Medimagazin logo

Akciğer kanseri epidemisini nasıl durdurabiliriz?

Dünyada her yıl kasım ayının “Akciğer Kanseri Ayı” olarak tanımlanması, akciğer kanseri ile mücadelede başarıya ulaşılabilmesi için farkındalık yaratmak, sürdürmek veya arttırmak açısından önemli. Türk Akciğer Kanseri Derneği (TAKD) de bu nedenle, 2013 yılı Kasım ayı içerisinde olarak bir dizi toplantıya ev sahipliği yapacak.
Akciğer kanseri epidemisini nasıl durdurabiliriz?
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Türk Akciğer Kanseri Derneği Başkanı Doç. Dr. Ufuk Yılmaz tarafından yapılan açıklamada şunlar kaydedildi:


Sigara ve diğer tütün ürünlerinin akciğer kanserinin en önemli nedenlerinden biri olduğunu bilmekteyiz. Tütün ile mücadelenin aksatılmadan sürdürülmesi gerekliliğide açıktır. Kadınlar arasında sigara kullanımındaki artış ve genç yaşta sigaraya başlama eğilimindeki artış, mücadelenin önemini ortaya koymaktadır. Sigaraya hiç başlamamış olmak kadar,  hangi dönemde olursa olsun, sigarayı bırakmayı başarabilmek ve bunu sürdürebilmek, en az onun kadar önemlidir. Sigara içmeyen kadınlar, sigaraya içmeyen erkeklere göre daha yüksek akciğer kanseri riskine sahiptirler. Kadınlar, 40 yaşından önce sigarayı bırakarak sigaraya devam ile oluşabilecek tehlikelerin yaklaşık %90’ından korunabilir.  Bu, 40 yaşına kadar sigara güvenle içilebilir anlamı taşımamaktadır. Çünkü,  40 yaşına kadar sigara içen kadınlarda ölüm riski, hiç içmeyenlere göre %20 artmaktadır. 40 yaşına kadar sigara içen ve sonra da içmeye devam eden kadınlarda ise ölüm riski, hiç sigara içmeyenlere göre %300 artmaktadır.

Hiç sigara içmiyor olsanız bile, çevresel sigara dumanı, radon gazı, asbest, taşocağı veya yeraltında çalışanlarında silika, pestisid  (zararlılara karşı kullanılan kimyasallar) maruziyeti, östrojen içeren hormon tedavisi akciğer kanseri riskini arttırmaktadır.  

Türkiye’de, her yıl 30.000 yeni akciğer kanserli hasta oluşmaktadır.  Bunların 27.000’i erkek hastadır.  2012 yılı itibariyle, ülkemizde yeni ve eski akciğer kanserli hasta sayısı 49.264’dir. Onkoloji alanındaki tüm gelişmelere rağmen, akciğer kanseri hala ölümcül bir hastalıktır. Hastalarımızın yaklaşık %15’ini, 5 yıl yaşatabilmekteyiz. Bu nedenle toplam hasta sayımız, nüfusumuzun % 6.5’i kadardır. Hastalarımızın çoğunluğuna ileri evrede teşhis konulabildiğini düşünecek olursak, yapılması gereken bir şeylerin olduğu açıktır.

 Ancak, yakınmaları nedeniyle hekime başvurarak akciğer kanseri tanısı alan hastalar çoklukla ileri evrededir ve başka organa yayılım yapmışlardır.  Akciğer kanserinin, henüz şikayete sebep olmadığı dönemde yakalanabilmesi için uzun zamandır gayret gösterilmektedir. Yılda bir tekrarlanan akciğer grafisi ve/veya balgam tahlillerinin, akciğer kanserinden ölümleri engellemede veya azaltmada bir rolünün olmadığını bilmekteyiz.  Ancak bir yöntem, akciğer kanserini erken yakalama yönünde olumlu sonuç verdi.  Akciğer kanseri için yüksek risk taşıyan sağlıklı kişilerde, akciğerin düşük doz bilgisayarlı tomografisi (DDBT) ile  akciğer kanserinden ölüm oranlarında (mortalite) %20, tüm nedenlere bağlı ölüm oranlarında %7’lik bir azalma sağlandı. Bu sonuçlar akciğer kanseri için yüksek risk (en az 30 paket/yıl sigara içen ya da içmiş, ancak 15 yıldan az süredir bırakmış) taşıdığı bilinen 55-74 yaş arası sağlıklı kişiler için geçerlidir. Sigarayı bırakma programları ile birlikte uygulanacak erken yakalama tarama programlarının daha iyi sonuç vemesini beklemekteyiz. DDBT ile akciğer kanseri erken yakalama tarama programlarının ülkemizde uygulanabilir mi? Doğru yanıtı, 30. Kasım.2013, tarihinde İstanbul’da “Akciğer Kanserinde Tarama Çalıştayı “ nda arayacağız..

  Metastatik akciğer kanseri tedavisinde uyguladığımız kemoterapi ile hastalarımıza yaklaşık 12 ay gibi yaşam süreleri sunabilmekteyiz. Bu hastalarımıza, en azından bir kısmına ŞİFA şansı verebilirmiyiz? Bazı hastalar için şifa umudu güçlenmiştir. 2013 yılı ekim ayı sonunda düzenlenen Dünya Akciğer Kanseri Konferansında açıklanan, ABD’ne ait “Lung Cancer Mutation Consortium” sonuçları ses getirecek düzeydedir.  Genetik analiz sonuçlarına göre seçilen ilaçları kullanan 279 metastatik akciğer kanserli hastada, ortalama yaşam süresi 3,5 yıl (3,2-4,6 yıl) olarak saptanmıştır. Standart kemoterapi ile yaşam süresinin 1 yıl civarında olduğu düşünülür ise iyi seçilmiş bir grup metastatik akciğer kanserli hastada hedefe yönelik tedavi ile elde edilen bu sonuç,  önemli bir gelişmedir. Hastalarımız hedefe yönelik tedaviye nasıl ulaşabilir? Doğru yanıtı 23.Kasım.2013, tarihinde Ankara’da “Akciğer Kanseri Tedavisinde İlaca Ulaşım Çalıştayı “nda arayacağız.

Nihayetinde bugün için ölümcül bir hastalık ile karşı karşıyayız. Yaşamın sonuna yaklaşmak, bir birey ve sevdikleri için oldukça sıkıntılı bir süreçdir. Bu sürecin hem hasta hem de yakınları için en az sıkıntı ve zorlukta geçirilmesi, her insanın hakkıdır. Tedavisi zor bir hastalıkta palyatif bakım olarak isimlendirdiğimiz tedavi yaklaşımının önemi ülkemizde de kavranmıştır. Sağlık Bakanlığı, Ulusal Kanser Kontrol Programı içine aldığı “ palyatürk” palyatif bakım projesi ile konuya verdiği önemi ortaya koymuştur. Son dönem akciğer kanserli hastaların çoklukla nefes almakta zorluk çektikleri düşünülecek olur ise bu grup hastaların yakınmalarına yönelik bakımın,  ayrı bir önem ve özellik gösterdiğini düşünmekteyiz.  Akciğer kanserli bir hastada palyatif bakım nasıl planlanmalıdır? Doğru yanıtı 16. Kasım.2013, tarihinde İzmir’de “Akciğer Kanserinde Palyatif bakım Çalıştayı “nda arayacağız.

İçinde bulunduğumuz 2013 yılı Kasım ayında, sağlık çalışanlarımız yanı sıra sağlık politikası oluşturucu ve uygulayıcılarının farkındalığını diri tutmak amacı ile TAKD olarak düzenlediğimiz çalıştayların programlarına www.takd.org.tr adresinden ulaşabileceğinizi belirtmek isteriz.

akciğer
kanseri
epidemisini
nasıl
durdurabiliriz?
Bu habere ilk yorumu siz yapabilirsiniz...
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir