Bu hafta sonu İstanbul’da aile sağlığı merkezlerinin çoğunda ek mesai vardı. Nedeniyse Dünya Sağlık Örgütü tarafından aşı oranlarımızın düşük bulunması ve bunun sonucu il sağlık müdürlüğünün ve bakanlığın ciddi derecede telaşlanmasıydı. Bunun sorumlusu kimdi acaba?
Aile hekimlerinin en azından İstanbul'dakilerin yönetmelikte geçen mesai saatlerini aile hekimi belirler ve müdürlük onaylar ibaresinin tam aksine, çok büyük bir kısmının poliklinik saatleri az bulunarak onaylanmadı.
Böylece aile hekimleri ve aile sağlığı elemanları gerçek yapması gereken koruyucu sağlık hizmetleri yerine, sadece poliklinik ve RPT denilen ilaç yazma işleriyle uğraşmak zorunda bırakılınca ne aşı bilgilerini girebildiler, ne de veri gönderebildiler.
Neyse ki işin aslı aşıların yapılmamış olması değil, poliklinikten başını kaldıramayan doktorların bunları sisteme girememesiydi. Çünkü Bakanlığın ücretsiz yazılımı AHBS, aynı anda hem veri gönderip hem poliklinik yapamıyor. Böylece aslında yapılmış olan işlem, aile hekimliği yönetmeliklerinin uygulanmasına izin verilmediği için yapılmamış gözüküyordu.
Ama asıl beklenen olumsuz sonuç daha görülmedi, çünkü aile hekimleri 6 ay içinde tespit etmesi gereken nüfusun yarısına bile ulaşamadı. Mesai çizelgeleri için onay bekledikleri 4 ay boyunca TSMler tarafından sadece poliklinik yapmaları konusunda uyarıldılar. Ne zaman ki aile hekimlerinin takip ettikleri nüfusta beklenmeyen hastalıklar görülecek, ne zaman ki aile hekimleri tarama yapmak istedikleri ama poliklinikten çıkamadıkları için yapamadıkları nüfusta görülen önceden tespit edilebilir durumlar nedeniyle davalara maruz kalacaklar, işte o zaman kendilerine teblig edilen bu yazıları delil olarak kullanacaklar.
İstanbul'dan bir aile hekimi