Babacan’ın 23 Eylül 2010 günü Hürriyet gazetesinde Vahap Munyar'ın ve Milliyet gazetesinde Derya Sazak'ın haberlerinde yer alan ifadeleri üzerine bir basın açıklaması yapan İEO, haberde yer alan ifadelerin gerçeği yansıtmadığını söyleyerek, haberi kınadı.
“İlaç tüketiminde birinci olduk”
Yaptığı açıklamada eczacı meslek örgütlerinin yıllardır ilacın Türkiye'de pahalı olduğunu savunduğunu ve ilaç fiyatlarının düşmesini talep ettiğini belirten İEO, “İlaçta ruhsatlandırma ve fiyat kararnamesi ile yapılan düzenlemeler aleyhine dava açan da yine eczacı meslek örgütleridir. İstanbul Eczacı Odası tamamen firmaların çıkarlarını gözeten ilaç ruhsatlandırma yönetmeliğine karşı dava açmış ve yönetmeliğin bazı maddeleri hakkında yürütmeyi durdurma kararı verilmiştir” açıklamasında bulundu.
İlaç Fiyat Kararnamesi ile getirilen fiyatlandırma sistemiyle Türkiye’nin 2004 yılından 2009 yılına kadar jenerik ilacı yüzde 20 daha yüksek fiyata aldığına dikkat çeken oda yönetimi, “AKP hükümeti döneminde ilaç tüketimini pompalayan politikalar izlenmiş, yerli ilaç sanayi büyük oranda yok olmuştur. Sağlık Bakanlığı açtığımız davaya cevabında Türkiye'de ilaç tüketiminin yüzde 427 arttığını ifade etmiştir. Ülkemiz milli gelire oranla ilaç tüketiminde dünyada 1. sıraya yükselmiştir” örneğini de kamuoyu ile paylaştı.
“Beyanın inandırıcılığı bulunmamaktadır”
İEO tarafından yapılan basın açıklamasında, Türkiye’nin ilaç tekellerinin önemsediği bir Pazar haline geldiği söylendi. Sağlıkta özelleştirmeler ve şirketleşmelerin yaşandığı dönemde ilaç tüketimini de artıracak tüm düzenlemelere karşı çıkanların yine sağlık meslek örgütleri olduğunu savunan oda yönetimi yaptıkları açıklamada, “Eczacı meslek örgütleri ilacı ticari bir meta ve eczacılık mesleğini ticaret olarak gören her yaklaşıma karşı çıkmıştır. İstanbul Eczacı Odası, ilacı ve eczacılık mesleğini korumak adına, başta fiyat kararnamesi olmak üzere, ilaç tüketimini pompalamaktan öteye gitmeyen düzenlemelerden davacı olmuş ve bir kısmı iptal edilmiştir. Tüm bunlar ortada iken, Sayın Bakanın, eczacıların firmaların isteği ile eylem yaptığı yönündeki iddia ve beyanının hiçbir inandırıcılığı bulunmamaktadır. Sayın Bakanın firmalara Hindistan ve Çin fiyatlarını esas alacağını söylediği yönündeki ifadesi de inandırıcı değildir. Zira Türkiye'nin 2004 yılından bu yana benimsediği referans fiyat sistemini içeren mevzuatı AB fiyatlarını baz aldığından böyle bir uygulama hukuken mümkün değildir” ifadelerini kullandı.
“Hak arayışımıza gölge düşürülmeye çalışılıyor”
Hammadde ve işçilik fiyatları konusunda AB’nin referans alınmasının doğru olmadığını ve maliyet esaslı bir fiyatlandırma sisteminin getirilmesi gerektiğini savunduklarına dikkat çeken İEO yönetimi, “Hammadde ve işçilik fiyatları ülkemizden çok farklı olan AB fiyatlarının referans alınmasının doğru olmadığını her fırsatta dile getiren eczacıların, firmaların teşviki ile boykot yaptığı yönündeki ifadenin hiçbir gerçekliğinin olmadığı çok açıktır. Bugüne kadar, eczacıların mesleki ve ekonomik sorunlarını kamuoyuna duyurmak için sürdürdükleri hak arama mücadelesine gölge düşürmek amaçlı pek çok maksatlı yazı yazılmış ve söz söylenmiştir. Ancak hiçbir gerçekliği olmayan bu açıklamaların bir Bakan tarafından dile getirilmesi, dahası eczacıları ve eczacı meslek örgütlerini bugüne kadar mücadele ettikleri unsurlarla yandaş gösterme çabası kabul edilemez” açıklamasında bulundu.
“Arşivler aksini söylüyor”
Yapılan açıklamada, oda arşivinin sağlık bakanı tarafından dile getirilen “firma desteği ile eylem yaptılar” ifadesinin aksini açıkça ispatlayan belgeler, yazışmalar ve dava dilekçeleri ile dolu olduğunu açıklayan oda yönetimi şu ifadeleri kullandı:
“Sağlık Bakanlığı'nın davalara cevap dilekçeleri arşivimizdedir. Bugün ülkemizde ilacı bir ticari meta olmaktan öteye taşıyan, ilacı olmazsa olmaz bir sağlık ürünü olarak görenler, eczacılar, sağlık çalışanları ve onların meslek örgütleridir. Bu nedenle de son dönemde sağlık meslek örgütleri çeşitli karalamalara maruz kalmakta ve adeta boy hedefi yapılmaktadır. Meslek örgütlerimiz sağlıklı bir toplum ve onurlu bir meslek için mücadelesini şimdiye kadar olduğu gibi tamamen bağımsız ve halkın çıkarları doğrultusunda yürütmeye devam edecektir.”