Son dönemde artış gösteren sağlık çalışanlarına şiddeti önlemek için Kayseri Tabip Odası’nın gündeme getirdiği ‘tedavi yasağı’ uygulaması, yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi. Şiddete başvuran kişilerin ‘kara liste’ye alınmasına ve bu isimlere tedavi sınırlaması getirilmesine kimi sağlıkçılar destek verirken kimileri karşı çıktı. Konunun asıl muhatabı Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu ise tartışmalara Malatya’dan karşılık verdi. Sağlık çalışanlarına yönelik sözlü ya da fiili müdahalelere asla tolerans gösterilmeyeceğine dikkat çeken Müezzinoğlu, ‘kara liste’ teklifini eleştirdi. “Hasta, terörist de olsa, sağlıkçıya şiddet de uygulasa bakacağız.” diyen Müezzinoğlu, “Bunun cezasını emniyet, hukuk çerçevesinde vereceğiz ama ceza verme, hekimin ya da sağlık çalışanının değildir. Biz hizmeti en iyi şekilde yapmak zorundayız.” şeklinde konuştu.
‘Sağlıkta Şiddet Yasası’ taslağını en geç 10 gün içerisinde Bakanlar Kurulu gündemine getireceklerini söyleyen Bakan Müezzinoğlu, çalışmayı bu dönem bitmeden tamamlamak istediklerini ifade etti. Gazetelere yansıyan ‘şiddet uygulayanlara acil durumlar dışında hizmet verilmeyeceği’ haberlerine de değinen Sağlık Bakanı, vatandaşların en çaresiz anında ve zor gününde kendisini, evladını, annesini ve eşini teslim edebileceği kamuda tek bir muhatap makam bulunduğunu, onun da hekimler olduğunu kaydetti. Vatandaşların, sağlık çalışanlarına sahip çıkması ve onu kendi evladı gibi koruması gerektiğini vurgulayan Müezzinoğlu, aksi takdirde güçlü bir sağlık hizmeti alma şansının azalacağını dile getirdi. Hekim, hemşire ve diğer sağlık çalışanlarına yönelik saldırıların kabul edilemez olduğuna işaret eden Bakan Müezzinoğlu ‘mesleki etik’ vurgusu yaptı: “Bugün bir terörist yaralı olarak getirildiğinde bakmak durumundayız. Niye? Bize bir insan geliyor ve o insanı tedavi etmek gerekiyor. Onun suçlu olup olmadığına değil, bize ihtiyacı olup olmadığına bakarız. Bize şiddet uygulayana da kendi canımız, yakınımız gibi bakarız, mesleki etik anlamda görevimizi yaparız ama şiddetle ilgili müeyyidelerin de en ağır şekilde uygulanmasını arzu ederiz, bunun hukuki zeminini de hazırlarız. Dolayısıyla ‘sağlıkta şiddet uygulayana tedavi hizmeti verilmeyecek’ kısmında bizim öyle bir bakışımız, hekimlik mesleğinin öyle bir bakışının olması çok doğru değil. Bunu da çalışmalarımız arasında bu şekilde değil, tam aksine, biz her halükarda, hakaret de etse, yanlış da yapsa, tedbirlerin alınmasını isteriz ama onun tedavisini yapmak bizim mesleki görevimiz ve sorumluluğumuzdur.”