MEDİMAGAZİN - Washington Eyalet Üniversitesi'nden bilim insanları öncü bir araştırmada, yanak hücrelerinde obezite için önemli bir belirteç görevi görebilecek moleküler belirteçler tespit ederek bu yaygın sağlık durumunun arkasındaki karmaşık moleküler gizemlere ışık tuttu.
Epigenetics dergisinde yayımlanan bulgular, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki yetişkinlerin %50'sini etkileyen obezite için erken teşhis ve müdahalelere olanak tanıyan devrim niteliğinde bir yanak çubuğu testinin yolunu açabilir.
WSU biyoloji profesörü Michael Skinner ve Washington State Twin Registry direktörü Glen Duncan tarafından yürütülen araştırma, DNA'dan ayrı ancak gen ifadesini etkilemede etkili olan moleküler süreçlere odaklanan epigenetik alanını inceledi. Önceki çalışmalardan farklı olarak, bu araştırma yağ hücreleri yerine yanak hücrelerini hedef aldı ve obezite imzasının insan sistemi boyunca yaygın olabileceğini düşündürdü.
"Obezite basit gıda tüketiminden daha karmaşık"
Araştırmacılar, obezite açısından uyumsuz olan hem tek hem de çift yumurta ikizlerinden oluşan 22 seti inceleyerek çığır açan bir keşifte bulundu. Obez ikiz kardeşlerde, DNA metilasyon bölgelerinde, moleküler grupların DNA'ya bağlandığı ve gen ifadesini düzenlediği alanlarda epigenetik bir imza bulundu. Bu imza, daha zayıf meslektaşlarında belirgin bir şekilde yoktu ve bu moleküler değişiklikler ile obeziteye yatkınlık arasında potansiyel bir bağlantı olduğunu gösteriyordu.
Skinner, "Bu araştırma, obezite için bir duyarlılık ve bunun için değişen moleküler belirteçler olduğunu gösteriyor" dedi. "Obezite basit gıda tüketiminden daha karmaşık görünüyor."
Yaşamın erken dönemlerindeki bir tetikleyici obeziteye yatkınlığa yol açabilir
Bu keşfin etkileri çok geniş kapsamlı. Tanımlanan moleküler değişikliklerin sistemik yapısı, muhtemelen yaşamın erken dönemlerinde meydana gelen bir tetikleyicinin obeziteye yatkınlığa yol açabileceğini düşündürüyor. Bu durum, risk altındaki bireylerin obez olmadan önce tespit edilmesi ve sağlık hizmeti sağlayıcılarının yaşam tarzı değişiklikleri veya ilaçlar gibi müdahaleleri uygulamasına olanak sağlama olasılığını artırıyor.
Araştırmanın başyazarı Glen Duncan önleyici tedbirlerin önemini vurgulayarak, "Basit bir gerçektir ki bir hastalığı önlemek, o hastalığa yakalandıktan sonra tedavi etmeye çalışmaktan daha iyidir" dedi.
Bununla birlikte, obezite için güvenilir bir biyobelirteç testi oluşturmak için daha büyük ölçekte daha fazla araştırma yapılması gerekiyor.