Medimagazin logo

Uzmanlar: ‘Sağlıklıdır’ raporu için 6 ay lazım

Adli Tıp Kurumu’nun cinsel istismara maruz kaldığı belirtilen 14 yaşındaki B.Ç için “Beden ve ruh sağlığı bozulmamıştır” raporuna uzmanlar tepki gösterdi. Kurum yapısını eleştiren uzmanlar, bu tür raporların 6 aydan önce verilemeyeceğini söylüyor.
Uzmanlar: ‘Sağlıklıdır’ raporu için 6 ay lazım
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol
Adli Tıp Kurumu’nun cinsel istismara maruz kaldığı belirtilen 14 yaşındaki B.Ç için “Beden ve ruh sağlığı bozulmamıştır” raporuna uzmanlar tepki gösterdi. Kurum yapısını eleştiren uzmanlar, bu tür raporların 6 aydan önce verilemeyeceğini söylüyor.



İSTANBUL - İstanbul Adli Tıp Kurumu’nun, Vakit Gazetesi yazarı 76 yaşındaki Hüseyin Üzmez tarafından “cinsel istismara” uğradığı iddia edilen 14 yaşındaki B.Ç. ile ilgili olarak, “Beden ve ruh sağlığının bozulmadığı” yönünde rapor vermesi tartışma yarattı. Raporla ilgili olarak Eski İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanı Oğuz Polat, “Kurulda kadın doğumcu, radyolog, ürolog; ilgisiz dallardan insanlar var. ‘Çocuğun ruh sağlığı sorunu yoktur’ demek için en az 6 ay gözlenmesi gerekir” derken, Adli Tıp Uzmanı Şebnem Korur Fincancı “Kararı veren kurulun yapısı bu kararı vermek için uygun değil. Adli Tıp Kurumu’nun tek resmi bilirkişi kurumu olmaktan çıkarılması gerekir” iddiasını savundu. NTVMSNBC konuyu uzmanlarla konuştu.
Haberin devamı

Prof. Dr. Oğuz Polat (Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Eski Adli Tıp Kurumu Başkanı)
KADIN DOĞUMCU, RADYOLOG VE ÜROLOG VAR
Adli Tıp Kurumu’nda belli konulara göre ayrılmış altı tane kurul var. Altıncı kurul da çocukla ilgili konularda görüş vermek için oluşturulmuş bir kuruldur. Benden önce yoktu, daha önce kurul sayısı beş idi. Bu benim başkanlığım zamanında planladığım bir çalışmaydı. Çocukla ilgili kurulmuş kurul, Adli Tıp Kurulu’nda bir çocuk uzmanı, çocuk psikiyatristinin bulunmadığı bir yapıda ortaya çıktı. Baktığınız zaman kadın doğumcu, radyolog, ürolog; ilgisiz dallardan insanlar var... Hal böyle olunca, problemler bu davada olduğu gibi bir sürü davada da karşımıza çıkıyor. Burada yapılması gereken şey, şu bu tip olgular geldiği zaman ruhsal travma araştırıldığı için uzun süre gözlem yapılmalıdır. Bu gözlemlere ek olarak da psikolojik testleri dönem dönem uygulayarak çocuğun durumunu objektif bir şekilde ele almak gerekir. En sonunda farklı zamanlarda muayenelerle hepsi beraber değerlendirilir; Psikiyatrist, psikolog, pedagog gibi uzmanlar eşliğinde... Yargıtay’ın böyle bir kararı var. Diyor ki: “Çocuk psikiyatristi, uzman psikologlar olmadan, pedagog olmadan, çocuğun ruhsal travma geçirip geçirmediği kararı verilemez.” Bunu demesine rağmen mahkemeler alışmış, yıllardır aynı yere yolluyorlar. Bu çok yanlış... Üniversitelerin uzman ve bilgili bir kadrosu var. Üniversitelerden görüş alınması çok daha doğru.

RAPOR NASIL İÇLERİNE SİNMİŞ SORMAK GEREKİR
Bu raporun nasıl düzenlendiğini, düzenleyenlere sormak gerekiyor. Çünkü bakıyorsunuz rapora; 40 dakika heyetin önüne gelmiş çocuk; soru sormuşlar, cevap almışlar. Daha önce üniversitede verilen rapor var orada: “Ağır anksiyete ve depresyon var” tespiti bulunuyor. Bunlar da alıyorlar, bunun üzerine çocukla 40 dakikalık görüşme yapıyorlar. Ve diyorlar ki “Böyle bir şey yok.” Bunu nasıl yapıyorlar, tabii ki bunu yapanlara sormak gerekiyor. Nasıl içlerine siniyor, yine onlara sormak gerekiyor.

RUH SAĞLIĞI BOZULMAMIŞ DEMEK İÇİN EN AZ 6 AY GEÇMELİ
Çocuğun travma geçirip geçirmediğine dair psikolojik testler yapılmalıydı. Bu çocuk gözlem altına alınıp en az 3 haftalık sürede durumu önce psikologların yaptığı testlerle, sonra arada görüşmeler denetlenmeliydi. Daha sonra çocuk psikiyatristlerinin öncülüğünde hazırlanacak raporlarla durum değerlendirilmeliydi. Ruhsal travma vardır, yoktur değerlendirmesi eskiden yapılmıyordu. Benim başkanlığım döneminde başlamıştır. Benden önce sadece fiziksel travmalara rapor veriliyordu. Ruhsal travmalar göz ardı ediliyordu. “Dünya Sağlık Örgütü bunu kabul ediyor ve biz de bu yüzden değerlendirilecek” dedik, başlandı ve devam ediyor. Tabii bunlarda şunu söylemek mümkün: Hemen sonrasında “Ruhsal sorunu vardır” diyebiliyorsunuz. Ama “yoktur” demek için uzun süreleri, etkilerin ne olduğunu anlamak için beklemek gerekiyor. En az 6 ay beklemeden böyle bir karar veremezsiniz. Ruh sağlığını eğer 6 ay normal sınırlar içinde değerlendiriyorsanız o zaman “Ruhsal sorunu yoktur.” diyebilirsiniz. Ama kısa bir süre sonra yoktur diyemezsiniz çünkü uzun süreli sonradan çıkan etkileri var.

CİNSEL TACİZ SUÇUNDAN SERBEST KALAN KİMSE YOK
Adli Tıp Kurumu’nun çalışması da çok doğru bir çalışma değil. Mahkemelerin buraya odaklanmış olması, bütün raporları otomatikman buraya yollamaları doğru değil. Üniversitelerinde bilim dalları var oraya yollamak yerine Adli Tıp Kurumu’na yolluyorlar. Dünyada artık böyle tek merkezli sistem kalmadı. İşleyişte şöyle bir şey var: Tutuklu hali söz konusuysa çabuk bakılır. Bu raporlar zaten 40-45 günde çıkar. O anlamda bir sorun yok. Ama burada bakılması gereken şey mahkemenin nasıl baktığı. Çünkü hiçbir dava yok ki, cinsel taciz suçu işlendiği için sanık, ruhsal travma olsun olmasın, kişi serbest kalsın. Böyle bir dava daha önce yok. Çok ender bir olay, çok ilginç bir olaydır.

O ÇOCUĞUN YARALARINI SARMAK ZORUNDAYIZ
Ben Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nden şunu beklerim. Birincisi, eğer bir çocuk böyle bir olay yaşamışsa bu çocuğun hakkını sonuna kadar korumak gerekiyor ki bu suçların işlenmesi azalsın. İkincisi, bu çocuğun daha sonra bir yaşantısı olacak. O çocuğun da yaralarını sarabilmek zorundayız. Bunun bir caydırıcılığının olması lazım. Bu açıdan baktığınız zaman artık muayeneye bir daha yollarsanız bu aynı şeyin tekrarı demektir. Çünkü çocuk psikiyatristi olmayan yerde değerlendiriliyor. Üniversitelerin tam teşekküllü çocuk psikiyatri bölümleri var, Adli Tıp Bölümleri var. Mahkemeler buradan görüş isteyebilir ve taraf olarak da böyle bir raporu kendi isteyip alması gerekiyor. Çocuğun bakımını zaten üstlenmişler ama bence çok daha iyi şeyler yapılabilir. Ben açıkcası Nimet Çubukçu’nun birçok çalışmasını eleştiren bir insanım ama bu olayda zamanında ve yerinde davranış gösterdi. Umarım bundan sonra böyle devam eder.

Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı (İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi)
KURUL YAPISI UYGUN DEĞİL
Öncelikle çocukla ilgili varolan muayeneler ve muayene sonuçları var. Dolayısıyla sağlığı bozulmamış değil. Bu bulguların değerlendirilmesi gerekirdi. O yüzden bu bulguların değerlendirilmemiş olması ciddi bir eksiklik. Ancak daha önemlisi Adli Tıp Kurumu’nun bu tür muayeneler için uygun olup olmadığının tartışılması gerekiyor. Adli Tıp Kurumu’ndaki kurul yapısı bu değerlendirmeleri yapmak için özellikle çocuklarda uygun değil. Kaldı ki genel olarak cinsel saldırılarda, cinsel istismarda zaten ruhsal travmaya uğramış insanların bir kurulda masanın çevresinde oturan 9-10 akil insanın karşısında, sorguya çekilmesi biçimindeki bir muayene hastaya yeniden travma uğratacak bir süreç. Dolayısıyla çok da tehlikeli, mutlaka bulguların mahremiyete özen gösterilen, hastanın kendisini rahat ve güvende hissedeceği ortamlarda gerçekleştirilmesi gerekiyor. Hastanın düzeninin sağlanması gerekiyor, temel bilgileri paylaşabilmesi için. Çocuklarda zaten bu bilgileri doğrudan paylaşmıyorlar. Çocukların muayenesinde psikiyatristlerin mutlaka olması gerekiyor. Pedagogların eşliğinde muayene edilmesi gerekiyor. Çocuk dolaylı yoldan resim çizerek, öykü anlatarak bunu ifade edebiliyor. Cinsel davranışlarının yaşına uygun olmamasıyla bu tür olaya maruz kalıp kalmadığı anlaşılabiliyor. 14 yaşındaki bir çocuk eğer cinsel istismara maruz kalmışsa, cinsel bilgileri normal beklenen standart bilgiler ile anlattıkları arasında farklılıklar ortaya çıkıyor. Bunların tamamının değerlendirilmesi gerekiyor. Bu kurul ortamında olabilecek bir şey değil. Dolayısıyla bunun değişmesine şiddetle ihtiyaç var. Burada bir araya gelmiş insanlar çocuğa “Söyle bakalım böyle bir şey oldu mu?” sorusunu sorduklarında çocukta “Oldu” ya da “Olmadı” şeklinde yanıt verdiğinde bu muayene sonucunun bilimsel bir niteliği yok .

KURULDA ÇOCUK PSİKİYATRİSTİ YOK
Kurulda yetişkin psikiyatristi var. Ama şöyle bir durum var. Çocuk psikiyatrisi, psikiyatrinin içinden çok yakın zamanlarda ayrıldı. Dolayısıyla, bizim sağlık mevzuatımıza göre kuruldaki psikiyatri uzmanı aynı zamanda çocuk psikiyatrı konusunda da değerlendirme yapma yetkisine sahip. Ama tabii ki bu yeterli değil. Bilim sürekli gelişen bir kavram. Dolayısıyla sağlık mevzuatımızda böyle olması bilimsel olarak bunun yeterli olması anlamına gelmiyor.

ADLİ TIP KURUMU TEK BİLİRKİŞİ KURUMU OLMAMALI
Aslında tüm olgular için benzer sonuçların olduğu görülüyor. Yani özellikle bir olgu olarak değerlendirilmemiş bu dava. Çalışan arkadaşlarımız bütün olgularda benzer sıkıntıları yaşıyor. Ortam uygun değil onlar bu koşullarda muayene yapıyorlar ve hizmet veriyorlar. Burada başka sorunlarda var. Ortamın değiştirilmesi gerekiyor öncelikle uygun muayene ortamlarının yaratılması gerekiyor. Ama daha önemlisi Adli Tıp Kurumu’nun tek resmi bilirkişi kurumu olarak, tek söz söyleyen olarak algılanması da mahkeme tarafından bence temel sorunlardan biri. Dünyanın hiçbir yerinde böyle tek bir tane resmi bilirkişi kurumu yok. Sonuçta farklı görüşlerde olabilir. Uygun ortamlarda bile farklı görüş olabilir. Farklı bilirkişilerden görüş alınması, farklı kurullara yönlendirilmesi, görüş alınması mümkün. Sanıyorum Nimet Çubukçu başvuruda bulunacak. Bence çok doğru bir yaklaşımdır. Sonuçta yeni bir görüş alacaklar. Örneğin; tıp fakültelerinin çocuk psikiyatristi bölümlerinden görüş alabilirler. Adli Tıp Ana Bilim Dalları ile Psikiyatrinin birlikte çalıştığı birimlerden görüş alabilirler. Yine Tıp Fakültelerinde vâkayı kontrol edebilirler. Sonuçta böyle bir sisteme gereksinim var. Hepsinin bir arada olduğu koşullarda mahkeme bunların içinden bilimselliği gözeterek karar verebilir. Daha önemlisi belki mahkemeye davet ederek bilirkişileri, avukatlar karşılıklı soru sorarak değerlendirilebilir. Aslında yapılan yasal değişiklikler son dönemde bu anlamda olumlu ve buna olanak tanıyor.

ntvmsnbc
uzmanlar:
&#8216
sağlıklıdır&#8217
raporu
için
6
ay
lazım
Bu habere ilk yorumu siz yapabilirsiniz...
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir