Medimagazin logo

Bir asistan hekim olarak yazıyorum: Kukla

Kaynak: MEDİMAGAZİN OKUYUCU KÖŞESİ
Bir asistan hekim olarak yazıyorum: Kukla
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Kuklayız hepimiz…

   Henüz genç sayılabilecek bir doktor olarak yazıyorum bu yazıyı size. İzmir’de bir devlet hastanesinde nöroloji asistanıyım. 2 dil bilen, fen lisesi mezunu, Hacettepe’de tıp okumuş ama elinde bir tıp fakültesi diploması bile olmayan, yıllarca bir sürü insanın üzerine emek harcadığı, Atatürk’ün hitap ettiği genç nesilim. Bilim adamı yetiştirmek amacıyla kurulmuş bir lisede okuyup, bilimle ilgisi olmayan bir üniversite sınavıyla bir tıp fakültesi kazandım. Mezun olmadan hemen önce çıkan bir yasa ile mecburi hizmete tabi oldum ve diplomamı alamadım. İlkokul mezunlarının bile 6 yıl okumuş pratisyen hekimleri horgördüğü bir ülkede uzman hekim olmayı tercih ettim ama bunun için de bir sınavı daha geçmem gerekti.

   Asistan olarak ayda 7-8 nöbet yanında son 7 aydır haftanın 5 günü aynı poliklinik odasında günde 70 ila 80 hasta bakıyorum. MR çektirmek için gelenler, yazdığım ilacı daha kullanmadan beğenmeyenler, sırası gelmeden içeri girmeye çalışanlar, yaşlı yada sakat olduğu için öncelik tanınanlardan dolayı kızanlar, internetten okuduğu yada sabah programında dinlediği hastalığın tanısını kendine koymuş olan ve bunda ısrar edenler…Hepsini anlayışla karşılamaya hazırım. Anlamadığım neden ben yada benim gibi meslektaşlarımın anlayışla karşılanamadığı.

   Bu yazıyı bir nöbette, sabah 05:30’da yazıyorum. Bu gece 2:30 da yoğun bakımda bir hastamı kaybettim. 11 gündür derin komadaydı ve bu gece benim nöbetimde öldü. Ölümünü ben belgeledim. Yakınlarına ben haber verdim. Ve gece 4 buçukta hiç görmediğim bir yakını doktor odasına gelip hastanın nabzının morgda attığını, kendisine öyle geldiğini söyledi. Öldüğünü kesin olarak bildiğim – ki benim işim bu- bir hastanın öldüğünü tekrar doğrulamak için birsürü hasta yakını ve idari amirle birlikte morga indim ve bir kez daha bakıp, dinleyip ölmüş dedim –ki bu benim işim değil-. Nabzı var diyen hasta yakını morga giderken bana “ölürken bilinci açıkmıydı?” diye sordu. 11 gündür bilinci hiç açılmamış olan ve hergün yakınlarına bu şekilde bilgi verilmiş olan hastanın “uzak” yakını acaba doktorlar hatamı yapmıştır dedi diye ben adeta ben öldürmüşüm bakışları arasında bir morgta ikinci kez öldü dedim hastama.

   Daha önce dayak da yedim ben. Bir hastayı 1 saatlik kalp masajına rağmen kurtaramadık. Ölüm haberini verdiğimde hasta yakınını üzerimden zor ayırdılar. Müdahaleyi birlikte yaptığımız hemşire arkadaş hamileydi ve ertesi gün kanaması oldu. Ama kimsenin bunlardan haberi olmaz. Haber olması için ya doktor hatası olmalıydı ölüm, yada canlı olmalıydı morgdaki ceset.

   Hasta haklarının olduğu ama sağlık çalışanı hakkının olmadığı bir ülkede yaşıyoruz. Poliklinikte hastalar bize bağırdığında yada küfrettiğinde arayacak yerimiz yoktur bizim, en fazla bir tutanak tutabiliriz, ki onu da ya hastadır der yapmayız yada onu yazcama iki hasta bakarım deriz. Ama asılsız yere siz bir hasta olarak SABİM’i arayıp falanca doktor bana gerekli ilgiyi göstermedi, 10 dakikadır sıra ilerlemiyor, doktor odayı terketti dediğiniz anda sağlık bakanlığı yarım saat içerisinde hastaneye döner ve falancayı bulur ve sorar. Denemesi bedava. Ne tuvalete gitme hakkı vardır doktorun, ne iki hasta arasında durma, ne de bir hastaya diğerinden daha fazla vakit ayırma, haşa!

   Tüm sağlık çalışanları birer kuklayız bu ülkede; siyasetçilerin elinde, (kimi) basının elinde, (kimi) hastaların elinde ve (kimi) meslektaşlarımızın elinde…

   Bir kukla olarak benim görevim: hergün 80 hasta görüp hastalara onların istedikleri tetkikleri istemek, onların istedikleri ilaçları yazmak, bilgisayara kodlama yapmak, basında çıkan “tü’ kaka doktorlar” haberlerine “ bi tü’ de benden” demek, siyasetçilerimizin olur olmaz kışkırtıcı açıklamalarını da görmezden gelmek…mi acaba!!!

   Artık hiçbirimizin içinden bu işi yapmak gelmiyor. Konuştuğum tüm diğer kuklalar gibi, ben de gerçek bir çocuk olmayı istiyorum yeniden tıp fakültesine girerkenki hevesimle. Yada bırakmak bu mesleği yolun başında.

   Ailemin ve hocalarımın harcadığı bunca emek, benim verdiğim bunca yıl hatırına hiç değilse şu tıp fakültesi diplomamı verselerdi de evimin duvarına olsun asabilseydim.

                                                              

Dr. H. Kübra Özkeşkek
 

bir
asistan
hekim
olarak
yazıyorum:
kukla
Yorum (31)
tıp doktoru
Sayın meslektaşım, ben de birkaç ay öncesine kadar asistandım, şunu söyleyebilirim uzman olunca da bir şey değişmiyor yine kuklayız, hatta uzmanların durumu daha da vahim
0
Cevapla
Dr.Cevdet
Yaşadığın serüveni hemen hergün yaşıyoruz kardeşim.Sen daha mesleğinin başındasın, bende 21 yılımı doldurmak üzereyim.Maalesef dünyanın en güzel şeyi olan ''işini severek yapma'' mutluluğundan tüm doktorlar olarak mahrum bırakıldık.Sırf geçimimi sağlamak için ameliyat yapmak zorundayım.Sistem hizmet vereni görmezden geldiği sürece bu sıkıntılarımız sürecektir. Umarım en kısa zamanda çalışan odaklı hizmeti düşünen birileri bizi bu sıkıntıdan kurtarır.
0
Cevapla
mine
Sevgili kızım, ben seninle benzer eğitimden geçmiş 22 yıllık bir hekim olarak, ayrıca tıp öğrencisi evladı olan bir anne olarak genç yaşta bu kadar travmalı bir iş hayatı yaşayan bizlerin neden insanlarca kin ve nefret duygusu ile anıldığını bunca yıldır anlayamadım. Diplomanı alsan da değişen çok şey olmayacak, sen bir de mecburi hizmet şartlarını gör.Bize ancak biz sahip çıkarız.Tek değil toplu davranmayı öğrenirsek..
0
Cevapla
doktor abi
Doktor hanım Tam olarak ne istiyorsunuz. İnanın analayamadım. Duygusallık iyi de, bu depresif durumu değiştirecek yine sizsiniz. Kendim ettim kendim buldum diyerek biraz aynaya bakalım efendi doktorlar olarak.....
0
Cevapla
dr silver
daha ne denirkiii herşeyi özetlemiş kübraa ama ne fayda doktorları seven bi tane adam gösterin bana yanlız bi tabe anne baba eş çocuk ve meslektaş? dahil geçen yıl bulunduğum ilçede 13000 hasta gördüm tekbaşıma yüzlerce amelıyat hergün kalbimin üstünde bir taş yüreğime basıyor gibi geliyorum hastaneye abuk subuk tipler hayat bu kadar çileye değermi bizi bu hale getirenlere taaaa yüreğimin derinliklerinden en büyük bedduaları gönderiyorumm
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir