Erciş'teki Sahra Hastanesi'nde görev yapan acil tıp teknikeri Sıracettin Gökyer, "Beni enkazdan çıkardılar. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra aklıma gelen tek şey, bir başka ambulansa binip hayat kurtarmaya gitmek oldu." diyor. Gökyer, 20 gündür izin kullanmadan çalışıyor. Erciş 7 No'lu Sağlık Ocağı Aile Hekimi Şuayip Bilgen, depreme Azra bebeğin sağ kurtarıldığı Ereksen Apartmanı'nın B blokunda yakalananlardan. Bilgen, "O korkuyu yaşamış olsak da bizden yardım bekleyen insanların yanında olmamız gerekiyordu." ifadelerini kullanıyor. Enkazdan kurtulduktan sonra yaralıların imdadına koşanlardan biri de hemşire Zeynep Işık... O da aynı şeyleri söylüyor: "Deprem korkum devam ediyor. Ancak depremzede vatandaşlara yardımcı olmak benim görevim."
Halen Erciş'teki sahra hastanesinde görev yapan acil tıp teknikeri Sıracettin Gökyer, depreme çalışma arkadaşları ile birlikte bir kafeteryanın ikinci katında yakalanmış. Deprem anında sarsıntıyı hissettikten sonra ne olduğunu anlayamadığını, gözlerini açtığında ise enkaz altında olduğunu fark ettiğini vurgulayan Gökyer, o anları şöyle anlatıyor: "Enkaz altında bir korku yaşadım ama bende panik yoktu. Orada yaptığım tek şey, çabalayıp çıkmaktı. Aradan uzun bir zaman geçti, yaklaşık 4,5 saat sesimi duyuramadım. Beton, moloz yığınına denk geldim ve kazıyarak kendi gayretlerimle enkaz altından çıktım. Bu arada emniyet mensupları, ambulanslar ve çevredeki esnaf olay yerine gelmişti. Beni enkazdan çıkardılar. Elimi yüzümü yıkadıktan hemen sonra aklıma gelen tek şey, bir başka ambulansa binip hayat kurtarmaya gitmek oldu." Hafif yaralı olmasına rağmen 3 gün boyunca hastaneye gelen yaralılara yardımcı olmaya çalıştığını söyleyen Gökyer, kendi durumunun hiç aklına gelmediğini vurguluyor.
'Bizden yardım bekleyenler vardı'
Erciş 7 No'lu Sağlık Ocağı aile hekimi Şuayip Bilgen de depreme mucize bebek Azra'nın sağ olarak kurtarıldığı Ereksen Apartmanı'nın B blokunda yakalananlardan... Bilgen, yaşadıklarını şu sözlerle ifade ediyor: "Deprem sırasında kendimizi kapı ağzına saklayarak yıkıntılardan korunmaya çalıştık. İnsanlar çok büyük bir panik ve şok halindeydi. Biz yukarıdan insanlara el salladık, bağırdık ama o an kimse bizi göremiyor ve duyamıyordu. Ufak sıyrıklarla depremi atlattık. Ama bulunduğumuz yerde birçok tanıdığımız insanı kaybettik." Depremi tüm halkın yaşadığını ve herkesin bir şekilde bir işin ucundan tuttuğunu anlatan Bilgen, "Neticede Erciş'te hayat bir şekilde devam edecekti. Ben hiçbir zaman görevimi bırakıp gitmeyi düşünmedim. Her ne kadar o korkuyu yaşamış olsak da burada bizden yardım bekleyen çok sayıda insan vardı ve bizim burada görevimizin başında olmamız gerekiyordu." diye konuşuyor.
Enkazdan kurtulup yaralıların imdadına koşan sağlık görevlilerinden biri de hemşire Zeynep Işık... Depremi anlatmanın imkânsız olduğunu ve yaşananların tekrarlanmaması için dua ettiğini belirten Işık, deprem korkularının devam ettiğini, ancak yaşadığı kentte depremzede vatandaşlara yardım etmek için görevi başında olduğunu söylüyor.