Doç. Dr. Kürkçü, ortopedi, beyin ve çene cerrahisinin, ameliyatlarda kemikler arasındaki boşlukları doldurmak için kullandığı malzemenin Türkiye'de şimdiye kadar hayvansal üretiminin yapılmadığını belirterek, sadece kimyasal üretiminin gerçekleştirildiğini söyledi.
İnsan vücuduna yerleştirilen yapay nesne (İmplant) ile kemik arasındaki uyumsuzlukların söz konusu suni kemik ile giderildiğini vurgulayan Kürkçü, "Suni kemik, ameliyatlarda kemikte oluşan boşlukları doldurmak için ortopedi, beyin ve çene cerrahisinin sıkça kullandığı bir malzeme. Ameliyatlarda sıklıkla başvurulan bu malzemenin sığırdan üretimi henüz yapılmamıştı" dedi.
Kemikte herhangi bir tümör, kist söz konusu olduğunda, orada yapılan temizliğin ardından oluşan boşlukların sığırdan üretilen malzeme ile de doldurulduğunu vurgulayan Kürkçü, "İyileşmeyen kırıklar arasındaki uyumsuzluk da bu malzemeyle gideriliyor. Ameliyat sırasında kemikte oluşan boşlukları doldurmak için bu malzeme uygulanıyor. Bir çeşit dolgu malzemesi. Bu malzemenin kullanım alanı çok geniş. Ameliyatı yapan cerrah, hastanın kendisinden de bu malzemeyi karşılar. Ancak bunun için de hastada ikinci bir cerrahi alan oluşturulması gerekiyor" dedi.
Dolgu malzemesi olarak suni kemik ve insandan sağlanan malzemelerin de kullanılabileceğini kaydeden Kürkçü, kadavradan ya da donörlerden sağlanan dokuların işlenmesi ile elde edilen dolgu malzemesinin ise Türkiye'de üretilmediğini ifade etti.
Avrupa'da söz konusu dolgu malzemesinin sığırdan, domuz ve attan üretildiğine dikkati çeken Kürkçü, Türkiye'de kullanılan bu tür malzemelerin tamamının ithal ürün olduğunu kaydetti. Söz konusu malzemenin yüksek rakamlardan satıldığına vurgu yapan Kürkçü, bir kutu malzemenin 100 dolardan ithal edildiğini dile getirdi.
Her gün cerrahların ameliyatlarda bu malzemeyi kullandığını ve Türkiye'nin milyonlarca lirasının Avrupa'ya gittiğini ifade eden Kürkçü, bir öğretim üyesi olarak tek görevlerinin hasta bakmak olmadığını, bilimsel çalışmalara da imza attıklarını belirterek, ameliyatlarda sıkça kullandığı malzemenin Türkiye'de üretilmemesinin kendisini bu konuda araştırma yapmaya ittiğini kaydetti.
2 yıllık çalışmanın sonunda
Sığır kemiklerinde laboratuvar ortamında, hayvandan insana geçebilecek hastalıkların olup olmadığının kontrolünün yapıldığını vurgulayan Kürkçü, 3 haftalık bir işlemin ardından suni kemiğin ameliyathanelerde kullanılabilecek hale getirildiğini kaydetti.
Kürkçü, şöyle devam etti:
"Yıllık pratiğim içinde hep ithal malzeme kullanıyordum. Yaptığım bilimsel çalışmalar da gördüm ki; biz de bu malzemeyi üretebiliriz. Bunun için 'yeterli bilimsel altyapıya sahibiz' diyerek çalışmalara başladım. Ameliyatlarda her gün kullandığım malzemeyi ithal etmektense kendim geliştirmek istedim. 2 yıldır laboratuvar testleri, hayvan testleri, klinik çalışmaları, kimyasal ve fiziksel testler yaptım."
Çalışmalarına ÇÜ bünyesinde kurulan Çukurova Teknoloji Geliştirme Merkezi'nde (Teknokent) devam ettiğini, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı'ndan (KOSGEB) aldığı destekle de üretime geçtiğini vurgulayan Kürkçü, Avrupa standartlarında bir ürün olması için belgelendirme çalışmalarına başladıklarını ifade etti.
Kürkçü, "Başvurumuzu Avrupa Birliği'ne üye bir ülkeye yaptık. Türkiye'de bu ürünü belgelendirecek bir kuruluş yoktu. Haziran ayında bir özel firma bunun yetkisini aldı. Ancak başvurmuş olduk. Başvurumuzu çekme şansımız da yok. Avrupa standartlarında belgelendirme çalışmalarının tamamlanmasının ardından bu ürün Türkiye'de ve dünyadaki bütün hastanelerde kullanılabilecek" diye konuştu.
Türkiyede üretildiğinde malzemenin fiyatının çok daha aşağıya ineceğini vurgulayan Kürkçü, daha büyük bir tesis kurarak ürünü ihraç etmeyi hedeflediğini vurguladı.
Kürkçü, yüksek karlılığa sahip bioteknolojinin Almanya, İsviçre, İtalya ve Fransa'da çok iyi kullanıldığını ifade etti. Malzemenin yerli üretim olmasının kalitesiz olması anlamına gelmeyeceğini de vurgulayan Kürkçü, Türkiye'de de bioteknoloji alanındaki bilimsel çalışmaların yaygınlaşması gerektiğini sözlerine ekledi.