#direneczacılık

Mesleğimle her zaman gurur duyuyorum...Bu ruhu çok seviyorum..

#direnMF

Twitter ortamında dayanışma içine giren eczacılarımıza başarılar diliyorum. Ancak biraz da "mesleğin günlük hayatta icra ediliş şekline" de kafa yorsalar iyi ederler. Şöyle ki: 1. Ben günlük hayatta "iyi teşhis-tedavi/ameliyat yapan doktor" benzeri bir tanımı "felanca Ahmet Bey çok iyi eczacıymış" şeklinde hiç duymuyorum. Peki niye? Ben söyleyeyim: Çünkü piyasada "iyi eczacı" olmanın yolu "iyi" konumda bir iş yeri sahibi olmaktan geçiyor. Siz eczaneyi hastane karşısında açmışsanız zaten işinizde iyi bir eczacısınız demektir. Değilse iyi olmanın günlük hayatta mesleğin icraat şekli ile bir ilgisi yok. Vatandaş birçok eczanede eczacı ile temas bile edemiyor. Çoğu zaman kalfaya verdiği reçeteyi 3-5 dk sonra poşetin içinde üzerine çizik atılmış kutular halinde alarak dışarı çıkıyor. Daha kötüsü, vatandaş "eczanede eczacılık hizmeti alma" kavramının daha ne olduğunun farkında değil. O nedenle eczaneleri sadece "kutulanmış ilaçları satın alma yeri" olarak görüyor. 2. Şimdi bana birçok eczacı arkadaş bunları yazdım diye kızcak. Ancak kusura bakmasınlar. Ben bu işin yurtdışında bizzat eczanelere giderek nasıl yapıldığını gözledim. Hasta eczaneye gittiğinde sırasını bekliyor. Eczacı işi bitince geliyor. Reçete yazan ilacı raftan alıp hastaya etkisini, nasıl kullanacağını, olası yan etkilerini ve kontrendikasyonlarını 5-10 dk kadar süreyle anlatıyor. Sonra da poşete koyarak hastaya veriyor. Öyle kalfa felan ilaca elini bile süremiyor. Belki vardır. Ancak ben günlük hayatta bu memlekekette böyle eczacılık yapanı daha görmedim. 3. Eczacı arkadaşlara eğitimleri sırasında bu işi pratikte nasıl yapacakları, hasta ile günlük hayatta iletişim konusunda birşeyler anlatılıyor mu bilmiyorum. Ancak naçizhane ben eğer imkan bulabilirlerse Avrupa ülkelerinde giderek şöyle işini yapan eczacıları oturup bir saat kadar izlemelerini öneririm. Lütfen bana kızmasınlar. Ben onları meslektaşlarım olarak görüyorum. Ancak böyle giderlerse bir gün baltayı ayaklarına vuracaklar. Yarın hükümetten birileri çıkıp da "Böyle ilaç satışını ben markette de yaptırırım. Eczanelerde daha farklı ne yapılıyor ki?" diyebilir. Söyleyecek sözleri kalmaz ve asıl mağduriyeti işte o zaman yaşarlar. İş yerlerinin patronu iken markette işçi pozisyonuna düşebilirler. (Zaten iş ABD de biraz bu hale gelmiş bile). Bu nedenle haklarını aramak kadar günlük hayatta "mesleğin icraat ilkeleri" ve "hasta ile deontolojik iletişim" konusunda da kafa yorarlarsa ve odalar bazında meslekiçi eğitim ve denetimlerini sıklaştırırlarsa iyi ederler. İşini hakkıyla yapan tüm eczacılara saygılarımla.

Osman Bey ne kadar doğru noktalara değinmişsiniz bu konuda biz eczacılar olarakta çok kafa yoruyuruz. ancak hastalar 1 satt hastanede sıra bekliyor eczaneye gelince 5dk fazla geliyor. ben bu sancıların eczacıları daha kaliteli hizmet vermeye sevkedeceğini umuyorum.

- öncelikle muvazaalı eczaneler doktor-eczacı dan gelen taleplerle kapatılmalı - eczacının eczanede durması sağlanarak denetlenmeli - eğitimsiz kişilerin kalfalık yapmasının önüne geçilmeli, meslek yüksek okulu bitirmeden kalfalık yapılamamalı - farmasötik bakım ve klinik eczacılık eğitimini almadan mezun olan eczacılara bu eğitim verilmeli ve uygulanması teşvik edilmeli - avrupadaki eczacılık uygulamaları gözlemlenerek türkiye ye uygulanabilirliği tartışılmalıdır. - son olarak bu aşamlar kaydedildikten sonra farmasötik bakım hizmeti karşılığında meslek hakkı gündeme gelmelidir.