Medimagazin logo

<b>Evli bir doktor çift ve aynı kutudan her sabah birer antidepresan</b>

<b>Evli bir doktor çift ve aynı kutudan her sabah birer antidepresan</b>
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

İdealist olmam için artık bir nedenim var mı?

MEDİMAGAZİN OKUYUCU KÖŞESİ:

Mecburi hizmetinin bitmesine birkaç ay kalmış bir uzman doktorum.

Sağlık bakanlığının eş durumu nedeniyle beni oradan oraya savurmasıyla toplam 3 ayrı ilde tamamlamış olacağım mecburi hizmetimi.

Uzman olduğumda eşim halen asistan olduğu için eş durumu ile eşimin yanında kaldım. Bir süre geçtikten sonra eşim henüz asistanlığını bitirmediği halde (resmi süresi dolmuştu ve tek uzatma hakkı olan 6 ayın içindeydi) tekrar atamam yapıldı bir doğu iline. Orada eşimden ayrı 6 ay çalıştım. Ev tuttum, içine eşya almak zorunda kaldım çünkü bayan bir doktor olarak çalışan, üstelik de yalnız bir kadına kötü gözle bakılan bir ilde o kadar uzun süre otelde ya da misafirhanede kalamazdım.

Bu arada çalıştığım şehirde havaalanı olmadığı ve mevsim karakış olduğu için uzmanlık sınavında eşimin yanında bulunamadım. Eşim uzman olduğunda memur olarak benden daha kıdemli olduğu için kendisini benim yanıma göndermediler. Kuraya girdi, benim çalıştığım şehirle ulaşımı neredeyse imkansız olan bir güneydoğu iline tayini çıktı. Biz de eş durumu kurasının açılmasını beklemek zorunda kaldık.

Eşim eş durumu kurası sonuçlanana kadar 2,5 ay bir otel odasında kaldı. Eşimin çalıştığı il benim branşımda B grubu görünmesine rağmen eş durumum kabul edildi ve aylar sonra eşimin yanına gelebildim. Bunun olabilmesinin nedeni ise ‘kura yoluyla atanan kıdemli personelin kıdemsiz eşinin atamasında bölge grubuna bakılmaz’ şeklinde bir yönetmelik cümlesi idi.

Şimdi size soruyorum:
Eşimin yanına ilk kez tayinim yapıldıktan sonra bambaşka bir yere gönderilirken eşim benden kıdemsiz miydi?
İkinci görev yerim olan doğu ilinde Sağlık Bakanlığının ağzından düşürmediği ‘sağlık hizmetlerinin sürekliliği’ ilkesi geçerli değil midir? Çünkü benim orada eşim uzman olana kadar çalışıp sonra onun yanına gideceğim belliydi.

Bütün bunlar olurken yol harcı adı altında yapılan ödemelerin evimi oradan oraya taşırken, eşimle iki ayrı eve kira öderken, yollarda eşyalarım kırılıp dökülürken veya kaybolurken, gittiğim her yerde yeniden telefon, internet bağlatırken ya da evli barklı bir uzman doktor otel köşelerinde yaşarken yapılan masrafları karşılayabileceğini düşünüyor musunuz?

Bize yarattığı sinir bozukluğunu, telefonlarda yüzlerce saat konuşmayı, eşim üzülüp meraklanmasın diye yalnız gördükleri bir bayan doktoru taciz etmekten çekinmeyen insanlardan ona hiç bahsetmemeyi, bütün bunlara ise branşımın hiçbir iş yapmadığı bir yerde branşın üçüncü hekimi olarak bütün gün oturmak için göğüs gerdiğimi saymıyorum bile…

Şimdi neyse ki (ve sonunda) bir aradayız. Son 8 ay içinde 3 kere çok uzak mesafelere ev taşıdığımız, kargolara, uçak biletlerine binlerce YTL vermiş olduğumuz için kenarda birikmiş tek kuruşumuz yok. Son aldığımız döneri de kışın yakıt parasını dolar üzerinden peşin isteyen apartman yöneticisine kaptırdık.

İkimiz de Türkiye’nin en yüksek puanla girilen tıp fakültelerinden birinden mezunuz. Kendi branşımızda en yüksek puanla girilen bölümlerde uzmanlık yaptık. Asistanken pubmed’de görebileceğiniz bir sürü makalemiz çıktı, yurtdışında (hem de uluslararası burslarla) eğitim gördük. Şimdi ikimiz de uğruna onca uğraştığımız mesleğimizde yapabileceklerimizin onda birini bile yapmadan, Doğuda çok para kazanan meslektaşlarımıza inat para sıkıntısı çekerek, asistanlığımızda ve yurtdışında öğrendiğimiz her şeyi gün be gün unutarak, sabahları karı koca aynı kutudan antidepresan yutarak günlerimizin dolmasını bekliyoruz.

Bizim durumumuzda olan yüzlerce hekim çift var biliyorum. Yükü sürekli hekimlere yükleyen bakanlık ve medya yanıtlayabilir mi acaba: İDEALİST OLMAM İÇİN ARTIK BİR NEDENİM VAR MI?

Dr.D.K.

<b>evli
bir
doktor
çift
ve
aynı
kutudan
her
sabah
birer
antidepresan</b>
Bu habere ilk yorumu siz yapabilirsiniz...
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir