Anadolu'da yazılmış en eski tıp yazması olan ''Müfredat-ı İbn-i Baytar Tercümesi''nin de aralarında bulunduğu, İbn-i Sina'dan İshak Bin Murad'a kadar bir çok kişi tarafından yazılan 1000'in üzerinde eserin yer aldığı Konya Yazma Eserler Bölge Müdürlüğü Kütüphanesi'nin, dünyada tıp tarihiyle ilgili en çok kitabın bulunduğu kütüphane olduğu bildirildi.
Konya Yazma Eserler Bölge Müdürü Bekir Şahin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Konya Yazma Eserler Bölge Müdürlüğü'ne bağlı kütüphanede, Türkiye'nin farklı yerlerindeki yazma eser kütüphanelerinden ve dünyanın değişik ülkelerinden toplanılan tıp tarihiyle ilgili kitapların bir araya getirildiğini söyledi.
Türk Tıp Tarihi Kurumu'nun kurucularından Prof. Dr. Nafiz Uzluk'tan, Prof. Dr. Süheyl Ünver'e kadar bir çok kişinin kitaplarına bu kütüphanede ulaşılabileceğini vurgulayan Şahin, ''Konya Yazma Eserler Bölge Kütüphanesi, dünyanın tıp tarihiyle ilgili en çok kitabı bulunan kütüphanesidir'' dedi.
Rodos Adası'nda bulunan Hafız Ahmet Ağa Kütüphanesi'nden de tıp tarihiyle ilgili bir çok kitabın Konya'ya getirildiğini açıklayan Şahin, şunları kaydetti:
''Anadolu'da yazılmış en eski tıp yazması olan 'Müfredat-ı İbn-i Baytar Tercümesi' kütüphanemizde bulunmaktadır. Öte yandan İshak Bin Murad tarafından yazılan ilk Türkçe telif kitap olan 'Havas El-Edviye Müfrede' de kütüphanemizde mevcut. İbn-i Sina'dan Yadigar-ı İbn Şerif'e kadar bir çok kişinin eserleri burada bulunuyor. Bunların hepsi bir araya geldiğinde kütüphanemiz tıp tarihiyle alakalı bir ihtisas kütüphanesi durumuna geldi. Tıp tarihimizin geçmişinin araştırılması ve geleceğe ışık tutulması bakımından bu eserler ciddi manada önem taşımaktadır.''
-''1000'in üzerinde eser var''-
''Kütüphanemizde tıp tarihiyle ilgili 13. yüzyıldan 20. yüzyılın ortalarına kadar yazılan 1000'in üzerinde yazma eser var'' diyen Şahin, bu eserler arasında Türkçe yazmaların da bulunduğunu ifade etti.
Beylikler Dönemi'nde, 14. ve 15. yüzyılda devlet adamlarının teşvikiyle Osmanlı Türkçesi ile yazmaların çoğaldığını vurgulayan Şahin, bu dönemde tercüme edilen tıp tarihiyle ilgili yazmaların da kütüphanede mevcut olduğunu dile getirdi.
Kütüphanede bulunan tıp tarihi kitaplarının bir kısmının halkı bilinçlendirmek amacıyla yazıldığını belirten Şahin, şöyle devam etti:
''Bir kısmı ise doktorlara bilgi kaynağı olarak yazılmış. Bu yazmalar, medreselerde ders kitabı olarak okutulan eserlerdir. Türk tababetini, 'ot-kök tababeti', 'safsata ve kocakarı hekimliği' olarak değerlendirmek yanlıştır. Ecdadımız, hiç bir zaman ilmin nereden geldiğine bakmamıştır. 'İlim bizim yitiğimizdir, nerede bulunursa alınmalıdır' mantığıyla hareket edilmiştir. Bu mantıktan hareketle değişik ülkelerin, farklı toplumların tıpla ilgili eserleri Arapça, Farsça ve Osmanlı Türkçesi'ne tercüme edilerek kütüphanelerdeki yerini almıştır. Ayrıca bu konuda Türk alimler telif eserler de vermişlerdir. Türk ve dünya tababetinin gelişmesi hakkında bunlar birici derecede kaynaklardır.''
Bilimin insanlığın ortak mirası olduğunu anımsatan Şahin, dünya genelinde oluşan 'alternatif tıp'ın (geleneksel tıp) kaynaklarının, bu yazma eserler olduğunu sözlerine ekledi.