İzmir Tabip Odası, Sağlık Bakanlığının 21 Eylül 2010 tarihli yönerge değişikliği ile her ilçede bir toplum sağlığı merkezi (TSM) kalmasını ve fazla olanların kapatılması kararı doğrultusunda Konak, Bornova, Karabağlar, Buca ve Bayraklı’da bulunan TSM’lerin kapatılacağını, bunun da bazı halk sağlığı sorunlarına yol açacağını bildirdi.
İzmir Tabip Odasından yapılan yazılı açıklamada, toplum sağlığını ilgilendiren konular ortadan kalkmadığı halde TSM’lerin kaldırılması eleştirildi. Nüfusu on bin olan bir ilçe ile kırk bin nüfuslu bir ilçenin sorun ve çözümlerinin aynılaştırılmasını insanlara açıklamanın zor olduğu belirtilen açıklamada, “TSM’lerde görevli olan meslektaşlarımız bu güne değin büyük bir özveriyle çalışmışlardır. Hiçbir hekimimiz böylesi bir belirsizlik, gelecek kaygısı, huzursuzluk ve ne olacağım endişesi ile yaşamayı hak etmemektedir. Bu uygulama ile birlikte hekimlerimizin yaptığı işe saygısının azalması, kuruma karşı güvensizliğinin artması ve iş veriminin düşmesi şimdiden öngörebileceğimiz sonuçlardır. Yoksa, artık aile hekimliğini seçme sürecinde kaldığını sandığımız bu tercihleri bir kez daha mı anımsanmaktadır? Orantısız güç kullanımı anlamına da gelecek bu uygulamayı kabul etmiyoruz!” denildi.
Acillerde görevlendirmeler başlayacak
Açıklamada, önümüzdeki dönemde çevre sağlığı hizmetlerinin aksaması, aile hekimliği denetimlerinin eksik kalması, aşılama hizmetlerinde aksaklıkların yaşanması, bulaşıcı hastalık izlemlerinin zorlaşması gibi sorunların ortaya çıkacağı kaydedildi. Tam bu noktada, akıllara “Toplum sağlığından vaz mı geçiliyor?” sorusu geldiği belirtilen açıklamada, şunlar ifade edildi:
“Uyarıyoruz! Yerinde çalışma ve denetlemelerin merkezden yürütülmesinin bu tür sakıncalara yol açması kimseyi şaşırtmamalıdır.
Eş zamanlı olarak alınan bir başka karar ile hastane acil servislerine geçici görevlendirmeler başlayacaktır. TSM kadrolarının bu şekilde eritilmesi ya da hekimleri bir şekilde aile hekimliğini seçmeye zorlanması mı amaçlanmaktadır? Bu görevlendirmelerin gönüllülüğe dayandırılmasını istemekteyiz. Gönüllülük yoluyla giderilemeyen gereksinimin karşılanmasında ise hizmet puanına dayalı eşitlikçi, adaletli, şeffaf ve hakkaniyetli bir yöntemin uygulanmasını istemek en doğal hakkımız olsa gerektir. Yine, acil servislerde görevlendirilecek hekimlere, göreve başlamazdan önce, bu yeni görevlerine yönelik acil uyum eğitimi verilmesini istiyoruz. Ancak, böylesi bir hizmet içi eğitimi izleyerek yapılacak görevlendirmelerin hem hekimler, hem de hastalar için daha olumlu sonuçlar doğuracağının altını çizmek istiyoruz.
Hekimler, hemen her gün gelecek kaygısı yaşamak istemiyorlar. İnsanlar toplum sağlığının önemsenmediği bir ortamda yaşamak istemiyorlar. Sağlık Müdürlüğü yetkililerini bu sese kulak vermeye çağırıyoruz. Bu sese kulak verilmeksizin oldu bittiye getirilen; aklın ve bilimin gerekleriyle bağdaşmayan uygulamalar konusunda odamız tarafından gerekli hukuksal girişimlerde bulunulacak ve gelişmeler yakından izlenecektir.”