Özel sağlık hizmetinde ücretler "tabana" vurdu

ADANA-Dr. Taşkın, hükümetin, sosyal devlet olmanın bir gereği olarak, vatandaşına daha iyi sağlık hizmeti sunmak için özel hastane, tıp ve dal merkezlerinden hizmet almaya başlamasından itibaren bu işi suiistimal edenlerin de bulunduğunu anımsatarak, "O suiistimalciler yüzünden bugün işini doğru yapan sağlık kuruşları zor durumda kalıyor" dedi.

Taşkın, yapılan denetimlerle devletin haksız kazancı önlediğini belirterek, şunları söyledi:
"Bunu tebrik ediyoruz güzel bir şey ama hakettiğimiz parayı da keserek bizi gerçekten zor durumda bıraktılar. Bazıları şöyle diyor, 'işine gelmiyorsa anlaşma devletle' çok mantıklı. Doğru, işinize gelmiyorsa anlaşmayın ama ben çok basit bir örnek vereceğim; Marmara’da bir ada var. Arabanızla adaya giderken araba vapuruna 5 lira ödüyorsunuz. Ne kadar ucuz değil mi? Dönüş 50 lira, canın isterse. İşte ‘işine gelmiyorsa anlaşma’ demek böyle bir şey."

Taşkın, devletin özel sağlık hizmeti alımı nedeniyle 9-10 arkadaşın, meslektaşın bir araya gelerek yatırım yaptığını ifade eden Taşkın, şunları kaydetti:
"Devletin (SGK) ödediği paraya göre bir yatırım yapıyorsunuz ve o yatırımdan borçlanıyorsunuz. Tüm planlarınız bu ödemelere göre yapılıyor. Zaman içerisinde bu ödemelerin en az enflasyon oranında artması gerekir. Ancak ülkemizde tam tersi oldu ve ödenen ücretler azaldı. Bu da özel sağlık kuruluşlarını zor durumda bırakıyor."

“ÖZEL MUAYENE YÜZDE 5 BİLE DEĞİL”
Dr. Taşkın, devletin sunduğu hizmet sayesinde, özel muayene oranının yüzde 5 bile olmadığını belirterek, "Yani, sağlıkta, yüzde 90- 95 hizmeti devlet alıyor, dolayısıyla siz işinizi devlete göre planlamak zorundasınız. ‘Bu insanlar nasıl olsa bu işi kurdular, nasıl olsa işten vazgeçemezler’ diye ücretlerinde damping yapmak doğru bir yaklaşım değil" diye yakındı.

Sağlık hizmetlerinde belli bir enflasyon oranında artış yapmak gerektiğini ancak, devletin bu artışı yapmak yerine fiyatları tam tersine aşağıya çektiğini vurgulayan Dr. Taşkın, bunu bir örnekle açıklayarak, şöyle devam etti:

"10 yıl önce devlet bir katarakt ameliyatına ne ödüyorsa şuanda daha az ödüyor. 2007’de 680 TL olan katarakt ameliyatı ücreti 2008’de 350 TL’ye çekildi, arkasından da 410 TL’ye çıkarıldı. Türkiye’de o dönemde asgari ücret yaklaşık 300-400 TL idi, şuan 950 TL civarında. Vergilerimiz, elektrik giderimiz, her türlü sarf giderimiz artıyor ama kataraktın ameliyat ücreti düşüyor."

Op. Dr. Taşkın, devletin, vatandaştan belli bir rakam üzerinde para alınmasına da mani olduğunu belirterek, "Buna bağlı olarak: kendi öz sermayesi ile kurulan küçük hastane ve tıp merkezleri kapanıyor ve yerine zincir hastaneler kuruluyor. Belli bir dönem sonra bu hastaneler SGK ile pazarlığa oturacak ve ücretlerin o zaman tekrar artacağını düşünüyorum."

Oysa işini doğru yapan özel tıp ve dal merkezlerinin devletin sırtından ciddi bir yükü aldığını vurgulayan Taşkın, şöyle devam etti:
"Devlet sağlık hizmeti vermek için ciddi hastane yatırımları yapar ve çalışanında ücretini bütçeden öder. SGK’dan aldığı para ile de ancak işletme giderlerini karşılar. Oysa Özel sağlık kuruluşları yatırımlarını kendisi yapar ve elde ettiği gelirle hem personel giderini, hem işletme giderini karşılar ve devlete ciddi manada vergi ödeyerek devlete ek gelir sağlar. Bunları yaparken de SGK’dan aldığı ücret devlet hastanelerine ödenen ücretle aynı veya daha azdır. Ayrıca özel sağlık kuruluşları Sağlık Bakanlığı ve SGK tarafından sıkı bir şekilde denetlenir. Devlet hastaneleri ise denetlenmez. Hal böyle iken devlet hala neden sağlık yatırımı yapar anlamıyorum."