YÖK ile Sağlık Bakanlığı, Tam Gün Yasası nedeniyle üniversiteden ayrılanları geri getirmek için ‘sözleşmeli profesör’ formülünde anlaştı. Prof. Dr. Erdener Özer, “Bunun taşıma suyla değirmen döndürmekten farkı yok” dedi. Prof. Dr. Mehmet Zileli ise, “Saatine zamanında 300 TL verselerdi kimse ayrılmazdı” diye konuştu
TAM gün kararnamesinin ardından üniversitedeki görevlerinden ayrılıp özel muayenehanelerinde hasta bakmaya başlayan doktorlar için sözleşmeli öğretim görevlisi olma imkanı tanındı. YÖK ve Sağlık Bakanlığı arasındaki görüş alışverişinden sonra yapılan düzenleme ile, “Tam Günden ayrılıp dışarı giden doktorların saat ücreti karşılığında üniversitede ders vermeleri, asistan yetiştirmeleri söz konusu” diyen YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, “Tam gün yüzünden üniversiteden ayrılan profersör, doçent ve doktorlar saat ücreti karşılığında üniversitede ders verip asistan yetiştirecek. Haftada 10 saat ders verecek hocalara 300 TL saat ücreti ödenecek. Ama bu ücret 600 TL’ye kadar çıkabilir. Bir öğretim üyesi ayda en fazla 40 saat çalışabilecek“ dedi. Hekimler YÖK’ün tam gün yasasıyla ilgili yeni düzenlemesini değerlendirdi:
Çok geç kalındı
Prof. Dr. Mehmet Zileli (Ege Üniversitesi Beyin Cerrahisi Anabilimdalı eski Başkanı): “Tam gün yasasının etkileri ile emekli oldum. Artık özel hastane ameliyat yapıyorum, özel muayenehanede hasta bakıyorum Sağlık bakanlığı bir şey değiştirmeye çalışıyor ama biz hekimlere hiçbir şey sormuyorlar. Görüşümüze başvurmuyorlar. Bu yeni düzenleme de birçok karmaşa içerir. Saatine zamanında 300 TL verselerdi kimse ayrılmazdı. Tam gün çalışanların ise toplam eline geçen 5 ile 8 bin liraydı. Sağlık Bakanlığı’nın bunu bir lütuf gibi sunması garipliktir. İlk bakışta 300 TL saati güzel gibi görülüyor. Herkese ders başına saat ücreti versinler çok iyi, bu işi karmaşıklaştırma ve çözümsüz hale getirme uğraşıdır. Ege Üniversitesi’nde 31 yıl çalıştım, hem eğitim veriyordum hem de araştırma ve uygulama yapıyordum. Üniversite beni bin 500 TL’ye çalıştırıyordu, şimdi çalıştıramıyor. Üniversite özerkliğini yitirdi. Ekip olarak yılda 450 ameliyat yapardık, yurtdışından ameliyatlarımızı izlemeye gelirlerdi, uluslararası cerrah eğiten biriyimdir. Bu yeni sistem eğitimi ve araştırmayı göz önüne almayan bir sistemdir.”
Taşıma su misali
- Prof. Dr. Erdener Özer (İzmir Tabip Odası Başkanı): Kadroların boşalmasıyla binlerce hasta mağdur oldu. Ege ile Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde görev yapan toplam 146 hekim özel muayenehanede çalışmayı tercih etti, kamu hastanelerinde ise 31 hekim istifa etti, 53 hekim ise emekliye ayrıldı. 62 hekim ise ücretsiz izinde. Uygulama sağlık hizmetlerini tam bir çıkmaza soktu. YÖK’ün sözleşmeli profesör formülü sağlıkta taşıma suyla değirmen döndürmeye çalışmaktan farksızdır.
Detaylara bakmak lazım
- Prof. Dr. Mehmet Bilgin Saydam (İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı): Ayrıntılara bakmak lazım, bazı arkadaşlarımız için uygun olabilir. Sözleşmelilik nasıl tanımlanacak, alt maddeleri görmek lazım. Bizim meselemiz uygulamalı eğitim. Bir hoca asistanıyla birlikte ameliyat yapması, vizite çıkması gerekir. Hem eğitim hem de hizmet bir arada veriliyor üniversite hastanelerinde. Bu uygulamalar hangi saat ücreti üzerinden yapılacak. Lise müfredatı gibi olmaz. Bir hizmet verilecek bunun tanımı nasıl yapılacak. Sistemin artık eski haline dönmesi zor, aksaklıklar devam edecektir.