Çok meşakkatli bir süreç olan doktora eğitimlerimizi uzmanlıktan saydırmamak için elinden gelen tüm engellemeleri yapmaya devam eden birlik, dişhekimliği eğitim süresinin 1,5 katını bulabilen doktora eğitim sürelerini bir hiçmiş gibi gösterip doktora yapmış ve kamuda çalışan hekimlerin özlük haklarını hançerlemek için elinden geleni yapıp doktora yapmayı bir hiçmiş gibi göstermeye ve dişhekimliği alanında sermayenin belki de % 90-95’inin sahibi olan muayenehane sahibi dişhekimlerinin adeta yegane savunucusu gibi davranmaktadır.
Doktora uzmanlıktan daha üst bir akademik ünvandır. Ancak maalesef bu ünvanın bile neredeyse kullanılmaması için muhakemeye başvuracaklardır. Muayenehane tabelasında Dr. Dt. Yazan bir diş hekiminin hangi branşta doktora yaptığının tabelada yazılmasının engellenmesi de ayrı bir vehamettir. Bununla amaçlanan nedir?
1. Doktora yapmış dişhekimlerinin üniversitelerde hekim onuruna yakışır bir maaş verilerek istihdam edilmesi gerekmektedir. En azından bundan sonra istihdam edilmeyecekse doktora yaptırmak üzere üniversitelere dişhekimi alınmamalıdır. Eğer uzman yetiştirilmek isteniyorsa sadece uzman statüsünde dişhekimi yetiştirmek için eleman alınmalıdır. Bundan dolayı Dişhekimliği Fakülteleri’ne çok büyük sorumluluk düşmektedir.
2. Doktorasında her türlü preklinik, klinik öğrenci eğitimine katılmış, seminerler hazırlamış, bilimsel yayınlara katılmış, kongrelere ve kurslara kendi imkanları ile iştirak etmiş ve zaman bulabildiği ölçüde doktora tezi ile ilgilenmeye çalışmış bu inanılmaz özverili, çalışkan hekimler, doktoraları bittiğinde anabilim dallarından kapı dışarı edilmemelidir.
3. TDB ve benzer düşüncedeki kuruluşlar, doktora yapmış dişhekimlerini muayenehane sahibi dişhekimlerine bu kadar tehdit olarak görmemelidirler. Doktora yapmış dişhekimlerinin diğer tıp branşlarındaki uzmanlar gibi kamu özlük haklarına sahip olmaları için çaba harcamalıdırlar.
4. Yıllardır araştırma görevlileri, öğretim görevlileri, yardımcı doçent doktor ve 2 yıl süreyi doldurmamış doçent doktor akademisyenler muayenehane açamazken, üniversite mediko-sosyal tesislerindeki dişhekimleri (yeni mezun olsa dahi), devlet hastaneleri ve ADSM’lerdeki kadrolu dişhekimleri ve diğer çoğu kamu kurumundaki dişhekimleri part-time çalışma hakkına sahip olarak muayenehane açma imkanından faydalanmışlardır. Bu durumda dişhekimliği fakültelerinden mezun olup doktora yapmış ve akademisyenliğe devam ederek 4-6 yıl doktora + 6-8 yıl Öğr. Gör., Yrd. Doç. Dr ve Doç. Dr.’luk olmak üzere 10-15 yıl cüzi miktarda maaşla geçinmek zorunda kalmış akademisyenlere insan haklarına aykırı imkanlar sunulmuştur. Bu şartlardaki bu akademisyenler çoğu zaman maddi imkansızlıklarından utanarak (eş ve çocuklarına bakmakta çok büyük zorluklar çektiklerinden) istifa etmek zorunda kalmışlar ve büyük bunalımlar yaşamışlardır.
5. Tam gün yasası ile olan yine akademisyen dişhekimlerine olacaktır. Doç. ve Prof. Dr. olan akademisyen dişhekimlerinin muayenehane açma hakları ellerinden alınmaktadır. Üniversitelerde doçentlik ve profesörlük ünvanına sahip olan akademisyenlere (aynı şekilde diğer tüm tıp, veterinerlik, mimarlık, mühendislik v.b.) muayenehane, büro veya şirket kurma (araştırmalarından üniversite-sanayii işbirliği çerçevesinde döner sermayeden bağımsız maddi gelir elde etme hakkı) hakkı verilmelidir. Böylece akademisyenlik özendirilip üniversitelerde akademisyen olmaya belli avantajlar sağlanmalıdır.
6. Yeni dişhekimliği fakültelerinin kurulmasına şiddetle karşı çıkılırken, argüman hep aynıdır. Daha fazla işsiz dişhekimi ordusu yaratmamalıdır. Ancak bu dişhekimliği fakülteleri anadolunun çok farklı yerlerinde açılarak doktoralı dişhekimlerine istihdam, araştırma ve sonuçta akademisyen olma imkanı vermektedir. Ayrıca bu yeni açılan ve açılmakta olan fakültelerin sadece öğrenci eğitimi yaparak işsiz dişhekimi yetiştirme amaçları bulunmamaktadır. Zaten alınan öğrenci sayısı bu fakültelerdeki öğretim üyesi sayısına göre YÖK tarafından belirlenmektedir. Bu fakülteler büyük illere diş hastası sevklerini azaltmakta, o ilin gelişmesine katkıda bulunmaktadır. Bu durum bölge halkına büyük maddi ve manevi yararlar sağlamaktadır. Ayrıca araştırma olanağı bulan genç doktoralı akademisyenler ülke bilimine katkıda bulunmak için fırsat yakalamaktadırlar. Diğer taraftan, bu perifer diye tabir edilen fakültelerde akademisyenlik yapmak da büyük fedakarlıklar gerektirmektedir. Genç akademisyenler buralara gittiklerinde tüm imkanlar önlerine sunulmamaktadır. Çoğu yerde klinik ve laboratuar cihaz ve malzemelerini büyük uğraşlarla aldırmaktadırlar.
Tüm bunların eşliğinde akademisyen dişhekimi arkadaşlara Türkiye Akademisyen Dişhekimleri Birliği kurma teklifinde bulunmak isterim. Belki her bir anabilim dalının kendi derneği veya dernekleri bulunmaktadır. Ancak tüm akademisyen dişhekimleri birleşirse sorunların daha kolay çözülebileceğine inanıyorum.
Saygılarımla
İsmini vermek istemeyen bir Akademisyen.