Sağlık Sen’in Türkiye çapında 362 aile hekimi ve aile sağlığı çalışanları üzerinde yaptığı araştırma sonuçlarına göre aile hekimlerinin yüzde 93’ü ceza cetvelindeki kriterlerin objektif olmadığını düşünüyor. Hekimler, en çok baskı hissettikleri sorunları, ‘idarecilerin hesap sorucu yaklaşımları ve sürekli değişen mevzuat uygulamaları’ olarak gösteriyor.
Araştırmaya katılan aile hekimleri, halkın aile hekimliği ile ilgili bilgisinin artırılması ve sorumluluk bilincinin oluşturulması için, Sağlık Bakanlığı'nın tanıtım yapmasını istiyor. Aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanlarının yüzde 71’i evde bakım hizmetlerinin kendi görev alanlarından çıkartılması gerektiğini düşünüyor. Evde bakım hizmetlerinin genel olarak hastanelerdeki tedavilerin devamı niteliğinde olduğu için bu hizmetin kendi görev alanlarından çıkartılmasını istiyor. Bu hizmetlerin hastaneler bünyesinde kurulacak evde sağlık hizmetleri birimleri tarafından yürütülmesini öneriyor.
Araştırmaya katılanların yüzde 82.2’si “Kanser, kronik hastalıklar gibi ileri tetkik gerektiren hastalıklarla ilgili tarama görevi Aile Hekimliği görev alanından çıkartılmalıdır” görüşünü dile getiriyor. Kanser gibi ileri tedavi gerektiren hastalıkların takibinin uzman hekim kontrolünde olması gerektiğini belirten aile hekimleri, bu tür hastaların izlem ve taramalarının kendilerinin sorumluluğunda olmasından kaynaklanan hukuki problemler yaşanabileceğine dikkat çekiyor. Katılımcıların yüzde 78’i mobil hizmetler ile ilgili kriterlerin, coğrafi koşullar ve nüfus yoğunlukları göz önünde bulundurularak yeniden değerlendirilmesini dile getiriyor.
Aile hekimleri, mobil hizmetlerle ilgili getirilen süre standartlarının uygulanabilir olmadığını düşünüyor. Yüzde 76’sı aile hekimliklerine getirilen sınıflandırmaları doğru bulmuyor ve bakanlığın aile sağlığı merkezlerini A sınıfı kriterlere kavuşturarak aile hekimlerine teslim etmesini istiyor. Aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanlarına nöbet görevi verilmesinin günlük hizmet akışını olumsuz etkilediğini düşünen ve nöbet verilmemesini isteyenlerin oranı ise yüzde 82.
Araştırmaya göre, aile sağlığı hizmetlerinde devletin ikinci bir aile sağlığı çalışanı istihdam etmesini isteyenlerin oranı yüzde 90. Katılımcıların yine yüzde 90’lık kesimi, yıllık izin kullandıklarında performans gelirlerini alamamalarını haksızlık olarak değerlendiriyor. Aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanları gelirlerinin tamamının emekliliğe yansıtılmasını talep ediyor.