Okul Servis Araçları Yönetmeliği’nin güncellenmiş hali, 25 Ekim tarihli Resmi Gazete yayımlandı.
Yeni yönetmelik ile okul servislerine ilişkin güvenlik ve denetimler İçişleri Bakanlığınca; servis araçlarının teknik niteliği Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığınca; kreş, gündüz bakımevi, çocuk kulübü taşımaları, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca, araçlarda bulundurulacak personelin eğitimi ve servislere ilişkin hizmet satın alınması işlemleri, mülki amirlerin onayına tabii olmak kaydıyla Milli Eğitim Bakanlığınca yerine getirilecek.
Sağlık Bakanlığının imzası yok
Yapılan değişiklikte aile hekimlerine yeni görev tanımları eklendiğini ifade eden Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu(AHEF) Yetkilileri,
“Aile hekimlerine, mevzuatlar ile belirlenmiş görev tanımlarımız da yeri olmayan, iş yükümüzü artıran, kriteri belli olmayan yeni sorumluluklar verilmiş. Ancak bizlere çok önemli sorumluluk veren bu basın açıklamasında Sayın Sağlık Bakanımızın olmaması ve Sağlık bakanlığımızın protokolde imzasının olmaması çok dikkat çekicidir.“ dedi.
“Kriteri ve içeriği belli olmayan rapor”
Sağlık Bakanlığının yer almadığı toplantı sonucunda diğer dört bakanlıkça okul servis şoförü ve rehber personelin yılda bir kez aile hekiminden’’ kriteri ve içeriği belli olmayan’’ rapor alması şartı getirildiğini söylen yetkililer,
“Personeli olduğumuz ve sağlık alanın da karar verici olması gereken Bakanlığımız bu konuda birkaç keredir es geçiliyor. Başka bakanlıklar günlük uygulamalarımız konusunda karar verici konuma geçiyor. Sonucu ise; yine kargaşa, yine belirsizlik ve yine sağlık çalışanına şiddete davetiye çıkaracak bir iş yükü.” şeklinde konuştu.
Avrupa Birliği kriterlerine uygun olarak değiştirilen bu yönetmeliği olumlu karşıladıklarını ve sağlık alanında üzerlerine düşen görevi yapmaya hazır olduklarını belirten AHEF Yetkilileri,
“Ancak ortada göz önünde bulundurulması gereken ve bizlerden kaynaklanmayan çok çeşitli sorunların mevcut olduğu da unutulmamalı ve yine üzülerek söylüyoruz ki, kamu otoritesi ve karar verici pozisyonda olanlar birinci basamağın temel evrensel kurallarından ve uygulamalarından habersiz uygulamalar içindeler.” ifadelerini kullandı.
Servis şoförlerinden istenen sağlık şartlarının mevzuatlarla belirlendiğini ifade eden yetkililer: “Ancak servis şoförü olmak için D sınıfı ehliyet süresi ve psikoteknik belgesinin geçerlilik süresi beş yıldır. Aile hekimlerinin her servis şoförü olmaya uygunluk raporu için bu iki şartı araması gerekir. Aile hekimleri olarak biz bu şartlara göre kişinin servis sürücüsü olup olamayacağı konusunda rapor düzenleriz ki ilgili beş yıllık süreler bu şekilde belirlenmiş olur.” açıklamasında bulundu.
“Aile hekimlerinin psikoteknik açıdan yetkisi yok”
Aile hekimlerinin psikoteknik açıdan yetkisi olmadığına dikkat çeken yetkililer,
“Resmi Gazetede yer alan, ‘Şoförlük mesleği bakımından her beş yılda bir YETKİLİ KURULUŞLARDAN psikoteknik açıdan sağlıklı olduklarını gösteren rapor almak’ maddesindeki söz konusu YETKİLİ Sağlık Kuruluşları 18.07.1997 tarih ve 23053 sayılı Mükerrer Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Karayolları Trafik Yönetmeliğinin yetmiş dokuzuncu maddesi uyarınca kurulan ve Sağlık Bakanlığı tarafından denetlenen Psiko-Teknik Değerlendirme Merkezleri ve Psikiatri Uzmanlarıdır.
Nörolojik muayenesi, Psikolojik ve Ruh Sağlığı muayenesi, Psikoteknik testleri, kapsamlı göz muayenesi, işitme testi, yaşa ve var olan risklere göre periyodik sağlık muayenelerinin hiç birisi, birinci basamak sağlık tesislerinde mevcut fiziki donanımlar göz önüne alındığında, yapılması mümkün değildir.” ifadelerini kullandı.
AHEF Yetkilileri sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yapılamayan bu çok gerekli testler ve muayeneler nedeni ile hiç kimseye servis sürücü belgesi verilemeyecek olması ve sevk sonrası hastaneler tarafından heyet raporu şeklinde verilmesi ile aslında genel çerçeveden baktığımız da birçok servislerin karıştığı kazanın önüne geçilmesine, ölümlerin ve sakat kalmaların azalmasına ve de her yıl çok büyük meblağlar harcadığımız maddi hasarlara ödenecek kaynakların da azalmasına olanak sağlayacaktır. Ama bizim için asıl önemlisi bu raporların birinci basamakta verilmemesi ile uyuşturucu ve türevi madde bağımlıları, psikiyatrik rahatsızlığı olanlar ve fizyolojik olarak bu işi yapmaya uygun olmayanlar, şiddet yanlıları tespit edilerek olası vahim sonuçlardan geleceğimiz olan çocuklarımız korunacaktır. “