ESKİŞEHİR- Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cem Kaptanoğlu, Türkiye'de pek çok kurumda psikiyatrik tedavinin, psikiyatrın, hastayı önerilen uluslararası standart süreden çok kısa bir sürede muayene edip, ilaç yazmasına indirgendiğini ileri sürdü.
Prof. Dr. Kaptanoğlu, Türkiye Psikiyatri Derneği Genel Merkezi tarafından ESOGÜ Kongre Merkezi'nde düzenlenen 19. Anadolu Psikiyatri Günleri etkinliğinin son gününde düzenlediği basın toplantısında, ruhsal hastalık ve rahatsızlıkların tedavisinde kullanılan yöntem ve tekniklerin çeşitlilik gösterdiğini kaydetti.
Başta ilaç tedavisi olmak üzere bazı tedavi ve tekniklerin psikiyatride ağırlık kazandığını ifade eden Prof. Dr. Kaptaoğlu, şöyle konuştu:
''Yatarak veya ayakta ruh sağlığı hizmeti veren hastane ve polikliniklerde ilaç tedavisi en yaygın olarak kullanılan yöntemdir. Psikoterapi ise bu kurumlarda kısıtlı olarak uygulanmakta, daha çok özel muayenehanelerde bu hizmet verilmektedir. Hızlı bir modernleşme ve kentlileşmenin yaşandığı ülkemizde ruhsal yardım almak isteyenlerin tedavi talep ve beklentilerinde yavaş yavaş batı ülkelerindekine benzer bir çeşitlilik ortaya çıkmaktadır. Bilgi akışındaki hızlanmanın da etkisiyle artan bu ruhsal yardım ve tedavi arayışındaki hem çeşitlilik hem de talep artışını karşılayacak sayıda çeşitli tedavi yöntemleri ve teknikleri konusunda eğitimli, yetkin ruh sağlığı çalışanı ülkemizde yoktur. Nitelik ve nicelik olarak çeşitlenip artan, ruh sağlığı hizmetlerine olan talep ve beklentilerin yeterince karşılanamamasının bazı olumsuz sonuçları ortaya çıkmaktadır. Özellikle psikiyatrik tedavi için kliniklere başvuranların sayısındaki artış ruh sağlığı hizmeti veren kuruluşların servis ve polikliniklerinde yığılmaya yol açmaktadır. Özellikle devlet hastanelerinin psikiyatri polikliniklerinde bir hekim günde 80-100 hasta muayene edip, tedavi önermek durumunda kalmaktadır.''
''Ruh sağlığı alanında personel eksiği var''
Prof. Dr. Kaptanoğlu, bu şekilde çalışan bir psikiyatrın kullanabileceği tek tedavi yönteminin ilaç olduğunu belirterek, ''Bu yoğunlukta ve bu kadar kısa sürede psikoterapi veya başka bir tedavi yöntemini kullanmak imkansızdır. Bu sağlıksız durum hastaların 'hiç beni dinlemeden ilaç verip gönderdi' şeklinde tepkilerine yol açmaktadır. Psikiyatrlar açısından ise bu çalışma koşulları tüketicidir'' dedi.
Psikiyatrik hizmetlerde ekip çalışmasının yani psikolog, sosyal hizmet uzmanı, hemşire gibi ruh sağlığı çalışanlarının birlikte çalıştıkları, hastayı biyolojik, psikolojik, sosyal yönleriyle bütünsel olarak ele alabildikleri bir çalışma sisteminin de ülkede kurulamadığını ifade eden Prof. Dr. Kaptanoğlu, şunları söyledi:
''Bugün ülkemizde pek çok kurumda psikiyatrik tedavi, psikiyatrın hastayı önerilen uluslararası standart süreden çok kısa bir sürede muayene edip, ilaç yazmasına indirgenmiştir. Ruh sağlığı alanında önemli oranda personel eksiği vardır. Ruhsal sorunların çözümünde çok sınırlı tedavi yöntemi seçeneği olan, hastaya çok az süre ayıran, ruh sağlığı hizmetini 'psikiyatra başvur, ilaç al' anlayışına indirgemiş bir işleyişin yarattığı boşluk, hastaların bu hoşnutsuzluklarından yararlanarak çıkar sağlamak isteyenlere fırsatlar yaratmaktadır. Etkinliği bilimsel olarak kanıtlanmamış yöntem ve teknikler mucize tedaviler olarak sunulabilmekte veya yeterli eğitim, bilgi ve beceriye sahip olmayan kişiler tedavi yöntem ve tekniklerini uygulayabilmektedirler.''