Medimagazin logo

Yeni strateji tümörlerin glikoz yoksunluğuna agresif tepkisini durdurabilir

UCLA liderliğindeki çalışma, erken evre akciğer kanserleri için yeni kombinasyon tedavilerine yol açabilir
Kaynak: MEDİMAGAZİN
Yeni strateji tümörlerin glikoz yoksunluğuna agresif tepkisini durdurabilir
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

MEDİMAGAZİN - Kanser hücresi gelişiminin ayırt edici özelliklerinden biri, büyümek ve bölünmek için şekere, özellikle de glikoza bağımlı olmasıdır. Bilim insanları uzun süredir, kansere karşı olası etkili bir strateji olarak, glikoliz adı verilen ve tümör büyümesini destekleyen bu sürecin nasıl kısıtlanabileceğini veya engellenebileceğini araştırıyor.

Daha önce UCLA Health Jonsson Kapsamlı Kanser Merkezi'nden araştırmacılar, akciğer kanseri hücrelerinin glikoz elde etmek için kullanabileceği bir mekanizma olarak spesifik bir protein olan sodyum glikoz taşıyıcı 2 veya SGLT2'yi tanımlamışlardı. SGLT2'yi inhibe eden ilaçlar halihazırda diğer durumlar için FDA onaylıdır. UCLA ekibi bu ilaçların akciğer kanseri gelişimini de geciktirebileceğini ve farelerde test edildiğinde sağkalımı iyileştirebileceğini buldu ve bu ilaçların akciğer kanseri tedavisi için yeniden tasarlanabileceğini öne sürdü.

Kanser hücrelerini daha agresif hale getirebilir 

Bununla birlikte, glikolizi inhibe etmek tümörlerin büyümesini yavaşlatabilirken, araştırmacılar bunun aynı zamanda kanser hücrelerini daha agresif hale getirebileceğini ve kanserin tedavisini zorlaştırabileceğini buldular. Bu durum ekibi, SGLT2 inhibisyonu ile tedavi edilirken büyümeye devam eden tümörlerde, glikoz kısıtlamasını saldırganlığı artırmaya bağlayabilecek diğer direnç mekanizmalarına bakmaya yöneltti.

Araştırmacılar, akciğer kanseri hücrelerinde glikozu kısıtlayarak, hücrelerin özelleşmiş özelliklerini kaybetmelerine neden olduğunu ve onları daha agresif hale getirdiğini buldu. Bu değişim, belirli moleküllerdeki değişim ve bunların DNA yapısını nasıl değiştirdiği ile bağlantılıydı. Bu moleküllerden biri, hem enerji metabolizmasında hem de gen düzenlemesinde önemli bir rol oynayan alfa-ketoglutarattı. Bu molekülün azalan seviyeleri, genlerin nasıl açılıp kapandığını etkileyerek, kanser hücrelerinin daha agresif hale gelmesinde rol oynadığı bilinen bir transkripsiyon faktörü olan HIF1α'yı aktive etti.

Bu durum araştırmacıları, HIF1α tarafından kontrol edilen ve bir kanserin ne kadar agresif olabileceğini öngörebilen, doktorlara tedavi kararlarını yönlendirmeye yardımcı olabilecek önemli bilgiler veren belirli bir dizi gen keşfetmeye yöneltti. Ekip ayrıca, tümörün besinlerinden mahrum kaldığında daha üzgün veya açgözlü hale gelmesini engellemenin potansiyel yollarını da buldu.

Glikoz kısıtlamasının akciğer kanserinde agresif bir fenotip oluşturmadaki rolü

UCLA'da pulmoner ve kritik bakım tıbbı yardımcı doçenti ve UCLA Health Jonsson Kapsamlı Kanser Merkezi üyesi olan çalışmanın kıdemli yazarı Dr. Claudio Scafoglio, "Bu mekanizmanın inceliklerini daha fazla araştırmamız gerekse de, bulgularımız glikoz kısıtlamasının istenmeyen etkilerine karşı koymak için epigenik modülatörler veya HIF inhibitörlerini içeren bir tedavi kombinasyonu kullanan potansiyel bir terapötik stratejiye işaret ediyor" dedi.

Bu çalışma, glikoz kısıtlamasının akciğer kanserinde agresif bir fenotip oluşturmadaki rolüne ilişkin önemli bilgiler sağlıyor. Keşif, erken evre akciğer kanserini tedavi etmek için, tümör büyümesini azaltmaya ve agresif davranışı dengelemeye yardımcı olabilecek diğer koşullar için zaten mevcut olan bir glikoz inhibitörü ve bir epigenetik inhibitör kullanarak yeni bir olası kombinasyon yaklaşımı öneriyor. Önemli yan etkilere neden olmadan açlık kaynaklı farklılaşmayı önleyecek doğru yaklaşımı bulmak için daha fazla çalışma devam ettiriliyor.

Çalışma, Amerikan Kanser Araştırmaları Derneği'nin bir dergisi olan Cancer Research dergisinde yayımlandı.

akciger kanseri
glikoz yoksunlugu
kanser
Bu habere ilk yorumu siz yapabilirsiniz...
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir