Alopesi areata (saçkıran) saçlı deriyi, kirpikleri, sakalları ve kıl çıkışı olan tüm vücut bölgelerini etkileyebilen, etkilediği bölgedeki kıllarda dökülmeye sebep olan, kronik bir hastalık. Saç dökülmesi yamalar şeklinde olabileceği gibi, tüm saçın, kaşların, kirpiklerin veya tüm vücut kıllarının dökülmesi şeklinde de görülebiliyor. Alopesi areata, bağışıklık hücrelerinin, kendi kıl kökü hücrelerine saldırması sonucu gelişen otoimmün bir hastalık olarak tırnaklarda da şekil bozukluğuna neden olabildiği gibi, yol açtığı kozmetik sorun nedeniyle kişinin yaşam kalitesini önemli ölçüde etkiliyor.
Dünyada alopesi areata ile yaşam boyu karşılaşma riskinin tahmini olarak %1,7-%2 olduğunu, ülkemizde de aynı oranda olabileceğinin varsayıldığını ifade eden Kozmetoloji ve Dermatoloji Akademisyenleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Server Serdaroğlu, alopesi areata ile şu bilgileri paylaştı:
“Alopesi areata, otoimmün yani bağışıklık sisteminden kaynaklanan bir hastalık. Sebebi tam olarak bilinmese de ailede öyküsü olanların alopesi areata sorunu ile karşılaşma oranı daha yüksek. Otoimmün hastalıklar, kişinin kendi bağışıklık sisteminin kendi dokularına karşı olan toleransını kaybetmesi sonucu görülen hastalıklar ve alopesi areata, vitiligo, atopik dermatit, otoimmün tiroid hastalıkları gibi diğer otoimmün hastalıklarla birliktelik gösterebiliyor.
Hastalığın tanısı için öncelikle hastadan detaylı bir öykü alınması (saç dökülmesinin ne zaman ve nasıl başladığı, hangi bölgelerde olduğu, daha önce benzer şekilde saç dökülmesi olup olmadığı, ailede alopesi areata geçmişi olup olmadığı, başka bir şikayet olup olmadığı, vb.), daha sonra ise detaylı bir fiziksel muayene gerekiyor”.
Alopesi areata tanısı alan kişi mutlaka dermatoloji uzmanlarınca takip edilmeli
Saçkıran yani alopesi areata tanısı alan hastaların dermatoloji uzmanı tarafından takip edilmesi gerekiyor. Hastalar detaylı olarak muayene edildikten sonra hastalığı tetikleyebilecek faktörler sorgulanıyor. Eşlik edebilecek hastalıklar açısından hastalar tetkik ediliyor ve sonuçlara göre uygun tedavi düzenleniyor. Alopesi areata hastalarının, konunun uzmanı olan dermatoloji hekimine başvurmaları ve rutin takiplerine devam etmeleri önemli.
Prof. Dr. Server Serdaroğlu alopesi areta tedavisi hakkında şunları kaydetti:
“Verilen tedaviler daha çok hastalığın aktifliğini ve ilerlemesini durdurmaya ve saçların çıkmasını sağlamaya yöneliktir. Hastalığın yaygınlığı, aktivitesi ve hasta özelliği göz önünde bulundurularak tedavi planlanır. Birinci basamak tedavi yaklaşımı yerel tedavilerdir. Daha yaygın hastalıkta ve yetişkinlerde sistemik olarak kullanılan bağışıklık düzenleyici ilaçlar kullanılmaktadır”.
"Alopesi areatada saçların ne yaygınlıkta etkileneceği, tekrar ne zaman çıkacağı veya tekrar dökülüp dökülmeyeceğinin öngörülemez. Bu nedenle hastanın verilen tedaviye uyumuna, hastalığın yaygınlığına ve eşlik eden diğer unsurlara bağlı olarak tedavi süresi değişebilir”.
Alopesi areata bulaşıcı bir hastalık değil
Prof. Dr. Server Serdaroğlu, alopesi areatanın toplumsal hayatta karşımıza çıkabilen ve hastaları ciddi anlamda etkileyebilen bir hastalık olduğunun altını çizdi ve “Alopesi areata, hastaların psikososyal durumunda, özgüvenlerinde ve diğer insanlarla olan sosyal ilişkilerinde ve günlük aktivitelerinde olumsuz etkilere yol açabilir. Hastalık toplumsal inanışın aksine bulaşıcı değildir.
Alopesi areata hastalığı hakkında topluma doğru bilgilendirme yapılmasıyla hastaların sosyal hayatta rahatsız hissetmelerinin önüne geçilebilir. Ayrıca hastaların doğru bilgilendirilmesi, tedavi sürecinin anlatılması ve hastalıkla ilgili farkındalığın sağlanması hem tedaviye uyumu arttırır hem de hastaların bu süreci daha sağlıklı sürdürmesini sağlar.” dedi.
Lilly İlaç Medikal Direktörü Dr. Levent Alev ise Dünya Alopesi Areata Farkındalık Ayı kapsamında alopesi areata hakkında toplumun doğru bilgi sahibi olmasının büyük önem taşıdığını belirterek “Lilly olarak 146 yıldır dermatolojinin de içinde bulunduğu pek çok terapötik alanda yaşamı iyileştirme amacımızla çalışmaya devam ediyoruz” ifadelerini paylaştı.