Medimagazin logo

Makale: Medya istemeden de olsa sağlıkta şiddeti normalleştirebilir

İzmir Demokrasi Üniversitesi'nde yapılan bir araştırma, Sağlık çalışanlarına yönelik şiddette, medyanın rolünü ortaya koydu. Araştırmaya göre kitle iletişim araçları, yapılan yayınlarla farkında olmadan sağlıkta şiddeti tetikleyebilir.
Kaynak: MEDİMAGAZİN
Makale: Medya istemeden de olsa sağlıkta şiddeti normalleştirebilir
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Sağlık çalışanlarına karşı şiddetin önlenmesinde kitle iletişim araçlarının rolü tartışılmazdır. İzmir Demokrasi Üniversitesi'nde bu tezi temel alarak yapılan araştırmanın sonuçlarına göre medya istemeden de olsa şiddete yönlendirebilmektedir.

Araştırmanın dikkat çeken bölümleri şu şekilde:

Şiddete maruz kalan doktorların sadece %30’u şiddet konusunda şikâyette bulunmakta, %62’si ise herhangi bir şikâyette bulunmamaktadır. Şikâyet sonrası yapılan işlemler hususunda %23’ü herhangi bir işlem yapılmadığını, % 27,3’ü saldırganın güvenlik marifetiyle uzaklaştırıldığını, % 20’si ise özür dileme ve uzlaştırılma sonucunda sorunun bitirildiğini dile getirmektedir. Türkiye’de yapılan çalışmalarda sağlık personelinin % 67’si, doktorların % 62’si, acil servis çalışanlarının % 60’ı herhangi bir şikayette bulunmadıkları, gerekçeleri arasında sağlık yöneticilerine, idari yöntemlerde ve adalet mekanizmasında uzun süren işlemleri göstermişlerdir. Şiddet uygulayanlar arasında azımsanmayacak bir oranda sağlık ve idari yöneticinin de olması, şikâyet konusunu daha karmaşık hale getirmektedir.

MEDYA İSTEMEDEN ŞİDDETE YÖNLENDİREBİLİR

Sosyal, siyasal ve cinsel içerikli KİA argümanları; basın-yayın ve görsel medya tarafından da farkına varılmadan desteklenebilecek algı yaratmak ya da subliminal verilebilen farkına varılmadan desteklenebilen araçlar şiddete sürükler. Bunun yönlendirilmesi, arttırılması ya da kronikleştirilmesi gibi kapalı duygular halinde olan psikolojik şiddet isteğini fiziksel şiddete çeviren bir tür fonksiyon görebileceği düşünülebilir. Medyada sağlık çalışanlarına ilişkin olumsuz haberlerin sonrasında yaşanan olumsuz davranış ve durumlar gibi enformasyon ihtiyacının karşılanmasında yönlendirmenin yapılması, medyanın şiddetteki rolünü ortaya koymaktadır. Medyanın şiddet gösterimi üzerine etkileri değişik ülkelerde farklı etki düzeylerinde olmakla beraber iletişim ve medyatik görselin özellikle bireylerde psikolojik olarak algıda tetikleyici olabileceği ortak bir kanı olarak bilinmektedir. Görsel ve işitsel
yayınlarda özellikte haberler ve diziler başta olmak üzere temel olarak sorun çözme yöntemlerini; tartışma, gürültü, kavga ve benzeri şekilde taciz ile başarılması normal yaşamda fiziki şiddetin benzeri görsel materyallerinin çokça işlenmesi şiddeti sirkülasyonlu bir şekilde hızlandırmaktadır. Bu tür yönlendirmeler şiddet eğilimini tetikleyici bir görevi görmektedir. Toplumsal şiddetin küçük çaplı boyutları sosyologlara göre öbekler halinde büyüyerek ve kenetlenerek daha büyük kitlesel hareketlere dönüşebilme ihtimalin her zaman varlığı üzerinde dururlar. Gelişmiş ülkelerden, Örneğin Amerika Birleşik Devletleri şiddet içerikli birçok filmi kendi ülkesi'nin birçok eyaletinde gösterimini kısıtlanmakta ya da yurtdışı satışı yapılmak kaydıyla çekimlerine izin vermektedir. 

TV PROGRAMLARI, GENÇLERİN ZİHNİNDE ŞİDDETİ NORMALLEŞTİREBİLİR

Eleştiri programlarında birbirlerini cezalandırırcasına eleştiren ve saygısızca birbirlerinin sözünü kesen ve hakaret eden bir eleştiri programında kişilikleri oturmamış gençlerin özellikle çocukların fazla miktarda etkilendikleri dolayısıyla sözel şiddetin buradan zihin altına bir şekilde sembolik olarak yerleştiği söylenebilir. 

EN ÇOK KADIN HEMŞİRE VE ATT'LER ŞİDDETE MARUZ KALIYOR

Yapılan çalışmalarda ülkemizde illere göre farklılık göstermekle beraber şiddet ortalaması Avrupa ortalaması civarındadır. Ancak daha ziyade kadınların özellikle hemşirelerin ve hastaya ilk müdahale etmekle görevli olan yardımcı sağlık personelinin; paramedik ve ATT gibi şiddete en fazla maruz kaldığı bilinmektedir. Eldeki verilere göre sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin %30,7’si devlet hastanelerinde, % 13,2’si üniversite hastanesinde, % 8,4’ü özel hastanelerde uygulanmıştır. Hasta ve hasta yakınları ile sağlık
çalışanları arasında yaşanan şiddet olayları sırasıyla en çok acil servis %36,7, bekleme salonları % 21,8, poliklinik % 20,5, doktor muayene odası % 10,6 ve diğer ortamlarda meydana gelmektedir. Acil servisler, aşırı stresli mekanlar olup endişe içindeki yaralı hasta ve yakınlarının kişilik özellikleri, psikolojik sorunlarının varlığı, alkollü olma, ilaç bağımlılığıyoksunluğu durumu, uzun süreli bekleme, muayene ve tedaviler esnasında oluşan tartışma ve anlaşmazlıkların en çok görüldüğü mekanlardır.

saglik calisanlarina karsi siddet
kitle iletisim araclari
izmir
demokrasi universitesi
arastirma
Bu habere ilk yorumu siz yapabilirsiniz...
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir