Bir doktor intihar etmiş diye yazıyordu gazeteler. İnternet sitesindeki haberlerin altına yorumlar yazılmıştı, çoğu da sağlıkçılardan. Bir de sırf bir soruşturma için intihar edilir mi diyordu insanlar.
Bir soruşturma değildi oysa bu sadece... Uğruna adadığın bir hayatın zaten boşa harcanmış olduğunu hissetmenin çaresizliğiydi bence.
Hemşiresine hakaret eden 1.5 yaşında bebeğin annesine müdahale etmek isteyen doktora, yine aynı hemşire tarafından, aşısına, çocuk izlemlerine gelmeyecek yoksa, hem hamile falan kalır bir daha, sonra uğraş dur , siz ses etmeyin denen bir aile hekiminin gönül kırıklığının çaresizliği gibi.
Kazandığı TUS sınavında heyecanla girdiği bölümde, kendisine hiçbir şey öğretilmeyen, uzmanlığı bitiremezsin tehditleriyle yaşadıklarına göz yuman, sadece ve sadece kullanıldığını hisseden , mecburi hizmette ne yapacağını kara kara düşünen bir cerrah adayının çaresizliği gibi.
Her gün onuru kırılarak performans hesapları yapmak zorunda kalan, araştırma hastanelerinde bile her birinin yüzlerce hasta bakmak zorunda olduğu uzmanların çaresizliği gibi.
Griplerin acil sayıldığı ülkemizde, yarısı sahte rapor için hasta taklidi yapan sahtekarların, diş ağrılarının doldurduğu acilde, kalp krizini, apandisiti, kanseri atlamamaya çalışan acil hekiminin çaresizliği gibi.
Babasına ameliyat diyen doktor, acaba performans için mi ameliyat ediyor diye için için kendini yiyen doktorun çaresizliği gibi,
Ve gecenin bu saatinde, eve geldiğinden beri istifa etmeyi düşünen, son birkaç aydır işyerinde yaşadıkları stresler sonrası yüzünde gelişen tikleri eşinden saklamaya çalışan, ailevi ya da kişisel hiç bir sorunu olmadığı halde antidepresanlara başlayıp, pasaportu elinde yeni hayat için ciddi ciddi hazırlıklarını yapan bir doktorun çaresizliği gibi.
Bir savunma değildir sadece istenen Melikeden. Kimbilir kaç hastanın hayata tutunmasını sağladığı o acil nöbetinde, bir sonda için , bir enjeksiyon için, bir tonsillit için yok sayılmasıdır bütün hayatının. Allah taksiratını affetsin, kalanlara sabır versin.
Dr.A.S.