Sağlık hizmet sunucularının sistemleri üzerinde, hekimler tarafından kurumun duyurduğu ve tanımladığı şekilde MEDULA sistemine elektronik ortamda kaydedilerek elektronik reçete numarası verilmiş olan reçeteler e-reçete olarak tanımlanıyor.
MEDULA sistemini kullanan tüm sağlık hizmeti sunucuları tarafından elektronik ortamda düzenlenmiş olan ilaç kullanım ve muafiyet raporları E-Rapor olarak adlandırılıyor.
Medula sistemini kullanan tüm sağlık hizmeti sunucularında E-Rapor uygulamasına geçilmiş olmasına ve raporların düzenlendiği sağlık kurumundan kayıt edilmesine rağmen sahte e-rapor üretilmesinin önüne geçilemiyor.
Zarar sahte raporu üretenlerden tahsis edilmeli
Yaşanan soruna ilişkin yazılı açıklama yapan TEİS Genel Başkanı Ecz. Nurten Saydan “Bizler eczane eczacıları olarak ,eczanelerimize gelen hasta vatandaşlarımızın elektronik reçete ve raporlarının sahte olup olmadığını bilemeyiz, ayrıca sahteliğini tespit etme imkanımız da bulunmamaktadır. Eğer sahte olarak düzenlendi ise Anayasada suç ve cezalara ilişkin esasların belirlendiği 38. maddesinin 6. fıkrasında yer alan “Ceza sorumluluğu şahsidir” hükmü gereği SGK’nın bu sahte evrakları üretenlerden zararı tahsil etmesi gerekir.” dedi.
Eczacıların ve eczane çalışanlarının dışında üçüncü kişilerce üretilmiş sahte reçete ve raporlarla ilgili olarak eczacıları sorumlu tutan uygulamanın TEİS tarafından açılan dava sonucu iptal edildiğini ve bu konuda kesinleşmiş Danıştay kararı bulunduğunu ifade eden Ecz. Saydan, “Eczanelerle yapılmış olan ve halen yürürlükte olan İlaç Alım Protokolünde de eczacıların ve eczane çalışanlarının dışında üçüncü kişilerce üretilmiş sahte reçete ve raporlarla ilgili olarak eczacıların sorumlu olmadığı açıkça ifade edilmiştir.
Bu düzenlemeye rağmen Sosyal Güvenlik Kurumu sahteciliği önlemek ya da yasal sorumlulardan zararını tahsil etmek yerine kolay yolu seçerek “yersiz ödeme” adı altında bu sahte reçete ve raporların parasını 10 katı ceza ve birikmiş faiziyle birlikte eczanelerimizden kesmekte, vatandaşlara ilaç ve sağlık hizmeti veren eczanelerimiz cezalandırılmaktadır.” sözlerini kullandı.
Biyometrik kimlik doğrulaması zorunlu hale gelmeli
Avuç içi damar okuyucu sistemlerin, biyometrik verileri okuyarak analiz eden ve verileri mevcut kullanıcı tabanı ile karşılaştıran sistemler olduğunu kaydeden TEİS Başkanı, bu sistemlerin Eğitim Araştırma ve Üniversite Hastaneleriyle, Devlet Hastanelerinde de uygulamasıyla sahte rapor ve sahte reçete üretiminin ortadan kalkacağını söyledi.
Biyometrik yöntemlerle kimlik doğrulaması yapılmasının ilgili yasa ile zorunlu hale geldiğini söyleyen, 1 Ağustos tarihinden itibaren özel sağlık hizmet sunucularında zorunlu olan uygulamanın Eğitim Araştırma ve Üniversite Hastaneleriyle Devlet Hastanelerinde de mecburi olmasını talep eden TEİS; yasal düzenleme yapılarak yaşanan mağduriyetin giderilmesi gerektiğini belirtti.