Medimagazin logo

Canan Karatay: Ben söylersem kıyamet kopar

Canlı yayında çarpıcı açıklamalarda bulunan ünlü Prof. Dr. Canan Karatay, kendisiyle ilgili yapılan bazı haberlere tepki gösterdi. meslekten men edilmediğini vurgulayan Karatay, özel bir hastanede kendisinin meslekten men edildiğine yönelik postere tepki gösterdi.
Canan Karatay: Ben söylersem kıyamet kopar
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Prof. Dr. Canan Karatay, Habertürk TV ekranlarında yayınlanan ve Balçiçek İlter'in sunduğu "Söz Sende" programına konuk oldu.

"MESLEKTEN MEN EDİLMEDİM"

Canan Karatay, meslekten men edildiği iddialarını, "Kimse beni meslekten men edemez, men edilmedim" diyerek yalanladı. Karatay, "Bunu kendi aralarında konuştular, bunu medyaya servis yapmışlar. Anti Karataycılar da bunu çok güzel kullandılar, hala da devam ediyorlar" dedi.

"ONLAR YAPARKEN KIYAMET KOPMUYOR, BEN SÖYLERSEM KIYAMET KOPAR"

Kendisine hastalardan haberler geldiğini belirten Karatay: "Özellikle kadın doğum kliniklerinde doktorlar, 'o kadını dinlemeyin, o meslekten men edildi' diyorlar."

"Yeğenim, rutin kontrol için İstanbul'un çok önemli, saygın bir hastanesinde gidiyor. Kadın doğum kliniğinde, hemşirenin kayıt bankosunun arkasında benim koca bir fotoğrafım, altında meslekten men edidi yazıyor. Bir kadın doğum kliniği, bir özel hastane ki şimdi burada ismi önemli değil, söylersek kıyamet kopar. Onlar yaparken kıyamet kopmuyor, ama ben söylersem kıyamet kopıyor biliyorsunuz. Orada meslekten men edildi diye poster asmışlar!"

prof. dr. canan karatay
balcicek ilter
meslekten men
Yorum (1)
İLKER ATASAYAR
Yıllarını Ülkesinin Çağdaş Yüzü Gelişsin diye bir hayatında birçok şeyden fedakarlık etmiş,Bilim İnsanlarını; tek kalemde, harcamaya alışkın(kapısına hizmetli alınamayacak antenlere) Aklıevellere yürüttüklerini sandıkları tıp Eğitiminin içler acısı manzara-ı umumiyesini(bugünki eserlerini) gösterelim:…Yer İstanbul’da bir vakıf(!) üniversitesinin tıp fakültesi. Yeni atanan dekan, yardımcısı ile birlikte öğrencilerin genel durumunu değerlendirmek istiyor. Onlara, aldıkları eğitimle ilgili görüşlerini soruyor. İşte cevaplar: Anatomi - Anatomiden burada nefret etmiştik, dershanede şahane olduğunu anladık! - Kadavra salonuna bir defa gittik. Beş dakika kadavraya baktık. Hoca, kadavranın 120 kg. ağırlığında bir pehlivan olduğunu söyledi ve salondan çıktık! - Hoca, maketleri bize verip laboratuarı boş bırakıyor. Maketleri önümüze alıp keşfe çıkıyoruz. - Hoca bir şey öğretmedi. İyi durumda olan arkadaşlarımızdan bir şeyler öğrenmeye çalıştık. Hatta iki dönem üst sınıfta olan bir arkadaşımızın kamera ile çektiği görüntülerden çalıştık. - Teorik derslerde slaytlardan ders anlatıyor. Yanlış slaytlarını bile düzeltmiyor. Belki de renkli olmadıkları için anlayamıyorduk. Dershanede atlaslar, slaytlar renkli olduğu için bir gecede konuyu anlayabiliyorduk. - Anatomi dersinin meslekle bağlantısı kurulmadı. Bize, tıp öğrencisi için ne kadar önemli olduğu anlatılmadı. Fizyoloji - Derslerde sadece slaytlar okunuyor. Ders esnasında elektrik kesildi. Hoca derse devam edemedi. Fizyolojiden ne öğrendiysem kendim öğrendim. - Teorik anlatım da, kavrayış da yetersiz. Hocalarda mutsuzluk var. Derslerde heyecan yok, canlılık yok, şevk yok. Hoca bir an önce dersi anlatıp gitmek istiyor. Bir defasında kendi anlatımından sıkılıp dersi bitirdi. - Bizim de şevkimiz yok. İyi bir doktor olacağımıza inancımız yok. Bu okulda başarılı olsak da, olmasak da fark yok; ödüllendirme yok. - Laboratuarda fare kesecektik; Hoca,“siz kesin. Ben bakamam” dedi. Pratikte, bir kurbağa videosu gördük o kadar. Okula gelmesem de olurdu yani. - Sınıfı geçtik ama çok az şey duyarak(!) geçtik. Şimdi dershanede öğrendiklerimiz şeyler karşısında “Bu da mı varmış” diyoruz. Biyofizik - İçeriği nedir hâlâ bilmiyoruz. Bütün derslere girdim, ancak hiçbir şey anlamadım. - Biyofizik, devamsızlık hakkını kullandığımız ders. - Üniversitemizin kadrosunda olan bir fizik hocası bizi mühendislik öğrencisi sandı; kurul sınavında öyle sorular sordu ki!? Hiçbir şey yapamadığımızı görünce de “hesap makinesi kullanabilirsiniz” dedi! - Hocaya ayıp olmasın diye derslere girdik. Biyofizik dersinden sadece ultrasonun ses dalgalarıyla çalıştığı aklımda kaldı. Patoloji - Hoca donanımlı değil; bazen “ben de bilmiyorum” diyor. Hiç bilmediği bir ders ise “buna hazır değilim, çalıştıktan sonra anlatayım” diyor, bir iki soruda dağılıyor. Patolojide hiç piyes görmedik. Pediatri - Hocalar bize de, hastalara da kötü davranıyor. Hocalara yaklaşamıyoruz. - Hoca “İpini hastaya vermeyeceksin, sesini yükselteceksin!” diyor. Aynı hoca bizi aşağılıyor; “Ben Hacettepe’den mezun olup doktor oldum. Siz de buradan mezun olup doktor olacaksınız!” diyor. Pediatri genelde kötü. Kadın Doğum - Hocalar kötü niyetli değil ama sekreter bizi “hasta var” diye içeri (muayene odasına) bile almıyor. Doğuma veya ameliyata girdiğimizde de uzaktan bakıyoruz. - Normal Doğum görmedik. Sadece iki arkadaşımız gördü. Erkek öğrenciler muayenelere alınmıyor. - Hiç kadın doğum muayenesi yapmadık, spekulum takmadık. Hematoloji: - Hematolojiyi hiç görmedik. Ama sınavda hematoloji sorusu soruldu. Soru ağırlığı hocaya göre değişiyor. Genel Cerrahi - Hastayı sahiplendiğim “Benim hastam” dediğim, hastaya serbestçe bakıp yasaklanmadığım tek stajdı. Üroloji - Bizimle hiç ilgilenilmedi. Sonda takmayı bile genel cerrahide gördük. Pratik uygulama hiç yok. Asistanlar hasta görmüyorlar ki biz görelim. - Ders anlatılmadı. Konuları bize dağıttılar kendi kendimize anlattık! İşte sizin eseriniz bu...Bu Eserde Payları Olanlar,Aynaya bakın o güzel Sıfatınıza Her iki Elinizle Osmanlı Tokadını atın,sonra gidip Lavaboya ne isterseniz onu yapın...Yazık bu çocuklara,Yazık bu ülkeye...
1
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir