Hürriyet'ten Yalçın Bayer'in köşesi
TÜRKİYE’de sadece üniversiteden aldığı maaşla geçinen bizlerin durumu, hükümet hariç, herkesçe malum. 32 yıllık akademik kariyerimin sonunda, anabilim dalımızda birlikte çalıştığım arkadaşımla birlikte bir ders kitabı ve bir uygulama kitabı yazdık. Kitaplarımızın tüm yazımı, şekilleri, formülleri ve matbaadaki düzeltmeleri tarafımızdan bilgisayarda yapıldı.
Kitaplarımız İstanbul Üniversitesi matbaasında 1.5 yılda basıldı, devletin verdiği mütevazı telif ücretimizi de %15 gelir vergisi matrahımızı da ödeyerek aldık. Şimdi yine Türkiye’ye mahsus yeni ve çok komik bir yazı almış bulunuyoruz. “2009 yılında ödemesi yapılan ekli listede belirtilen fakülteniz öğretim üyelerine ait telif ücretleri için kesilen %15 oranındaki gelir vergisinin, telif ücretlerinin Serbest Meslek Kazancı olarak değerlendirilmesi nedeniyle %17 (dar mükellef olmaları halinde %25) olarak düzeltilmesi gerekmekte olup...” %2’lik fark olan ...TL’nin ilgili öğretim üyelerinden toplanarak... yatırılması vs...
Yıllardır bu oran %15 olarak tahsil edilmekteymiş. İster misiniz şimdi eskiden yazılmış kitaplar için de (hem de faiziyle!) geriye dönük olarak üniversite hocalarından vergi istesinler! Sayıştay böyle uygun görmüş! Gelir İdaresi Başkanlığı’nın rehberinde ‘serbest meslek kazançlarında vergi tevkifatı’ bölümünde ‘ders kitabı’ diye bir terim göremedim.
Makale, bilimsel araştırma var. “Bunlar üzerindeki mevcut haklarını devir ve temlik etmek veya kiralamak suretiyle elde edilen kazançlar istisnasından yararlananlardan %17” deniyor. Sadece devlet üniversitesinde satılacak olan bir ders kitabı için bir devlet memuru olan bir öğretim üyesinin aldığı telif ücreti gelirinin serbest meslek kazancı olarak değerlendirilmesi ilk kez bu hükümet zamanında yapılmıştır. Neyse umarız dar mükellef olduğumuza karar verilmez de! Ne dersiniz yazmaya değer mi yoksa vaka-i adiye mi?
Prof. Dr. Nuriye AKEV-İ.Ü. Eczacılık Fakültesi