MEDİMAGAZİN - Yeni çalışma için Dr. Lagergren ve meslektaşları Danimarka, Finlandiya, Norveç ve İsveç'te Barrett özofagusu olan 33.939 hastanın ulusal kayıt verilerini analiz etti. Bu gruptan 542 hastaya (%1,6) antireflü cerrahisi uygulandı, geri kalanı ise antireflü ilaç tedavisi ile tedavi edildi.
Her iki grupta da hastaların yaklaşık üçte ikisi erkekti. Kayıt sırasındaki ortanca yaş ilaç grubunda yaklaşık on yıl daha yüksekti (66'ya karşı 54 yaş) ve bu grup aynı zamanda daha fazla komorbiditeye sahip olma eğilimindeydi.
Toplam 32 yıl gibi uzun bir takip süresinin ardından, mutlak özofagus adenokarsinomu oranları ilaç ve cerrahi gruplarında sırasıyla %1,3 ve %2,6 oldu. Cinsiyet, yaş, yıl, komorbiditeler ve yaş için ayarlamalarla yapılan çok değişkenli analiz, sadece antireflü ilaçla tedavi edilen hastalara kıyasla, cerrahi sonrası hastalarda özofagus adenokarsinomu riskinin %90 arttığını ortaya koydu. (tehlike oranı [HR], 1,9; %95 CI, 1,1-3,5).
Nispeten daha yüksek olan özofagus adenokarsinomu riski, 1 ila 4 yıllık takip döneminde 1,8'lik anlamlı olmayan tehlike oranına (HR, 1,8; %95 GA, 0,6-5,0) karşılık 10 ila 32 yıllık takip döneminde dört katlık anlamlı bir risk artışına (HR, 4,4; %95 GA, 1,4-13,5) dayanarak zaman içinde artmış göründü.
Araştırmacılar, "Barrett özofagusu olan bu hasta kohortunda, özofagus adenokarsinomu riski, antireflü cerrahisinden sonra antireflü ilaç tedavisine kıyasla azalmamıştır" diye yazdı.
