İZMİR-Swiss Otel Grand Efes'te TABDER üyesi aktarlar bir araya gelerek, sektör sorunlarını tartıştı.
Dernek Başkanı Ayhan Ercan, yaptığı konuşmada, Sağlık Bakanlığı'nın Ekim ayında geleneksel bitkisel ürünlerin eczanelerde satışını öngören bir düzenleme yaptığını belirterek, yönetmeliğe karşı eylem planını belirlemek için aktar ve baharatçıların bir araya geldiğini söyledi.
Aktarlığın 600 yıllık bir meslek olduğunu ve bu mesleğin yok sayılamayacağını vurgulayan Ercan, ''Ekonomik şartlar ortada. Bu düzenlemeden sonra hangi eczacının pul biber, hangisinin ıhlamur satacağını çok merak ediyorum. Sağlık Bakanlığı taraflı davranıyor'' dedi.
Düzenlemeyle hekimlik diploması olanlara, diş doktoru, göz doktoruna bitkisel ilaç yapma ruhsatı verildiğini, ancak aynı ruhsatın biyologlara, ziraat mühendislerine verilmediğini söyleyen Ercan, şöyle konuştu:
''Bu ülkede 19 tane tıbbi aromatik bitki teknikeri yetiştiren fakülte var ama hiçbirinin yetkisi yok. Biz kanuni haklarımızı aramak için eylem planı başlatacağız. Derneğimize üye olmayanları da bize katılmaya davet ediyoruz. Bu düzenlemeye karşı iptal davası açacağız. Bu şartlar altında hiçbir firmanın üretim yapacağına inanmıyorum. Bu düzenleme, sanki yurt dışındaki ithalatçılara göre yapılmış, biz böyle bir izlenime sahibiz.''
Türkiye'de yaklaşık 6 bin aktar olduğunu, her aktarın bilinçli olmadığını, ancak eğitilebileceğini dile getiren Ercan, elinde kitapla televizyona çıkan insanlar nedeniyle mesleğin popüler hale geldiğini savundu.
Aktarlığın popüler olmasını istemediklerini de kaydeden Ercan, konuşmasını şöyle sonlandırdı:
''Bir aktar, 'boğazım ağrıyor' dediğinizde size ıhlamur veriyorsa bu suçtur. Bunu neye dayanarak veriyor? Türkiye'de kuaförler, araba tamircileri çıraklık kursuna gidiyor. Sağlık sektöründe olan bir grup olarak aktarlar hiçbir eğitime tabi değil. Ne çıraklık, ne kalfalık eğitimi var. Biz devamlı seminerler veriyoruz. Ancak bir mesleği bitirmek başka şey, disipline etmek başka şeydir. Biz vatandaştan sağlık kuruluşlarına üye olmayan aktarlardan alışveriş yapmamasını rica ediyoruz.''