İZMİR-Bu yıl 49'uncusu düzenlenen Ulusal Psikiyatri Kongresi, "Sınıflandırmalardan Tedaviye, Yeni Yaklaşımlar Yeni Ufuklar" başlığıyla İzmir'de başladı.
Prof. Dr. Alkın, Kaya Termal Otel'de düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'nin psikiyatri alanındaki en büyük kongresini İzmir'de düzenlemenin mutluluğunu yaşadıklarını söyledi.
Kongre kapsamında yerli ve yabancı katılımcılarla bilimsel oturumlar gerçekleştirildiğini ifade eden Prof. Dr. Alkın, "Sınıflandırmalardan Tedaviye, Yeni Yaklaşımlar Yeni Ufuklar' başlığıyla düzenlediğimiz kongre, bin 108 kişinin katılımıyla önemli sunum ve çalışmalara ev sahipliği yapacak. Panel ve kursların yanı sıra çalışma grupları oluşturuldu. Türkiye'deki psikiyatristlerin yüzde 40'ının katılımıyla düzenlediğimiz Türkiye'nin en büyük kongresi, 28 Eylül'e kadar sürecek" dedi.
Türkiye Psikiyatri Derneği Hasta Bilgilerinin Gizliliği Görev Grubu Koordinatörü Hüseyin Soysal ise kişisel verilerin gizliliği konusunda yaptığı sunumda, Anayasada herkesin kişisel verilerini koruma hakkına sahip olduğunu ancak sağlık hizmeti alan kişilerin verilerinin kayıt altına alındığını belirtti.
KONGREDEN AYRINTILI HABERLER MEDİMAGAZİN'DE YER ALACAK
Sağlık-Net sistemi ile kişilerin sosyodemografik bilgilerinin toplandığını ifade eden Soysal, şöyle konuştu:
"Hamilelik testleri, alkol ve madde kullanımı, ailedeki intihar girişimleri, varsa mahkumiyet süreleri, aile planlaması yöntemi, bebeğin babasının kan grubu gibi mahrem denilebilecek bilgiler istenmektedir. Toplanan bilgilerin, SGK ve Sağlık Bakanlığı dışındaki 3. kişiler ve şirketler tarafından ele geçirilebileceğine ilişkin sıkıntılar yaşanmıştır. MEDULA sistemi daha güvenli hale getirilmeli. Sağlık-Net sistemi uygulamasından vazgeçilmeli. Hekimlik mesleğinin uygulanmasındaki mesleki kavramlar, etik değerler yapılacak düzenlemeler göz önünde bulundurulmalıdır."
"Savaşın psikolojik etkisi üzerinde durulmalı"
Türkiye Psikiyatri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tamer Aker de "Neden Barış" konulu sunumunda, savaş ortamının siyasi ve ekonomik yansımalarının sürekli değerlendirildiğini, buna karşın savaşın toplumsal ve ruhsal yansımalarına dikkat edilmediğini bildirdi.
Savaşın insanları yaşadıkları yerden göç etmeye zorladığını anlatan Prof. Dr. Aker, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye'de terör nedeniyle insanlar yerinden edilme sorunu ile karşı karşıya kaldı. Terör nedeniyle yerinden edilen 1 milyondan fazla insan olduğunu biliyoruz. Toplumsal bir afetle karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz. Dünyadaki savaşların da Türkiye'ye önemli yansımaları da var. Mülteci sorunu çok büyük. Sığınmacıların aldıkları psikososyal destek yetersiz düzeyde kalıyor. Suriye'deki savaşın yansımaları daha da etkili. Suriye'den gelen 450 bin sığınmacı olduğunu biliyoruz. Bu insanlar, kamplar dışında ev kiralayarak ya da akraba yanında kalıyorlar. Özellikle sınır bölgelerindeki kentlerin toplumsal dokunun değişmesi anlamına geliyor. Sığınmacıların yaşadıkları şartlar kaynaklı ruhsal sorunları da oluyor. Sığınmacılara yönelik farkındalık yaratma zamanı geldi. Bu sayı her geçen gün artacaktır."
Türkiye Psikiyatri Derneği Kadın Ruh Sağlığı Çalışma Birimi üyesi Doç. Dr. Leyla Gülseren ise "Kadına yönelik ayrımcılık" konulu konuşmasında, Türkiye'nin, BM tarafından hazırlanan Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılıığın Önlenmesi Sözleşmesini 1985 yılında imzaladığını ancak toplumdaki cinsiyet eşitsizliğinin halen sürdüğünü anlattı.
Eğitim sistemindeki değişikliklerin, kız çocuklarının okullaşma oranında olumsuz etkiye neden olabileceğine dikkati çeken Doç. Dr. Gülseren, "Kız çocuklarının okumaması, erken evlililkler ve kadın yoksulluğunun artmasına yol açabilir" dedi.
Türkiye Psikiyatri Derneği Alkol Madde Kullanım Bozuklukları Bilimsel Çalışma Birimi Koordinatörü Prof. Dr. Kültegin Ögel de Türkiye'de alkol bağımlılığını önlemeye yönelik çalışmaların kısa sürede yasalaştığını, alkol ve madde kullanımına ilişkin bilimsel dayanağı olan kanunlara ihtiyaç duyulduğunu bildirdi.