Medimagazin logo

Anayasa Mahkemesi 663'teki o maddeleri neden iptal ettiğini açıkladı

Anayasa Mahkemesinin, 663 sayılı KHK'nın, doktorların meslekten men edilmesi yetkisini Sağlık Bakanlığına veren, sağlık personeline çalıştığı yerde ikamet mecburiyeti getiren, hastaların gizli bilgilerinin sağlık denetçilerine ibrazını zorunlu kılan ve Bakanlık ve bağlı kuruluşlarına, bütün hastaların kişisel bilgileri ve aldıkları hizmete ilişkin bilgileri her türlü vasıtayla toplama, işleme ve paylaşma yetkisi veren hükümlerinin iptaline ilişkin kararının gerekçesi Resmi Gazetede yayımlandı.
Anayasa Mahkemesi 663'teki o maddeleri neden iptal ettiğini açıkladı
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

CHP ile Yozgat, Adana 2, Diyarbakır 1, Kastamonu, Sivas ve Konya 1. İdare Mahkemeleri, 663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin tümünün ve ayrı ayrı bazı hükümlerinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması için Anayasa Mahkemesi'ne başvurmuştu.

 


ŞUBAT AYINDAKİ İPTAL KARARINI MEDİMAGAZİN BÖYLE DUYURMUŞTU:

Anayasa Mahkemesi, Teşkilat Yasasının bazı maddelerini iptal etti!


 



Davaları birleştirirerek görüşen Anayasa Mahkemesinin oy çokluğuyla aldığı kararın Resmi Gazetede yayımlananan 281 sayfalık gerekçesinde, KHK'nin 58. maddesinin (12) numaralı fıkrasıyla, Türk Diş Hekimleri Birliği Kanununda değişiklik yapıldığı hatırlatıldı. Gerekçede, kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu olan Türk Diş Hekimleri Birliğinin görevinde değişiklik öngören dava konusu kuralın, 6223 sayılı Yetki Kanunu kapsamında olmadığı ve iptalinin gerekeceği vurgulandı.

Gerekçede, KHK'nın 58. maddesinin (14) numaralı fıkrasının (ğ) bendiyle, 6023 sayılı Türk Tabipleri Birliği Kanununun, Türk Tabipler Birliğini (TTB) tanımlayan 1. maddesinde geçen "tabipliğin kamu ve kişi yararına uygulanıp geliştirilmesini sağlamak" ibaresinin yürürlükten kaldırıldığı belirtildi.

TTB'nin, Anayasa'nın 135. maddesi uyarınca kanunla kurulmuş, tüzel kişiliğe sahip, kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşu olduğu vurglanan gerekçede, Yetki Kanunu kapsamında kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarının statülerine ilişkin düzenleme yapılmasının mümkün bulunmadığı kaydedildi. Gerekçede, bu nedenlerle, kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu olan TTB'nin statüsüne ilişkin düzenleme içeren kuralın iptalinin gerektiğine işaret edildi.

-Hastaların gizli bilgilerinin açıklanmasına da iptal

KHK'nın 16. maddesinin (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesiyle gerçek kişilerinin gizli bilgilerinin sağlık denetçilerine ibrazı zorunluluğunun getirildiği belirtilen gerekçede, "özel hayatın gizlililğinin" Anayasa ile güvence altına alındığı hatırlatıldı. Gerekçede, şöyle denildi:

"Buna göre, Anayasa'nın 20. maddesinde düzenlenen ve "Kişinin Hakları ve Ödevleri" başlıklı ikinci bölümünde yer alan özel hayatın gizliliği ve kişisel verilerin korunması hakkına ilişkin olarak kanun hükmünde kararname ile düzenleme yapılması mümkün değildir. KHK'nin 16. maddesinin (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesiyle gerçek kişilerinin gizli bilgilerinin sağlık denetçilerine ibrazı zorunluluğunun getirilmiş olması, özel hayatın gizliliği ve kişisel verilerin korunması hakkına ilişkin bir düzenleme niteliğindedir. Dolayısıyla kural, Anayasa'nın 91. maddesinin birinci fıkrasına aykırıdır. İptali gerekir."

-Doktorların meslekten men edilmesi

Doktorların meslekten men edilmesi yetkisini tabip odalarından alarak Bakanlık bünyesindeki Sağlık Meslekleri Kurulu'na veren 23. maddenin 7. fıkrasının c ve ç bentleriyle ilgili yapılan incelemede, Anayasanın "Suç ve cezalara ilişkin esaslar" başlıklı 38. maddesinin üçüncü fıkrasında, "Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur" hükmüne yer verildiği vurgulandı.

Anayasanın 38. maddesinde düzenlenen ve ikinci kısmının "Kişinin Hakları ve Ödevleri" başlıklı ikinci bölümünde yer alan suç ve cezalara ilişkin hükümlerin kanun hükmünde kararnameyle düzenlenmesinin mümkün olmadığına işaret edilen gerekçede, "Dava konusu kurallar, Anayasa'nın 38. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gereken sağlık meslek mensuplarının meslekten geçici men ve meslekten men edilmesini gerektiren fiiller ile bu fiillere uygulanacak yaptırımlara ilişkin hükümler içerdiğinden, Anayasa'nın 91. maddesinin birinci fıkrasına aykırıdır. İptali gerekir" denildi.

KHK'nın 44. maddesinin (2), (3) ve (4) numaralı fıkralarının da Sağlık Uzmanlığı, Sağlık Uzman Yardımcılığı, Sağlık Denetçiliği ve Sağlık Denetçi Yardımcılığı kadrolarına giriş koşullarını belirlediği anımsatılan gerekçede, kamu hizmetine girme hakkının Anayasa ile güvence altına alındığı vurgulandı. Gerekçede, kamu hizmetlerine girme hakkına ilişkin kanun hükmünde kararname ile düzenleme yapılmasının mümkün olmadığı, bu nedene düzenlemenin iptal edilmesi gerektiği belirtildi.

-Hastaların kişisel verilerinin toplanması, paylaşılması

Gerekçede, KHK'nin 47. maddesinde, Bakanlığın bilgi toplama, işleme ve paylaşma yetkisine ilişkin hükümlerin düzenlendiği, maddenin (1) numaralı fıkrasıyla, Bakanlık ve bağlı kuruluşlarına, mevzuatla kendilerine verilen görevleri, e-devlet uygulamalarına uygun olarak daha etkin ve hızlı biçimde yerine getirebilmek için, bütün kamu ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarından; sağlık hizmeti alanların, aldıkları sağlık hizmetinin gereği olarak ilgili sağlık kurum ve kuruluşuna vermek zorunda oldukları kişisel bilgileri ve bu kimselere verilen hizmete ilişkin bilgileri her türlü vasıtayla toplama, işleme ve paylaşma yetkisi verildiği hatırlatıldı.

Maddenin (2) numaralı fıkrasında, Bakanlık ve bağlı kuruluşlarının işlediği kişisel sağlık verilerini ilgili üçüncü kişiler ve kamu kurum ve kuruluşları ile ancak bu kişi ve kurumların bu verilere erişebileceği hususunda kanunen yetkili olması halinde ve görevlerini yapmalarına yetecek derecede paylaşabileceklerinin belirtildiği kaydedildi.

Maddenin (3) numaralı fıkrasında ise Bakanlık ve bağlı kuruluşlarının, mevzuatla kendilerine verilen görevleri yerine getirebilmek için gereken bilgileri, kamu ve özel ilgili bütün kişi ve kuruluşlardan istemeye yetkili oldukları ve ilgili kişi ve kuruluşların istenilen bilgileri vermekle yükümlü olduklarının kurala bağlandığı belirtildi.

Gerekçede, Anayasa ile güvenceye bağlanan özel hayatın gizliliği ve kişisel verilerin korunması hakkına ilişkin düzenlemeler içeren dava konusu kuralların Anayasaya aykırı olduğu sonucuna varıldığı bildirildi.

-Sağlık personeline çalıştığı yerde ikamet mecburiyeti

KHK'nin 55. maddesiyle, Sağlık Bakanlığına, gerek kamuya ait gerekse özel kişi ve kuruluşlara ait bütün sağlık kuruluşlarında çalışan her kademedeki sağlık personeli için görevli olduğu sağlık kuruluşunun bulunduğu yerleşim yeri sınırları içinde ikamet etme mecburiyeti getirme yetkisi tanındığı da hatırlatıldı.

Gerekçede, sağlık personeline çalıştığı yerde ikamet mecburiyeti getirilmesi konusunun, Anayasa'nın 23. maddesinde düzenlenen "yerleşme ve seyahat hürriyeti" ile yakından ilgili olduğuna işaret edildi. Anayasada güvence altına alınan hak ve hürriyetlerin KHK'lerle düzenlenmesinin mümkün olmadığı, bu nedenle düzenlemenin iptal edildiği bildirildi.

KHK'nın diğer düzenlemelerinin ise iptal istemleri oy çokluğuyla reddedildi.

anayasa
mahkemesi
663'teki
o
maddeleri
neden
iptal
ettiğini
açıkladı
Yorum (5)
Yunus Kadri EYÜBOĞLU
Bir K.H.K düşünün hazırlanırken madde madde aynı işi yapmış hatta bazıları unvan ve ek göstergeye göre diğerlerinden daha üst konumda ancak yasanın yürürlüğe girdiğinde hemen uygulanan personel ile bir yıl sonra uygulanan personel arasında hiçde azımsanmayacak maaş ve ek ödeme bordrosu oluşturabiliyor.Ne diyor yasa ilk araştırmacı olan personelin maaşı ve ek ödemesi donduruluyor araştırmacı maaşı yapılıyor Örneğin maaş 1850 ek ödeme sabit 750 alırken toplamda 2600 tl almakta iken araştırmacı olunca maaş 1350 ek ödeme sabit 750 toplam da 2100 tl alıyor. Diğer taraftan bir yıl sonra araştırmacı olanlar maaş artı ek ödeme sabiti 3300 yani maaş 2100 ek ödeme sabit 1100 toplamda 3300 tl almaya devam ediyor.Bütün bu olanlara bu K.H.K. de yer alan bir madde hükmü sebep ve neden oluyor.Daha evvel aynı işi yada diğerine göre daha sorumlu olan kişi araştırmacı olunca diğerine göre bir yıl önce araştırmacı olduğu ve şimdi hiçbiriside herhangi bir işle meşgul olmadığı halde bu derece farklı gelir elde etmektedir. bana göre bu durumun tekrardan gözden geçirilmesi doğru olacaktır en azından adaletli olma adına.
0
Cevapla
mehmet akköz
663 sayılı khk ile ilgili özellikle geçici 4 ve 5 madde ile ilgili olarak birçok Bölge İdare mahkemesi bu maddelerin iptali ve ya yürülüğünün durdurulması için Anayasa Mahkemesine müracaatta bulundu ancak mahkeme (Yüce) diyorum öyle haksız ve adaletsizce bir kara verdiki tarih bunu yazacaktır.Toptan reddeti.Ben İl müd.yrd.iken khk ile araştırmacı yapıldım 2.500tl ücret alıyorum.Statümüz alındı ,maaşımız donduruldu yetmedi Döner sermaye alamıyoruz,sadece 800 tl sabit ödeme alıyoruz.Bu durumu mahkeme hak kaybı,Haksızlık,adaletsizlik yokmuş gibi reddetti.Mahkemede siyasallaştı dersem yanlış olmaz herhalde.Hepsinide ALLAH'a havale ediyoruz.
0
Cevapla
MEHMET AKKÖZ
Sağlık Bakanlığının çıkardığı 663 sayılı khk nın bazı maddelerinin iptali ve ya yürütmenin durdurulması ile ilgili İdare Mahkemeleri tarafından açılan davaya A.Mahkemesi reddetti.Soruyorum üyelere hani verilen hak geri alınmazdı bu anayasal bir haktı nerede kaldı.Benim Ünvanım alındı,maaşım düşürüldü ve donduruldu,emsallerim Döner Sermaye alıyor ben alamıyorum.Cüzi miktarda Sabit ödeme alıyorum.Ama bu duruma,haksızlığa dur demesi gereken en yüksek yargı organı dediğimiz talebi reddediyor.Söyleyecek söz bulamıyorum.Nerede adalet,nerede Hak Hukuk.
0
Cevapla
kadir
"Ünvanım alındı, maaşım düşürüldü ve donduruldu, emsallerim Döner Sermaye alıyor ben alamıyorum" demiş bir arkadaş. Geçmiş olsun ama binlerce hekim ve binlerce sağlık çalışanı yıllardır bir kuruş bile Döner Sermaye alamadı, alamıyor hala. Bu adaletsizlik yüzlerce kez her makama iletildiği ama kılları kıpırdamıyor hala.. ne idareye, ne mahkemeye ve son günlerde ne de polise hiç güven kalmadı valla
0
Cevapla
dr o a
dr franki meslektaşıma sevgi ve selamlarımı gönderiyorum bu sitede yorumlarını defalarca okudum tümüne katılmasamda yüzde doksanına katıldığımı ve meselelere kendi dünya siyasi görüşü ne olursa olsun önce hekimlik adına ve sonra insani ve vijdani yaklaşımlarından ve hekimler için daima yapıcı ve olumlu görüşlerinden dolayı tebrik ediyorum malesef mesleğimizin ayaklar altına alındığı bilinçli olarak itibarsızlaştırıldığı şu günlerde birde hekim olduklarını yazıp sokak ağzı bakanlık bürokratı eski sağlık bakanı ağzıyla yada yurtdışından yazıp türkiyedeki gerçeklerden uzak alman bir hekimin düşünce yapısyla bizleri acımasızca eleştiren meslektaşlarımı üzülerek izliyorum isimlerini bile cinle özdeşleştiren bu hekimlerin tuzlarının kuru rahat olduklarını ve eziyet çeken bizleri dahada itibarsızlaştırmaya çalıştıklarını düşünüyorum bakınız sağlıkta dönüşümle eleştirilecek çok yanı olmasına rağmen iyi şeylerde oldu kendi branşımdan örnek verecek olursam anne bebek ölümleri oldukça azalıp avrupa seviyelerine yaklaştı ama bunları kimse takdir etmiyor sürekli aşağılanıyoruz ucube performans sistemi kendi kendini bitiren sağlıktaki önü alınamaz harcamalardan şiddeten acillerdeki kepazelik derecesinde kalabalık nedeniyle işlerin aksaklığından hep sistemin değil hekimlerin suçlanması bizleri üzüyor özlük haklarımız yerlerde sürünüyor eşlerimizin yanında çalışamıyoruz daha yığınla sorun var ancak bazı cin ve benzeri hekim arkadaşlar burada bizlerle dalga geçmekle meşgüller sözün kısası bizlerin birlik olması lazım ttb lisi akp lisi aile hekimi uzmanı diğer düşüncedeki bütün hekimlerin önce hekim olduğunu hatırlaması lazım saygılar
1
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir