Aile hekimleri, sağlık sistemindeki toplumun sağlık hakkını tehdit eden çöküşe karşı uyarıda bulunmak, hekim ve sağlık çalışanlarının özlük hakkı ve mali kayıplarını bir kez daha dile getirmek amacıyla Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliğinin birinci yıldönümünde Aile Sağlığı Merkezleri ve hastanelerde bir kez daha iş bırakma eylemi yaptılar.
Birlik ve Dayanışma Sendikası'nın yanı sıra, katılım açıklayan meslek örgütü ve sendikalar Sağlık Bakanlığı önünde basın açıklamasında bulundu.
Yapılan açıklamada, Sağlık Bakanlığı’nın basın ve medya araçları ile duyurduğu sözde iyileştirme ve düzenlemelerin gerçeği yansıtmadığı belirtilerek sağlıkta şiddet yasasının, son günlerde örnekleri de görüldüğü biçimde çözüm sağlamadığı vurgulandı. Katalog suçlar kapsamına alınmasının olumlu bir gelişme olarak yansıtıldığı, gerçekte ise halen etkin ve caydırıcı önlemlerin olmadığı belirtilerek özlük ve mali haklardaki düzenlemelerin ise sadece bir kandırmaca, bir oyalamadan ibaret olduğu kaydedildi.
"Klinik branşlarda hekim kalmadı"
Sağlıkta dönüşüm adıyla yıldan yıla ticari aracılara teslim edilen sağlık sisteminin kaygı verici bir çöküşe doğru gittiğinin ifade edildiği açıklamada, meslekten ayrılmalar, yurtdışına göçler ve istifalar ile pek çok hastanede hayati klinik branşlarda hekim ve yeterli sağlık çalışanı bulunamadığına dikkat çekildi.
Pandemi döneminde hekim, hemşire, ebe ve sağlık çalışanlarının olağanüstü çaba ve özverisi ile sağlık hizmetinin devam edebildiği ifade edilerek bu çaba ve özveriye rağmen sağlık çalışanlarının haklarının Sağlık Bakanlığı tarafından ihlal edildiği, hastalar açısından gereken muayene ve tedavi süreleri sağlanmadığı gibi çalışanların da aşırı ve insanüstü bir iş yükü ve hizmet için zorlandığı vurgulandı. Yeterli dinlenme sürelerinin verilmediği, ani ve hemen istenen geçici görevlendirmelerde insani hakların yine ihlal edilip bu görevlendirmelerden kaynaklanan tüm maddi giderlerin de yine çalışandan temin edildiği belirtildi.
"İş bırakma gerekçelerimiz artarak devam ediyor"
Yaptığı açıklamada, hak talepleri karşılanmadığını ve sorunlara çözüm sağlanmadığını belirten Birlik ve Dayanışma Sendikası, "Ceza Yönetmeliği örneğinde olduğu gibi iş güvencesini tehdit eden, angarya, baskı ve mobbingi arttıran, performans oyunları ile ekonomik zorluklara çare olmayan uygulamalara devam ediliyor. 30 Haziran-1 Temmuz’ da yönetmeliğin 1.yılında tüm meslektaş ve sağlık çalışanları ile tüm basamaklarda işi bırakma gerekçelerimiz artarak devam ediyor. Sorun ve endişelerimiz, yetersiz iş güvenliği, olumsuz çalışma ve emeklilik koşulları bizi bir kez daha bir araya getiriyor.” ifadelerini kullandı.
Açıklamada ayrıca eş zamanlı olarak İstanbul, Mersin, Balıkesir başta olmak üzere pek çok ilde eylem ve basın açıklamalarının devam ettiği belirtildi.
"Ceza yönetmeliği geri çekilmeli"
Yönetmeliğin, aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanlarının iş güvencesini, ifade ve savunma özgürlüğünü ortadan kaldırdığını, baskı ve cezaları artırdığını, tüm özlük haklarını yok ettiğini belirtirken tüm sağlık hizmeti basamaklarında bu ceza, gasp ve köle düzenlenmelerinin yaygınlaştırılmak istendiği düşüncesinin de kolayca sezilebileceği ve anlaşılabileceği açıklandı. Bu nedenle bu “ceza yönetmeliği” mücadelesinin özellikle önemi ve mutlaka geri çekilmesinin gerekliliği vurgulandı. Anayasal ifade hak ve özgürlüklerimizin engellenemeyeceği, hak arama hürriyetimize el konulamayacağı da ayrıca vurgulandı.
1 Temmuz Cuma günü de iş bırakmanın devam edeceği ve başta İzmir olmak üzere pek çok ilde basın açıklamaları ve eylemlerin devam edeceği ifade edildi.
