Uluslararası Multipl Skleroz(MS) Federasyonu ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından her yıl Mayıs ayının son Çarşamba günü Dünya MS Günü olarak hastalığa dikkat çekiliyor. Dünya Multipl Skleroz (MS) Günü dolayısıyla açıklamalarda bulunan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşe Nur Yüceyar, MS hastalığının dünyada belli bölgelerde daha fazla görüldüğünü, Türkiye’nin orta riskli bölgede bulunduğunu, ülkemizde 50 bin kadar hastanın olduğunu söyledi.
Multipl Skleroz (MS) hastalığının, beyin, omurilik, görme siniri ve beyinciğin etkilendiği bir santral sinir sistemi hastalığı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Yüceyar, “Bağışıklık sisteminin normalden farklı yanlış ve aşırı çalışması sonucu ortaya çıkar. MS’de, kendi dokumuza yönelik bir iltihabi saldırı görülür. Beyin ve omurilikte sinir liflerinin etrafındaki sinirin hızlı ve iyi iletimini sağlayan miyelin adı verilen yağlı tabaka ve sinir lifi hasar görür. Sonuç olarak bu miyelin kaybı ve sinir liflerinin etkilenmesi ile ilişkili bulgular görülür” dedi.
Dünyada 2.5 milyonun üstünde MS hastası bulunuyor
MS’in dünyada çok sık görülen bir hastalık olmadığını ancak sıklığının giderek arttığını belirten Prof. Dr. Yüceyar, “MS görülme sıklığı açısından enlemsel özellikler gösterir. Ekvatordan uzaklaştıkça sıklık artar. Dünyada 2.5 milyonun üstünde MS hastasının olduğu varsayılmaktadır. Türkiye’de ise bu sayı 50 bin kadar. 100 binde 2 ile 200 arasında bir insidansa sahip. Fakat MS, tüm dünyada özellikle nedenini bulmak ve tedavisine yönelik yeni tedaviler geliştirmek için teknolojinin, ilaç endüstrisinin ve bilimin en fazla uğraştığı bir hastalık. Çünkü dünyada sık görülen bölgelerde travmadan sonra gençlerde ikinci özürlülük sebebi oluşturan bir hastalıktır” diye konuştu.
Erken tanı ve erken tedavi ile özürlüksüz aktif bir yaşam mümkündür
MS’in, kronik bir hastalık olduğunun altını çizen Prof. Dr. Yüceyar, “MS, 20-40 yaş arasını etkiler. Kadınlarda görülme oranı iki ya da üç kat daha fazladır. Kişi bu hastalığı tüm yaşamı boyunca taşır. Ancak erken tanı ve erken tedavi ile ve izlemde gerektiği takdirde uygun ilaç değişimleri ile hastalık kontrol altına alınabilir. Ancak ataklar hastalığın başında veya ileri dönemlerde MS hastasında özürlülük de bırakabilir. Bu yüzden MS, tıp camiasında bilimin ve teknolojinin her zaman ilgi odağı olmuş, kanserdeki çalışmalarla yarışan çalışmalar doğurmuştur. Hem MS ile uğraşan biz hekimler, hem hastalarımız bu çalışmaları bizzat içinde de olarak yakından izliyoruz” dedi.
Her türlü nörolojik yakınmanın MS atağı sırasında görülebildiği vurgusunu yapan Prof. Dr. Yüceyar “Genç bir hastada bir gözde ağrılı görme kaybı, bulanık görme başladığında akla ilk gelen hastalıklardan biri olması gerekir. Onun dışında duyusal belirtiler olarak adlandırdığımız uyuşma, karıncalanma, keçeleşme, iğnelenme gibi yakınmalar bir yüz yarısında bir vücut yarısında kol veya bacaklarda olabilir. 24 saat üzerinde 1-2 hafta devam edip kendiliğinden geçebilir. İşte bu yakınmalar bir sinir sıkışması omurilik fıtığı ile karıştırılabilir ve atlanabilir ” dedi.
Tanı aşamasında hastaların geçmişlerinde olup da düzelen şikâyetleri ayrıntılı sorguladıklarını belirten Prof. Dr. Yüceyar, “Hasta geçmişte bir atak geçirip kendi kendine düzelmiş olabilir. Ama hastalığın ileri dönemlerinde düzelmeler artık eskisi gibi olmaz. Sekel bırakabilir ve özürlülük ilerleyebilir. MS hastalığında erken dönemde doğru tanıyı koyup erken dönemde tedavi etmenin önemi son 20 yıldır giderek daha fazla anlaşılmıştır. Çünkü her atak bir özürlülük oluşturabilir. Erken tanı ve erken tedaviyle bu ataklar önlenirse hastalarımızın büyük kısmında özürlüksüz aktif bir yaşam, tedavi altında sürebilir” diye konuştu.
Türkiye dünyadaki MS’i çok iyi takip ediyor
Türkiye’deki öncü MS merkezlerinden biri olduklarını söyleyen Prof. Dr. Yüceyar, “Merkezimiz, Türkiye’nin ilk MS merkezi olarak 1978 yılında kliniğimizin de kurucusu Prof. Dr. Bedriye Kot tarafından kurulmuştur. O dönemde Uzman olan Prof. Dr. Egemen İdiman ile birlikte MS polikliniği fizyoterapist, sosyal hizmet uzmanı, psikolog gibi geniş kadro ile ilk hizmetini vermiş. Daha sonraki süreçte emekli hocalarımız Prof. Dr. Türe Tunçbay ve Prof. Dr. Ayşe Sağduyu Kocaman ardından şu an çalışma arkadaşım Prof. Dr. Özgül Ekmekçi ve MS Hemşiremiz Meltem Alkaya Baklan ile birlikte MS ve Demyelinizan Hastalıklar Polikliniğini yürütüyoruz. Oldukça yoğun ve düzenli yürüyen bir polikliniğiz. Tanı ve tedavi aşamasında Ege Üniversitesi Radyoloji, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon, Üroloji ve Psikiyatri Kliniklerinden kıymetli yardımlar alıyoruz. Uluslararası pek çok ilaç çalışmalarına MS hastalarımızı da dahil edebiliyoruz. Şu an 2 bine yakın hasta kayıtlı. Ayda oldukça yüksek oranda hasta izliyoruz. Ayaktan Tedavi Birimimizde hastalar hem atak tedavisi hem de aylık, 6 aylık tedaviler için günübirlik tedaviler alıyorlar. Bu tedaviler güvenli izlem gerektiren tedavilerdir. O yüzden bu izlemlere oldukça önem veriyoruz” diye konuşan Prof. Dr. Yüceyar, Türkiye’nin dünyadaki MS’i iyi takip ettiğini ve pek çok merkezin uluslararası standartlarda olduğunun altını çizdi.
Dünya MS Günü’nü hastalarla birlikte geçiriyoruz
Her yıl Dünya MS Günü’nü hastalarla birlikte geçirdiklerini söyleyen Prof. Dr. Yüceyar, “Bu uzun seyirli yolculukta hastası, hekimi, hemşiresi ve hasta yakını biz bir MS ailesiyiz. MS ile tanışmak, barışmak, savaşmak, yürümek ve koşmak sloganımız. MS tedavisini daha iyi anlatmaya çalışıyoruz, video ve sunumlarla hastalık hakkında bilgiler veriyoruz, sorularını yanıtlıyoruz. Aktif katıldıkları MS hasta okulları, pilates kursları düzenliyoruz. Bu birliktelikler hasta memnuniyeti ve tedaviye uyumunu çok olumlu etkiliyor. Ayrıca hastalık hakkında tüm toplumda farkındalık kazandırılmasını sağlıyor. Sadece bu hafta için değil, bir MS tanısında, hasta ve yakınının bu hastalığı daha iyi anlaması ve tedaviye uyumunu sağlamak için de tüm yıl süresince faaliyetlerde bulunuyoruz” dedi.