daha da sevimsizleştirecek bu tür eylemler yerine dikkatlerini daha temel sorunlara vermeleri gerekmez mi. Yanlış ve eksik açılan ve açtırılan davalar sebebiyle doktorların önemli kazanımları bir bir kaybedilmedi mi? Yoksa bu yanlışlıklar ve eksiklikler bilerek bir plan dahilinde mi yapılıyor? Amaç sorunları çözmek değil de sorunları büyüterek, bu kesimin tarzı olan karmaşık bir ortamın oluşması mı arzu ediliyor. Vatandaşa “Sıradaki yüznumaralı hasta olmak ister misiniz?” sorusu sorularak sanılıyor ki vatandaşın aklını karıştırırız. Beyler vatandaş bildiğiniz vatandaş değil. Ama siz sanırım hala bildiğimiz sizsiniz. Size ayak uydurulmasını emrettiğiniz dönemler geride kaldı Sanki vatandaş zevkinden sırada bekliyor. Beğensek de beğenmesek de görevimiz yüznumaralı hastaya da adam gibi bakmak. Biliyoruz ki siz “ben hastaneye gelen her hastaya bakmam, türkü ezgi söyleyerek bir kaçına bakar, diğerlerine muayenehanemde bakarım” diyorsunuz. Birbirimizi kandırmayalım asosyal tipler gibi kaçımız hasta ile göz teması kuruyoruz. Ama kimlerle neden göz teması kurulduğunu hepimiz biliyoruz. Gözlerin nerede olduğunu bilmeyen yok. Gelin bunun mitingini yapalım. Vatandaşa söz verelim. İyi hekimlik, vicdanlı hekimlik yapmak için. O zaman tek yürek olunur. Tek yürek olanların çok sese ihtiyacı da yok.
0
Cevapla
cemil
sayın bila zannederim yazıyı yazarken aynaya bakıyordu. kendinde gördüklerini bize uyarlayarak yazmış.biz onun gazeteciliğini çok iyi biliriz ve o kısmı kendi meslektaşlarına havale edelim. ne diyelim Allah layığını versin inşaallah.
0
Cevapla
Yalçın Taşan
dr(dr) vuvuzela rumuzlu arkadaşımız, "devir değişti artık hastanın sırtından para kazanma devri bitti" diye buyurmuşlar. Arkadaşımız haklıdır. Devir "doktor sırtından" kazanma devridir. Kendisi buna rıza gösteriyorsa, diyeceğimiz bir şey yoktur,bir köşeye çekilip vuvuzela çalmasını önermekten başka.
0
Cevapla
kamil ömür
Dr rumuzlu arkadaş ne kadar güzel yazmışsın tebrik ediyorum.Asistanları hocaları da destekliyormuş!!! Sistem 50 yıldan beri zaten böyle. Asistanının etinden, sütünden, kılından faydalananlar şimdi ortam kalabalık görünsün diye onların yanındaymış izlenimini veriyorlar. Saygılarımla
0
Cevapla
ahmet aydın
Sayın dr vuvuzela arkadaşımız haklısın!!! kamunun imkanlarını hekimler kullanmasın özel hastane patronları kullansın doktor da köle olsun sende haklısın senin gibi düşünenler çoksa müstehaktır bize de. Parası olmayana tamamda bir ayakkabı ya binleri veren adamında ayağına giydir bizi...
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir