İş ortamı, işe gidip gelirken yaşanan şartlar, amir memur ilişkisi, lavabo ve tuvaletlerin kullanışlılığı, meyve ve sebzeye uzak duruşumuz, yağından salçasına kadar yemeklerde kullanılan malzeme, öğrencilikten bu yana yaşam tarzımız, giyilen kıyafetler, oturulan mekânlar, arkadaş çevresi, temiz hava ve tatil gibi yüzlerce faktörün bünyemizi etkilediği ifade edildi.
Akupunktur Uzmanı Dr. İsmail Maraş, konuyla ilgili önemli açıklamalar yaptı. İsmail Maraş, şunları söyledi: "İnsan her ne kadar mükemmel bir makine ise de sadece parçalardan oluşan bir robot değildir. Elimize bir iğne battığında vücudumuzun tamamı zonklar. Dolayısıyla, içinde yaşadığı ortamda da insanı ve vücudun sistemlerini etkileyen birçok faktör vardır. Rahatsızlıklar ele alınırken bu faktörler de dikkate alınmalıdır."
SİNDİRİM SİSTEMİNİ BOZAN SEBEPLER
Dr. İsmail Maraş, duruş ya da oturuş bozuklukları, hareketsizlik, iç sıkıntısı, stres, yorgunluk, yetersiz beslenme, kuru gıda alımı, sebze meyveden uzak durmak, su içmemek, gazlı içeceklere ağırlık vermek, tuvalet alışkanlığının olmayışı, temiz olmayan genel tuvaletler sebebiyle tuvaletini geciktirme veya eve saklama alışkanlığının hep sindirim sisteminin dengesini bozan sebepler olduğunu anlattı.
Sindirim sisteminin düzenli çalışmayışının zamanla bağırsaklarda kabızlık, gaz, şişkinlik gibi rahatsızlıklara yol açtığını belirten Maraş, sözlerine şöyle devam etti: "Bu faktörlerden, bize zevk vermeyen, kabul edemeyeceğimiz, istemediğimiz ama kabullenmek zorunda bulunduklarımız vücudun birçok sistemini olumsuz etkiler. Sindirim sistemi de bu etkileşimden payını alan en önemli sistemdir. Bağırsaklardaki bu düzensizlik aynı zamanda vücudun tüm organlarını da etkiler. Karaciğer enzimlerinin salgılanmasını, pankreası, midenin ince bağırsağın kan oksijen alış verişini, beyne oksijen gidişini, tansiyonu hep olumsuz etkiler."
İnsanların bu alışkanlıklara geceden gündüze geçer gibi hemen başlamadığını anlatan Maraş, şunları söyledi: "Çocukluktan itibaren yavaş yavaş bir hayat tarzı oluşur. Örneğin annenin çocuğuna tembihi vardır: 'Aman kirli tuvalete gitme!' diye. Anne haklıdır. Çocuk da çişini eve saklar. Veya şartlar gereği bazı çalışanlar hiç sulu yemek yiyemez. Kimi sürekli masa başı iş yapmak zorundadır. Örneğin borsa takip eden bir broker tuvaleti geldiği halde tutar. Ve artık bu hal onun yaşam tarzı olur. Ama bir zaman sonra bu hal kabızlığa, gaz ve şişkinliğe sebep olur. Doktora gidildiğinde yapılan tahlil tetkik röntgen sonucunda bile önemli bir şey bulunmaz. Oysa bu hal kişinin iş verimini düşürür, zamanla çarpıntı, halsizlik, kulakta çınlama, boyunda rahatsızlık, gerilim, yüksek tansiyon gibi durumlara sebep olur. Bu kişilerin yapması gereken tek şey, bu konuda destek alarak yaşam tarzlarını kendi sağlığına göre yeniden ayarlamaya çalışmaktır."
Maraş, konuşmasında bir de yemesine içmesine, yaşam tarzına özen gösterdiği dikkat ettiği halde vücutta gaz şişkinlik gibi şikâyetler oluşan kimseler olduğunu belirterek "Bu kişilerde genelde korkulacak endişe edilecek, ciddi bir hastalık belirtisi sayılacak bir durum yoktur.
Organik bir hastalık düşünülebilir. Örneğin mide ülseri, kalın bağırsakta bir kolit, karaciğerdeki yağlanma, enfeksiyona bağlı rahatsızlık, pankreasın yeterli salgıyı salgılamaması, ilaç alımına bağlı olarak bu organların çalışmalarındaki düzensizlik gaz ve şişkinliğe sebep olacak etkenler arasında sayılabilir."
Dr. Maraş, böyle durumlarda, kişinin normal yaşam tarzını gözden geçirmesi, ani değişiklikler varsa sebeplerini bulup ona göre tedbirini alması, ilaç kullanmak durumundaysa onu doktoruyla konuşarak sentetik ilaç yerine muadili herhangi bitkisel bir ilaç kullanma ihtimali var mı onu araştırması gerektiğini söyledi.
Dr. Maraş, bir de kişinin bütün dikkatine rağmen, yaşam tarzındaki düzene ve hoşluğa rağmen bağırsaklarında gaz şişkinlik kabızlık gibi düzensizlikler varsa ve yapılan tahlil tetkik röntgen sonucunda da net bir bulgu elde edilemiyorsa, o şahısta gizli alerjik bir bünye olduğunun akla getirilmesi gerektiğini anlattı.
Dr. Maraş, gizli bir alerji olup olmadığını anlamak için bazı ip uçlarıda verdi: "Örneğin yukarıda anlattığımız gibi, 'Yıllardır doktora gidiyorum bir şey çıkmıyor ama bende gaz ve şişkinlik oluyor' diyorsanız, 'Kış hadi neyse yazın bile ellerim ayaklarım üşüyor, geceleri çorapla yatmak zorunda kalıyorum' diyorsanız, sıcak ortama girdiğinizde rahatlayıp, soğuğa çıktığınızda aniden vücudunuzda tepki oluşuyorsa siz de gizli alerji olduğundan söz edebiliriz. Birçok rahatsızlığın temelinde gizli alerji olduğu halde bu durum genelde hep gözden kaçar. Oysa ümmin sisteminin dengelenmesi açısından çok önemlidir. Bir şahsın boyun bölgesi iyi çalışırsa, gastrointestinal sistem iyi çalışırsa, ümmin sistemi iyi çalışırsa (ki
alerji bununla alakalı) o kişinin sağlık durumu genelde iyidir. Ancak kendini bu konularda iyi hissetmeyen kimselerin tedavisinde tıbbi yöntemlere ilaveten, bitkisel tedavilerin, ayurveda, akupunktur gibi yardımcı tedavilerin de önemli bir yeri olduğunu söylemeliyiz. Böylece hastanın gizli alerji de dâhil, vücudun ümmin sistemini dengelemesine yardımcı olunur. Boyun ve bel bölgesindeki kasların gevşemesi, sinirlerin rahatlaması, kan dolaşımının artması sağlanır. Sindirim sisteminin düzensizlikleri büyük ölçüde sorun olmaktan çıkarılır."