Medimagazin logo

Yeni Tamgün Yasa Tasarısı Üzerine Sayın Sağlık Bakanına Açık Mektup

Kaynak: MEDİMAGAZİN OKUYUCU KÖŞESİ
Yeni Tamgün Yasa Tasarısı Üzerine  Sayın Sağlık Bakanına Açık Mektup
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Sayın Sağlık Bakanı,

Üniversitelerde tamgün yasasını getirirken, hekimi cezalandırıcı değil kazanıcı bir yaklaşımla yeni yasa tasarısını ele almanızı diliyorum.

‘Ben yaptım oldu’ mantığından ziyade, öğretim üyelerine ve özlük haklarına zarar vermeyecek biçimde bir yasa umut ediyorum.

Tasarının içeriği  serbest  çalışan öğretim üyeleri için,  ne yazık ki  telafisi   mümkün olmayan,  özlük hakları ve kayıplara yol açan hükümler kapsıyor. Bu konuya dikkat çekmek isterim.

Kendi örneğimi vererek durumu somutlaştırmak isterim.

Bu yasa sadece bir kişiyi (beni) mağdur ediyor olsa bile hakkaniyetten uzak demektir.

Marmara bölgesinde gelişmiş bir ilde üniversitede öğretim üyesiyim. Sizinle aynı fakülteden mezun olmuşuz ama siz Cerrahpaşa’ya girerken ben mezun olmuşum.

Muayenehaneleri   selefiniz Sayın Bakan’ın ,‘ laboratuvar ve müessese ‘diye ayırdığını  sisteme göre laboratuar/müessese diye tanımlanan bir dalın uzmanı ve yandal uzmanıyım.

650 sayılı KHK yasasına göre üniversiteden ücretsiz izin hakkımı kullanarak kendi yerimde serbest hekimlik yapmaktayım. Söz konusu tasarı yasalaştığı takdirde eğer işyerimi kapatarak üniversiteye dönmek zorunda kalırsam;

1)  Diyelim ki, yanımda birkaç personel çalışıyor ve  cihaz yatırımlarım var. Diyelim ki ,yeni cihazlar aldım ve bunlar  ‘leasingli’,ve  işyerimim yıllık kira sözleşmesi var. Sözleşmeye göre, erken boşaltırsam ,yılın geri kalan süresinin kirasını da ödemem gerecek. Yeni tadilat yaptım,  banka borçlarım var.

 2) Üniversiteden, son 3.6 yıl kuralına göre emekli sandığından  ¼ kadrosundan profesör olarak emekli olmam için 1 yıllık süre kaldı.

Bu tabloda tamgün yasasının çıktığı tarihten 2 ay içinde işyerimi kapatmamı ya da üniversiteden istifa etmemi ön görüyorsunuz.

Yaptığınız yasa beni ve bana benzer konumda olanları adeta cezalandırmaya yönelik.
Şöyle ki ;
1- İstifa edersem  ¼ profesör kadrosu ile emekli olmanın avantajını kaybediyorum. Ayda 4000 TL’e yakın bir emekli aylığını kaybedeceğim. Bu çalışamayacağım zor günler için kendim ve ailem bir güvence. 1 yıl kalmışken bu hakkı kaybetmek ağır bir seçim. Her insanın ilerde ‘kara günü ‘olabilir. T.C sosyal devlet ise yasa koyucular yani sizler ve Yüce Meclis vatandaşının ‘kara gün’ hakkını düşünmek zorundadır

2-İstifa etmez üniversiteye dönersem :
a) Çalışanlarımın yıllardır  kıdem tazminatı benim ödemem gerekecek. İyi de ben iş yerimi keyfi kapatmıyorum ki, kanunen kapatmak zorunda bırakılıyorum. Niye kıdem tazminatı ödemekle yükümlü olayım? Ama yasa ödemem gerektiği buyuruyor.
b) Leasingli cihazların ne olacak? Banka kredisini üniversite geliriyle karşılamam mümkün değil.
c) Kira sözleşmemden dolayı yılın geri kalan aylarının kirasını ödemem gerekecek.
d)  Ruhsatımı  6 ay içinde iade etmem gerekiyor. 1 yıl üniversitede çalışıp emekli sandığından emekli olduktan sonra aynı iş yerime dönmem mümkün olmayacak. Çünkü ruhsatım yok ve o kentteki hak sahipliğimi kaybetmiş olacağım. Laboratuvar/müessese ruhsatları ‘taksi plakası’ gibi oldu. Bir kere iade edilince yenisini almak  hem masraf hem de çok sayıda bürokratik işlemi gerektiriyor; üstelik başvuru yılda sadece bir kez yapılıyor. Bu iş bu kadar engeli gerektirecek kadar özellikli bir mesele mi?  Nükleer merkez değil, altı üstü tıbbi laboratuar/müessese. Başka hangi iş kolunda bu kadar zorluk var?

Bu aktardıklarım bana ait bir örnek ve  ama temel hatlarıyla gerçek bir örnek.

 Muayenehanesi olan 700 civarındaki diğer öğretim üyelerinden de özellikle laboratuvar/müessese dalından olanların içinde  benzer durumda meslektaşlar olduğuna eminim.

Diğer konu:
Tıp fakültelerinde özel muayene hakkı veriyorsunuz.
Tıp fakültelerinde temel bilimler dışında, batıda “diagnostik dallar” başlığı altında toplanan radyoloji,patoloji,biyokimya,mikrobiyoloji,nükleer tıp,genetik , radyasyon onkolojisi ve immünoloji gibi dalların uzmanlarının üniversitede özel muayene geliri elde etmesi mümkün değildir ama bu dalların uzmanları , kendi yerlerinde ya da özel kurumlarda ek gelir sağlayabilir.

O nedenle ‘bu şekildeki özel muayene ‘ hakkı, tıp fakültesi öğretim üyeleri arasında adaletsizlik ve hoşnutsuz’ kaynağı olacak ve iş barışını olumsuz etkiyecektir. Aynı durum yardımcı sağlık personeli için de geçerlidir.

Mesai sonrası yapılan “meme kanseri “operasyonunda ‘frozen” ile anında kanserli doku tanısı gerekirse ki mutlaka gerekir, saat 5’ten sonra patoloji öğretim üyesi ve teknisyenini nereden bulacaksınız.

Aktardığım benim gerçeğimdir ama bir kişiyi bile olumsuz etkiliyorsa çıkaracağınız yasanız hakkaniyetten karinesinden uzak demektir.

Hekimleri kırarak, üzerek onlardan verimli hizmet alınamayacağını takdir edersiniz.

Ne yazık ki, son 10 yıldır, birbiri ardına çıkarılan emri vaki yasa ve yönetmeliklerle  mağdur , küskün ve en önemlisi mutsuz hekim kitlesi oluştu. Kendisi mutsuz hekimin hastasına ne kadar yardımcı olacağı tartışılır.

Tamam, çıkarmak istiyorsanız  Tamgün yasasını çıkarın ama hekimlere geçiş için bazı kolaylıklar sağlayarak çıkarın.

Demokrasilerde vatandaşlar bir gecede çıkan oldu bitti yasalarla mağdur edilmez. Demokrasilerde yasaların  buyurgan  değil  özendirici olması umulur.

Bizleri ‘kırk katır kırk satır’ arasında bırakmayın.

Tıp öğretim üyesi 30 yıllık deneyimli profesör kolay yetişmiyor.
Bizler muayenehanelerimizi , T.C yasaları ve Bakanlığınız yönetmelikleri çerçevesinde ;  yine T.C yasalarına ve Bakanlığınız yönetmeliklerine güvenerek açtık.  “İki de bir” önümüze çıkarılan , her seferinde daha da engelleyici yasa ve yönetmeliklerle   mağdur edileceğimizi ön görmemiz mümkün değildi.

Hiçbir serbest iş kolu hekimler  böyle cendere içine alınmadı.

 Niye hekimler? Hekim olmak kolay olduğu için mi !!

Profesör kolay  yetiştiği için mi !!

Sonuç: Tasarı yasalaşmadan aktardığım konuları dikkate alarak bizleri seçim yapmada zorlamayacak , itici değil kazanıcı biçimde esnek bir yaklaşım getirmeniz yönünde  umut ve dileğimi korumak istiyorum.

Prof Dr Nadir Paksoy
Patoloji ve Sitopatoloji Yandal Uzmanı
 USG-ince iğne aspirasyonu ile özelleşen sito-patoloji  dalında laborauvar sahibi
İzmit- Kocaeli  (nadirpaksoy@gmail.com)

 

yeni
tamgün
yasa
tasarısı
üzerine
sayın
sağlık
bakanına
açık
mektup
Yorum (46)
hekimce
sevgili nadir hocam, adını sanını açıkça vererek kendi özelin temelinde biz hekimlerin sorunları rumuzların arkadına gizlenmeden ifade cesaretinden dolayı sizi Antalya'dan eski bir öğrenciniz olarak kutluyorum. evet biz hekimler oldubitti yasalarla mutsuz edidik mağdur edildik. bu kadar engel başka hangi iş kolunda var.
0
Cevapla
ahmet özdemir
hocam aynı durumda 2 yıl önce bizlerde devlet hastanelerinden istifa etmek zorunda kaldık,siz o zaman da böyle tepki verdiniz mi? bilmem.Zaten tepki de versek bir şey olmadı;çünkü bizler artık o kadar azınlığız ki.zaten kendi meslektaşlarımızda bize kötü gözle bakıyor.o yüzden artık muayahanede final yapmaya hazırlanın.
0
Cevapla
dr. mehmet
Neden sadece ünüversite öğretim ütelerinin dertleri yazılıyor. Neden bugünü kurtarmak için geçiş dönemi isteniyor. Arkanızdan gelen yüzlerce doktor ve doktor adayı var. Neden onlar adına istemde bulunulmuyor.... Hangi meslek grubu diplomasını alabilmek için mecburi hizmete tabi? Neden her doktora emekliliğine yansıyacak ücret ödenmiyorda döner alanlar ve alamayanlar ayrımı yaratılıyor.... Kurum doktoru işyeri doktoru aile hekimi gibi ayrımlarla insanlar birbirine düşürülüyor... Daha pek çok şey yazılabilir.HOCALARIMIZ ARTIK KENDİ DERTLERİ DEĞİL TÜM DOKTOR CAMİASININ ÇALIŞAN VE EMEKLİLERİ ADINA KONUŞSUNLAR....
0
Cevapla
dr. haydar göz
günaydınlar olsun dünyaya yenimi indiniz.
0
Cevapla
drfatih
Sayin hocam size 2 yil ince gecis sureci verildi. Cog ogretim uyesi ucretsiz izin alarak bu hakkini kullandi. Sizin de bu sureci on gorerek planlamanizi yapmaniz gerekirdi
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir