Medimagazin logo

‘Çok değerli’, ‘çok seçkin’ bilim insanları!..

Abbas GÜÇLÜ'nün Mİlliyet'teki yazısı..
‘Çok değerli’, ‘çok seçkin’ bilim insanları!..
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Şu günlerde, akademik unvanı olan bazı kişilere karşı öylesine abartılı sıfatlar kullanılıyor ki, şaşıp kalıyorsunuz. Cümleler “Çok değerli bilim insanı“ diye başlıyor, “çok seçkin bilim insanı“ diye bitiyor. Hani arada bilim sözcüğü olmasa, kişisel değerlendirmesidir deyip geçersiniz. Ama bilim insanı dendiğinde hele hele “çok değerli“, “çok önemli“, “çok seçkin“ sıfatları kullanıldığında, merak edip, bilim adına, bugüne kadar ne yapmış diye araştırıyorsunuz ve karşınıza koskocaman bir hiç çıktığında şaşıp kalıyorsunuz...


Pek çok ülkede akademik unvanlar üniversite dışında kullanılmaz. Hatta bazılarının verdiği akademik unvanları, diğerleri tanımaz. En önemli kriter ise siyaseten yaptıkları değil, bilimsel olarak yaptıklarıdır. Bu yüzden de, “çok değerli“, “çok seçkin”, “çok önemli“ gibi sıfatlar kullandıklarında da, hemen arkasından, o güne kadar bilim adına yaptıkları ve aldıklar referanslar gösterilir. Bizde ise maalesef lafın ötesine geçilemiyor... Keşke bu “seçkin bilim insanları”nın bilimsel yayınları, aldıkları referanslar ve patentler açıklansa da biz de gururlansak!..

Zorla nikâh olur mu?
Zorla nikâh olur mu? Sokağa çıkıp bu soruyu sorsanız evet diyeni zor bulursunuz. Ama zoraki nikâh, yani dayatmacı kararlar hayatın her alanında devam ediyor.
YÖK, önceki hafta, tam da kendisine yakışır bir karar aldı. İsterseniz gelin önce bu kararın ne olduğuna bir göz atalım: 30 Kasım’da, YÖK Genel Kurulu’nda, 8 e karşı 10 oyla, Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi, Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi ve İlahiyat Fakültesi’nin, yeni kurulan Konya Üniversitesi’ne bağlanması yönünde tavsiye kararı alındı.
Söz konusu karar, Milli Eğitim Bakanı Dinçer tarafından da imzalanarak cuma günü yapılacak olan Bakanlar Kurulu’na getirilecek.
Eğer onlar da onaylarsa, Selçuk Üniversitesi resmen parçalanmış olacak. Bu üniversiteye giren öğrenci ve bu fakültelerde çalışan kadrolar da yeni kurulan Konya Üniversitesi’ne aktarılacak... Kararı hem üniversite senatosu hem de öğrenciler protesto etti. Etmeye de devam ediyorlar. Şimdi buna zoraki evlilik denmez de ne denir?
Nezaketen de olsa, böylesi bir karar için üniversitenin de görüşü alınamaz mıydı? Referandum yapılamaz mıydı? Yeni YÖK Başkanı, umarız bu kararın bir kez daha gözden geçirilmesine olanak sağlar...
Bu arada Abdullah Gül Üniversitesi Kayseri’de ve Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi de Rize’de varken, Konya’ya da Necmettin Erbakan Üniversitesi yakışmaz mı? Konya Üniversitesi’nin adı da Necmettin Erbakan Üniversitesi olmalıdır. Hizmetse onun da hizmeti var.

Gül, Çetinsaya ve Söylet
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nin 75. yıldönümü, bugün kutlanıyor. Hem de görkemli bir şekilde. Törene Cumhurbaşkanı ve yeni YÖK Başkanı da katılacak. Konuşma da yapacaklar. Umarız, Sayın Cumhurbaşkanı, yeni atadığı başkana bir hedef gösterir, o da bu mesajı alır ve gereğini yerine getirir. Yoksa nal toplamaya devam ederiz...
Tören Beyazıt’taki ana kampüste gerçekleşecek. Eski yönetici ve mezunlar da katılacak. Sayın Cumhurbaşkanı ve YÖK Başkanı, hazır üniversiteye gitmişken, keşke biraz uzun zaman ayırıp, öğrenci ve öğretim üyelerinin sorunlarını da dinleseler ne iyi olur. Eminim ki Rektör Söylet de kendilerine çok önemli ayrıntılar sunacaktır...
Cumhurbaşkanı’nın bu ziyaretini, YÖK Başkanlığı’nın en güçlü adayı olarak gösterilen İÜ rektörünün gönlünü almaya yönelik olduğu şeklinde yorumlayanlar da var. Bakalım neler görüp, neler duyacağız?..

Kim kimi kandırıyor?..
Liseler niye 4 yıla çıktı ki? 4. sınıf, resmen olmasa da fiili olarak tatille geçiyor. Okullarda rapor uydurup, gelmeyenler çoğunlukta. Muhtemelen MEB de, ikinci yarı yılı, önceki yıllarda olduğu gibi yine tatil ilan edecek. Peki, rapor alamayanların suçu ne? Tıpkı aşağıdaki veli gibi:
“Kızım İzmir’de iyi bir Anadolu lisesinde son sınıfta okuyor. Arkadaşları arasında ailesinde veya bir yakınlarında doktor olanlar, bir ay kadar sonra sahte raporlar alarak okula gelmeyeceklerini böylece dershanede fazla zaman geçirerek üniversite sınavına daha verimli çalışacaklarını söylemişler. Geçmiş yıllarda da böyle uzun süreli (2 ay-6 ay) sahte raporların verildiğini biliyorum. Doktor olmadığımız için bizler ve çocuklarımız cezalandırılıyor muyuz?”
Özetin özeti: Bir tiyatrodur oynanıp gidiyor. Kim rol yapıyor, kim yüreğinden geldiği gibi davranıyor, anlamak artık öyle zor ki!..

‘çok
değerli’
‘çok
seçkin’
bilim
insanları!..‘çok
değerli’
‘çok
seçkin’
bilim
insanları!..
Bu habere ilk yorumu siz yapabilirsiniz...
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir