Medimagazin logo

Sokakta hasta avı!

Türkiye bir kere gelişme yoluna girdi ya, artık bırakın gitsin halleri insanları her yerde vıcık bir samimiyetle kucaklıyor.
Sokakta hasta avı!
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol
Nazım Alpman’ ın www.internethaber.com’ daki köşe yazısı:

Türkiye bir kere gelişme yoluna girdi ya, artık bırakın gitsin halleri insanları her yerde vıcık bir samimiyetle kucaklıyor.

Bankacılar, hastaneciler, sigortacılar, sokaklarda önünden geçenleri, arkasından kaçanları, havada uçanları bir kelebek özeni ile yakalayıp mutlaka bir kulp takıyorlar.

Bazılarımızı “müşteri” haline getirirlerken, bazılarımızı usta yöntemlerle “hasta” yapıveriyorlar!

Özellikle cumartesi ve pazar günleri büyük şehirlerde halkın gezip hava alacağı alanları, sahil şeritlerini, parkları ve bahçeleri kendilerine üs olarak seçen hizmet sektörlerinin şeker tadındaki organizasyonları “bedava” olarak herkesin bir yerine dokunmadan bırakmıyorlar.

Geçen hafta İstanbul Taksim Meydanında büyük bir kırmızı Londra otobüsü yayalara ayrılan bölüme park etmişti. Nefesli sazlardan oluşan küçük bir bandonun neşeli müziği eşliğinde insanları “bedava” olarak muayene ediyorlardı!

Bir başka sağlık ekibi ise Bostancı-Fenerbahçe sahiline konuşlanmışlardı. Onlar da herkese bedava kan testi yapıyorlardı. Hemen onların bir kilometre ilersinde başka bir ekip bedava tansiyon ölçüyordu. Bir hafta önce ise yine sağlık ekibi yine bedava olarak vücutta kan, kas ve yağ oranlarını yine bedava olarak kayıt altına alıyordu.

Bu özel sektörün bedava hizmetlerine bayılmamak mümkün değil.

Yalnız bu bedava muayenelerin finali saf ve temiz insanların cüzdanında noktalanacak şekilde bitiyor. Kontrol ettikleri hiç kimseye “siz gayet iyisiniz” demiyorlar. En sağlıklı olanlarına bile “siz ayrıntılı bir kontrole gelseniz iyi olur” gibi kuşkulu tanı yapıştırıp öyle yolluyorlar.

Bazıları son derece titiz ve özenli çalışıyorlar. Genç ve güzel kadınlardan ekipler oluşturuyorlar. Bu ekibin önünde orta yaş erkeklerinden oluşan bir kuyruk oluşuyor.

Bazıları ise “toplam kalite” açısından direkt olarak sınıfta çakacak bir performans sergiliyorlar. Mesela Caddebostan sahiline mevzilenmiş bir sağlık ekibi insanları zayıflatmayı garanti eden bir hizmeti tanıtmak için boy-kilo hesabı yapan çapraz ölçme ile sonuç bildiriyorlardı. 1.76 boyunda ve 109 kilo olan sağlık ekibinin -hem de doktor olan- elemanı kendisiyle aynı boyda ve 89 kilo olan “avına” şöyle diyebiliyordu:

-Obezliğin sınırındasınız!

Şişman doktor kendisinden 20 kilo zayıf olana sağlıklı yaşam için kendi merkezlerinde uygulayacakları garantili zayıflama sağlık paketini satmaya çalışıyordu!

Parodi gibi ama gerçek… Yakında saç çıkartma ilacı satan kel satış temsilcileriyle de tanışırsak hiç şaşırmayalım.

Sağlık sektörü gelişiyor. Büyük kentlerin dış mahallelerinde de adları “medikal”, “hospital” veya “center” kelimeleri bulunan kondu tipi sağlık merkezleri açılıyor. Aslında “sağlık” ve “sektör” kelimelerinin yan yana gelmesi bile ahlaki olarak “ayıp” kabul edilmesi gerekirken böylesi kavramların üzerinde paten yapılabiliyor.

Her türlü sektörün birinci amacı para kazanmaktır. Sağlık sektörü de bunun dışında değil tabii… Yollara kurulan o barikatlar, cep telefonlarından gelen “bedava çek-ap” kazandınız mesajlarının tek amacı var:
-Hasta olun, bize gelin!

Şimdi gelişmiş pazarlama yöntemleri insanların kendilerini dinlemelerine bile izin vermiyor. Kolunuzdan çekiyorlar, ayağınıza çelme takıyorlar, kolunuza girip bir köşeye oturtuyorlar ve diyorlar ki:

-Siz hastasınız, ama haberiniz yok!

Sağlıklı, moralli, neşeli insanların sağlıklarını, morallerini bozup neşelerini kaçırıyorlar. Doğrudan sağlığa karşı taarruz ediyorlar. Kapalı alanlarda nasıl sigara içmek yasaklandıysa, halka açık alanlarda da böyle işgüzarlıkların önüne geçilmeli. Çünkü yapılan şeyin resmen bir adı var:

-Sokakta hasta avı!
sokakta
hasta
avı!
Bu habere ilk yorumu siz yapabilirsiniz...
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir