Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi’ne
Abdullah Öcalan ve kardeşi tarafından dillendirildikten sonra Diyarbakır, Batman, Mardin, Van-Hakkari, Siirt, Ağrı, Şırnak, Bitlis, Muş ve Adıyaman Tabip Odaları ve nihayetinde TTB’nin İmralı’ya bağımsız bir hekim heyetinin gönderilebilmesi için Adalet Bakanlığı’na başvurduğunu şaşkınlık ve esefle öğrenmiş bulunuyoruz.
Elbette bu onurlu mesleğe adım atarken ’’hayatımı insanlık hizmetlerine adayacağıma, insan hayatına mutlak surette saygı göstereceğime’’ diye yemin ettik hepimiz. Ancak 30 yıl ülkemizi kan gölüne çevirip kırk binden fazla cana mal olan narkoterör örgütü elebaşının diğer tüm tutuklu ve hükümlülerden, hatta pek çoğumuzdan daha iyi korunduğu, daha iyi bakıldığı ve daha iyi sağlık hizmeti aldığı ortadadır.
İmralı Adası’nda 24 saat pratisyen hekim hazır bekletiliyor. Görevlendirilecek hekimlerin öz geçmişleri MİT tarafından özel olarak araştırılıyor. Ailesinde, akrabalarında şehit veya gazi olan hekimlerin gitmesine kesinlikle izin verilmiyor. Burada görev yapan hekimlerden ise gördüklerini ve yaşadıklarını hiç bir yerde anlatmamaları için yazılı belge alınıyor. İmralı Adası’na 15 günde bir de aralarında dahiliye uzmanı ve kardiyoloğun da bulunduğu uzman hekim heyeti gönderiliyor.
Hal böyleyken TTB’nin bu girişimini gerçekle, tarafsızlıkla, hekim ve hasta haklarıyla, insan hayatına saygıyla bağdaştıramamaktayız.
Terörist başının sağlık gerekçeleri ile serbest bırakılacağı söylentilerinin ortada dolaştığı bugünlerde olayları dikkat ve ibretle izliyoruz.
İnsan hayatı gibi kutsal bir alanda hizmet veren biz hekimlerin temsilcisi konumundaki TTB’nin bu ve benzer yanlı tutum ve söylemleri ile Konya Tabip Odası olarak bizleri temsil etmediğinin bilinmesini isteriz.
Bu vesileyle tüm meslektaşlarımızı tabip odalarına üye olmaya ve meslek onuruna sahip çıkmaya davet ediyoruz.
Konya Tabip Odası Yönetim Kurulu