Patoloji ve patolog hakkında farkındalık yaratmak amacıyla Patoloji Dernekleri Federasyonu tarafından düzenlenen basın toplantısında konuşan Federasyon Başkanı Prof. Dr. Kutsal Yörükoğlu patoloji uzmanının hazırladığı raporun basit bir kağıt parçası olmadığını vücuttan alınan dokunun özelliklerinin uzmanı tarafından değerlendirilmesini içerdiğini açıklayarak cerrahın bu rapora göre tanıyı ve tedaviyi belirlediğini söyledi.
'PATOLOG SAYISI YETERSİZ'
Federasyon Sekreteri Prof. Dr. Erdener Özer de konuşmasında şunları söyledi:
"Ülkemizde uzman patolog sayısı 1000'in, asistan sayısı da 200'ün üzerindedir. Sayı yetersiz, ideal sayı 2100 olmalıdır; ama bu sayıya yıllara yayarak 2023 yılında ulaşılması planlanmalıdır. Yani ideal sayıya ulaşmak için akılcı bir insan gücü ve uzmanlık eğitimi planlamasına ihtiyaç vardır. Tüm hekimlerin olduğu gibi biz patologların da sorunları vardır. Hekimlik emeğinin karşılığını bulmayan ücretlendirme, sorunlarımızdan biridir."
Başta kanser olmak üzere kimi durumlarda hastadan alınarak incelemeye gönderilen vücut sıvısı ya da dokusunu içeren patolojik inceleme, tanı konulmasının yanı sıra hastalığın seyri, cinsi, genetik geçişi hakkında da kapsamlı bilgi vererek, tedavi şeklini belirliyor. Bilim insanları, materyallerinin patolojik incelenmesi yapılmadığı durumda, ileride tanısı gecikmiş kanserlerin görülme riskinin ortaya çıkabildiğini belirterek, sonuçların mutlaka alınması ve uzman hekime gösterilmesi gerektiği uyarısında bulunuyor.
Patoloji Dernekleri Federasyonu Yönetim Kurulu Genel Sekreteri ve Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erdener Özer, hastalıkların insan vücudunda doku ve hücre düzeyinde patolojik değişiklikler yaptığını belirterek, patolojinin bu normal olmayan değişikliklerin mikroskop ile incelenmesi sonucunda hastalıkların tanısının konulduğu tıp dalı olduğunu söyledi.
Patolojik incelemenin, hastaların vücudundan çıkarılan dokularda ve vücut sıvılarında yapıldığını ifade eden Özer, patoloji uzmanlarının hastalıkların tanısını koyarak sağlık hizmeti veren hekimler olduğunu anlattı.
Özer, şikayet üzerine başvuran hastaya yapılan muayene ve ön testler sonucunda hastalığa tanı konulsa da, hastaların vücudundan alınan tüm parçaların patolojik incelemesinin yapılması gerektiğini vurguladı. İnceleme sonrasında tümör gibi farklı bulgularla karşılaşılabildiğini dile getiren Özer, "Çünkü yaşanmış kimi olaylarda olduğu gibi; Örneğin bademcik ameliyatlarında ya da apandis ameliyatlarında çıkan materyallerin patolojik incelenmesi yapılmadığı durumda, ileride tanısı gecikmiş kanserlerin görülme riski ortaya çıkmaktadır" uyarısında bulundu.
Kanserin, günümüzde artan oranda görülen, ölüm nedenleri arasında başlarda yer alan bir hastalık olduğuna dikkati çeken Özer, şöyle devam etti:
"Kanser hastalığının gerek erken tanısında ya da riskli hasta gruplarının belirlenmesinde, gerek ise kişiye özel kanser tedavisinin belirlenmesinde patoloji raporlarının bilimsel önemi çok kritiktir. Örneğin, meme kanserinde, patoloji raporlarında sadece meme kanseri tanısının bulunması artık geçmişte kalmıştır. Bugün raporlarda ayrıca meme kanserinin tipi yanı sıra; kanserin derecesi ve evresi, kanser hücresinin östrojen reseptör düzeyi gibi hastanın tedavi seçimini belirleyecek bilgiler de bulunmaktadır. Günümüzün patologları bu bilgilerin derlenmesinde histokimyasal teknikler yanı sıra, artık moleküler ve dijital patolojik teknikleri de kullanmaktadır. Ülkemizdeki patologlar bu gelişmeleri yakından takip etmekte ve artan oranda yeni teknikleri kullanmaktadır."